DÜZENLENMİŞTİR.
*Bölüm şarkımız Sia-Chandelier*
"Aras bugünde geliyor değil mi?"
Bahçeye çıkmış sevgili kocamı beklerken Eylül'ün sorduğu soruyla gözlerimi devirdim."Gelmediği gün mü var?" Bir süre düşünen Eylül bana hak verircesine kafasını salladı.
"Doğru." Olduğumuz yerde beklerken bahçeye giren Range Rover ile kalp atışlarım hızlandı. Bu arabaya bayılıyordum. Aras arabadan inip birkaç büyük adımda yanımızda geldi. Her zamanki gibi önce belimi kavrayıp sonra da saçlarımdan öptü. Bunu alışkanlık haline getirmemiz gerçekten tuhaftı. İlk zamanlar ona kızsam da şimdi hiç sorun etmiyordum. Alışmış kudurmuştan beterdir hesabı.
Okuldaki tüm kızlar ağzının suyunu akıta akıta Aras'ı keserken kaşlarımın çatılmasını engelleyemedim. Bu çok... Çok sinir bozucuydu. O benim kocamdı. Kimse ona öyle bakamazdı. Sinirli bir şekilde arabaya doğru yürürken elimden geldiğince etrafa bakmamaya çalışıyordum. Çünkü tek bir kızın daha arsız bakışını yakalarsam kendimi tutamayıp yumruğumu yüzüne geçirebilirdim.
Arabanın kapısını açıp kendimi ön koltuğa bıraktım. Eylül'de arkadaki yerini alınca Aras arabayı çalıştırdı.Neredeyse bir haftadır bu durumdaydık. Aras her çıkışa geliyor ve bizi eve bırakıyordu. Arada yanında Doruk'ta oluyordu ya bizim kız çok seviniyordu. Bu bir hafta boyunca Tuna'yı etrafta görememiştim. Selim'de, Aras'tan korktuğu için yanıma yaklaşıp bir şey söyleyemiyordu. Ha birde Başak vardı. Beni Aras'la gördükten sonra tek kelime etmeyip karşılaştığımız her yerde soğuk soğuk bakan Başak. Sessizliğinin nedenini çözemesem de benden uzak durması hoşuma gidiyordu. Anlayacağınız benim kas yığını kızların gözdesi erkeklerin korkulu rüyası gibi bir şeydi. Kızların gözdesi derken sadece Aras değil Doruk ve Doğu'nun da ondan eksik kalır bir tarafı yoktu. Tabi Aras ilk tercih edilendi ve bu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Sonuçta o benim kocamdı. Kâğıt üstünde falan ama o bana aitti.
"Nefes?" Aras'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp bakışlarımı ona çevirdim.
"Efendim?" Gözlerini yoldan ayırmadan konuşmaya başladı.
"Bir iki günlüğüne şehir dışına çıkıyorum. Şirketler arası bir toplantı için. Bu süre zarfında sizi Doruk alacak." Söylediği şeyle gözlerimi kırpıştırdım. Bir iki günlüğüne de olsa Aras yoktu ve onu göremeyecektim. Huzursuzca kıpırdandım. Gidecek olmasından rahatsız olmuştum.
Bana bakıp tek kaşını kaldırınca kafa sallamakla yetindim. Ne diyebilirdim ki? Güle güle git falan mı?Dikiz aynasına bakınca Eylül'le göz göze geldik. Gözlerinin içi parlıyordu. Tabi Doruğu görecek ya o sevinmesin de kim sevinsin. Evde yine yalnızları oynayacaktım. Beliz Anne ve Baran baba da yoktu. Birkaç haftalığına Mardin'e girmişlerdi. Memleket özlemi falan filan. Mert'te kamptaydı. Bu sefer cidden yalnız kalacaktım. Yapayalnız. Gözlerim kocaman açılmıştı.
"Aras ben.."
"Doruk bizde kalacak. İsterse Eylül'de size eşlik edebilir. Yalnız kalmana izin vereceğimi mi sandın kızıl?" Aras yarım ağız gülümseyince gamzesi gözüme çarptı. Ah o gamzesi! Yine içimi titretmişti.
"Teşekkür ederim." Kafasını bana doğru çevirip çapkınca göz kırptı. Yanaklarımın yandığını hissettim. Beni utandırmaya bayılıyordu öküz!
Eylül öksürmeye başlayınca gözlerimi devirdim. Hiç eksik kalma tamam mı Eylül'cüm nadir yaşadığımız bu güzel anların büyüsünü boz. Dikiz aynasından baktığımda pis pis sırıttığını fark ettim. Tam tahmin ettiğim gibi.Eve gitmeden önce Eylül'ün evine uğrayıp ona birkaç parça kıyafet almıştık. Malum iki gün boyunca bizde kalacaktı. Aras'a birkaç dakika içinde hallederiz dediğimiz iş bir saati bulunca sevgilimi kocamı daire kapısında ölümcül bakışlar savururken bulduk. Eylül mahcup. Aras'ın kaşlar çatık. Benim yanaklar yine kıpkırmızı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Özlemek İstemiyorum
Literatura FemininaZoraki bir evlilik, masum bir kız, aşka küsmüş bir adam. Aras ve Nefes. Biri kalbinden olmuş biri hayallerinden. Zorla evlenen bu iki insan için aşk yeniden varolabilecek mi? Nefes Karahan ve Aras Taşkıran'ın yollarını birleştiren kaderdi...