GÜL
O gün " kime niyet, kime kısmet" diye Ahmet için alıp hazırladığım telefonu Zehraya verdim.
Harfleri tanımıyordu ama bi yüze kadar saymasını kendi kendine öğrenmiş olması baya işine yaradı.
Telefonuna fazladan değil bi tek Hakanın, benim, bide yakın arkadaşım dediyi bir kişinin numarasını kayd etdim. Akıllı telefonları kulanmayı iyi bilmesede çok kuvetli havızasıyla nasıl kulanılacağını bir kaç deneyimle benimsemişdi.
Bundan sonra rahat rahat Hakala da konuşursun dedim.
O bebeksi yüzünde güller açmışdı. Ve heyacanla kahvaltı için aşağı indiğimizde Tufanla Hakan çokdan gelmişlerdi.
Sofrada kahvaltı boyu Hakana göz verip ışık vermeyen Tufana inat Zahrayı arka bahçeyi gezdirmesini istemişdim Hakandan.
Oda pek memun, olur yenğe gezdiririm demişdi ama tabi Tufanın kızgğn bakışlarından nasibini alan ben olmuşdum.
Nee , Tufan ne kocacım? Cadı kaynanalar gibi pis pis bakıyorsun!
Hakanı peynir, zeytin yemeğ çağırmedın her halde,hem yazık günan biraz konuşsunlar.
Güllll ,.. diye havalanan burnuyla, o kız bana emanet.
Aaa üstüme iyilik saglık. Nolmuş emenetse? Arka bahçede şey yapıcak değiler yaa, töbe töbe. İnsanı pis pis konuşturuyorsun.
Dudağındaki gülüşünü basdırıp, bakıyorum arabulucu olmakdan pek memunsun diye sofradan kalkdı.
Kalkdı ve telefonla Hakanı arayıp, avluya gel lan, saksıyamı gömdün kendini? diye dışarı çıkdı.
Kısğanc.
Yemin ederim bu çok çekilmez bir kız babası olucak.
Tufan çıkdı ve Zehrayı kendi elleriyle Sivasa götürmüşdü. Tabi bunu Hakanda yapa bilirdi ama o Alişan ağaya emanetin ,. emanetimdir mesajını vermiş ve Hakanla birlikde Sivasa gitmişdi.
Hem nede olsa Zehraya izni Tufan almışdı vede onu sahibine sağ salim teslim etmek onun boynunu borcuyu. Tabi bu durumdan eminim Alişahin ağada memun olmuşdur.
Bizde o günden sonra her gün Zelihayla görüntülü olarak konuşuyorduk. Ve tam bir saatimi ona ayırarak ders veriyordum. Tabi küçücük çocukdan farklı olarak 18 ini doldurmuş bir genc kıza okuma yazma öğretmek çok daha kolaydı.
Üstelik çok kuvetli bir hafızaya sahipdi ve matamatiyi anında kapıyordu.
İçimden yazık dedim. Kim bilir okuma fırsatı olsaymış hangi meslek dalarında yükselecekmiş.
Hevesliydi ve bu gidişle sanırım Hakana varıncaya kadar tam istediyi hele gele bilicekdi.
***
TUFAN.
***
Baba ben senin de gitmeni istiyorum.
Tufan ben ilk başda sana kızsam da sonradan düşündüm ki, sen haklısın evladlarıma torunlarıma ve de Şivani aşiretine Doganlar gibi bir düşman burakıp gitmek akılsızlık olur. Hele bu düşmanlığı aradan kaldırmak fırsatı varken.
Ama oğul ben hiç bi yere gitmeye pek gönülü değilim. Sana güeniyorum. Sen bizim Şivanilerin şerefini , namusunu layikiye korur kimseyin ağzına laf vermezsin. Bu yüden beni karışdırmadan kendin halledi ver.Sana söz hanği kararı alırsan sorgulamadan yanında olucam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL . ( TAMAMLANDI..)
FanfictionDügün gecemizdi. Pat diye çırpılan kapıyla içeri girdi. Sinirden ve öfkeden alevlenen gözlerle bana yaklaşdı ve kolumu kavradıgı gibi sırtımı duvara yapışdırıp hışımla konuşmaya başladı. Sannma ki benimle evlenip karım olucaksın. Hayatım Seyhanın...