Kızları evlerine bırakıp salona gidiyoruz. Yürüme bandında kısa bir yürüyüş ve ağırlık çalışması yapıp ısındıktan sonra ise Hangmin ve ben derse geçiyoruz. Jaebum yine ortalıklarda değil ama dersi olduğu kızı spor aletlerinin orada gördüm, yani birazdan gelir diye düşünüyorum. Geliyor da. Şu ringe çıkma işini konuşmak için doğru zaman şimdi mi yoksa onun da dersinin bitmesini beklemek mi daha doğru diye düşünürken kendimi onun yanında buluyorum. Ahh, karnımdaki ağrıyı size anlatamam. Parmak uçlarım karıncalanıyor, başım dönüyor. Sanki sarhoş gibiyim, aşk sarhoşu... Çok güzel bir duygu ama... Eşcinsel olmadığına adınız gibi emin olduğunuz birisine aşık olmayı geç, kağıt üstünde kardeşiniz olan birisine... Resmen yasal değil. Gerçi eşcinsellik bile yasal değil bazılarının gözünde ama neyse, bu konudan bahsetmeyeceğim.
"Jackson, bir şey mi söyleyeceksin? Dersim başlayacak."
Yine transa geçmişim, Jaebum'un sesini duyup kendime geliyorum. "Ahh, bir şey konuşmak istiyordum."
"Tamam, dinliyorum."
Bugün diğer günlerden daha farklı gözüküyorsun, fiziksel olarak değil, ben sana farklı gözle baktığım için... Üzgünüm, çok yakışıklısın. Üzgünüm, sana aşık oldum. Her şey bir anda oldu... Umarım bunları dışımdan söylememişimdir diye düşünürken öğrencisi yanımıza geliyor.
"Başlayabiliriz."
Jaebum da dönüp bana bakıyor. "Sonra konuşuruz, gitmem gerek." Derken gidiyor bile. Acil kendime gelmem gerekiyor.
Aşık olmaktan nasıl kurtulunur? Şunu internette aratmamak için zor tutuyorum kendimi. Öyle kolay değil tabi, hormonsal takviyelerle falan olabilecek bir şey bu ama durumum o kadar da vahim değil. Kendi kendime de unutmayı başarabileceğimi umuyorum. Belki de hiç başarmam, çünkü aşık olma duygusunu biliyorsunuzdur belki, hayatta hissettiğiniz en güzel duygu. En azından benim için öyle. Gerçi görünüşe bakılırsa ben önceden hiç aşık olmamışım çünkü o gittiğinde hala ellerim ve bacaklarımın titrediğini hissediyorum.
"Konuştun mu? Çalışacak mı seninle?"
Hangmin yine düşüncelerimi bölüyor. Şu dalıp gitme durumumdan kurtulmam gerek gerçekten.
"Ha? Ha, Jaebum'la mı diyorsun? Hayır, derse gitmesi gerekti."
"Söyleyeceğin iki sözdü, derse giderken bile söyleyebilirdin. Her neyse, biz devam edelim."
Ama Jaebum ve o kız ortalıklarda değil. Diğer salonda olmalılar. Neden? Gözümün önünde olmalarını istiyordum, şu an kendimi hiç derse veremiyorum.
"Sen iyi misin? Yumrukların hissedilmiyor bile."
"İyiyim, sadece yoruldum."
"Sen mi? İnanasım gelmedi doğrusu. Belki buradan önce ne yaptığını bilmesem inanabilirdim."
"Düşünüyordum. Ring işini..."
"Bu kadar kafana takıldıysa istersen hiç girişme o işlere ben dedim diye. Çünkü ciddi bir şey..."
"Jaebum yapıyorsa ben neden yapamiyim?"
"Tamam, yine de istersen biraz daha düşün."
Düşünüyorum da... Ama düşüncelerim daha çok Jaebum'la ilgili. Yaptığımız dersler aklıma geldikçe... Aramızda minderler bile olmayacak, sadece eldivenler... O gün yaptığı maçtaki rakibini kendim olarak hissediyorum.
Bu böyle olmayacak, ben böyle hayallere dalıp gitmek değil, faaliyete geçmek istiyorum. Düşünerek hiçbir yere varamayacağım belli. Hemen yataktan kalkıp üstüme bir şeyler geçirmemle, motoruma atlayıp Jaebum'un evine doğru yola çıkmam bir oluyor.
Bir anda yağmur yağmaya başlıyor, hatta şimşek çakıyor ve kaskın açık kısmından içeri damlalar girerek gözlerime çarpıyor. Gece gece o karanlık camın ardından kör gibi gidemeyeceğim için yapabileceğim hiçbir şey yok.
Bir anda motor sallanmaya başlıyor, çünkü kullanamıyorum. Resmen gerildim. Hem annemin bana verdirdiği söz aklıma geliyor hem de şu an gittiğim yeri düşününce... Fren yapmaya çalışırken ise yanlışlıkla gaza basıyorum ve pat! Motor kaymaz demeyin, dikkatli kullanmayınca kanatlanıp uçabilir ve sizi o şekilde de üstünden atabilir, beni şimdi attığı gibi. Sanırım kolum kırıldı...
Yanımdan bir araba geçip gitmeyip duruyor ve hemen benim yanıma koşturuyor, gözüm ara sıra kararıyor ve kim olduğunu anlamıyorum. Sadece "Senin bu havada motor kullanan aklına..." dediğini duyuyorum. Gerisinin küfür olduğunu tahmin etmek zor değil.
Sonra gözlerimi hastanede açıyorum. Yanımda sadece Jaebum var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANALOG - Jackbum
Fanfiction"Kökenlerinin benzer olmasına gerek olmaksızın, aynı görevi gören." Farklı iki aileden farklı iki çocuk. Bir araya geldiler, şimdiyse aynı ailedeler. Sadece o iki çocuk aile değil...