GÜL.
***
Villada Boran abinin bir çocuğu olduğunu öğrenmem beni şoka soksad a eyer ki öyle bir çocuk gerçekden varsa kim bilir ne haldedir diye üzülmüşdüm.
Hele annesinin ölümü kalbimi didmişdi. Zavalı çocuk ne ana var ne baba. Allah bilir nerelerde ne azablara katlanmak zorunda kalmışdır. Şivaniler gibi bi soya mensubken ekmek krıntılarına muhtac kalmak gerçekden hayatın bir şakası olsa gerek.
Tabi ben Tufan gibi Firanın Tayfurunu Boranın oğlu belememişdim. Çünki kadını yıllar önce merhamet edip evine aldığı bir hizmetcinin arkadaşının arkadaşı Boran abinin çocuğunun annesi olma ihtimali bana çok komik gelmişdi.
Ama yinede olmaz olmaz denmez çünki bu dünyada ne olmazlar oluşmusa onu anca Allah biler.
Bide bi şey var ki insan her şeyde görmek istediyini görer. Tayfurun Boran abinin çocukluğuna benzemesi o kadarda olan üstü bişey değildi çünki insan insana , çocuk çocuğa benzer.
Tıpkı Atakannın Bukemin amca oğlu Kadire benzemesi gibi.
Bukenin düğününde gördüğümde Atakann diye sarılasım vardı çocuğa . Bir elmanın iki yüzü gibi. Kardeş bile kerdeşe bu kadar benzemez. Ama Allahın hikmeti işde. İnsan çift yaradılmış yaa o mevzu gerçekleşmiş.
Tüm bunları hayatımızı birazda heyacan katsada Tufanın akşam konağa dönmesiyle beni dövecek bakışları bulmuşdum üzerimde.
İşde buna katlanamıyordum. "Akşam sevip sabah dövmelerine"
Odamıza gidene kadar sofrada kendini zor tutdu sanırım ve bu sefer ola bildiyince sakin kalmaya kararlı olcak ki kendini gelir gelmez duşa atmışdı.
Ama duşdan çıkan haliyle neye sinirlendiğini öğrendiyimde bu sefer çok mahçup olmuş ve ilk defa hakk vermişdim.
Şu an n"apsa yeriydi.
Neden Firaya Alipaşanı söyledin dediyinde bile sesinde öfkeye karışmış, bir hayal krıklığı, vede bir güvensizlik kaplamışdı.
Şimdi Fira Zehraya, Zehra Hakana, Hakan, Turr,.
Hakliydi, yeden göye kadar haklıydı.
Ve şu an onunla tartışmak kendini aklamak yada savunmak ahmaklıkdan başka beşey olmazdı.
Çünki eminim sabahdan akşama konuşup, kendi gerekçelerimi sunsam bile Tufan bi şekilde beni suçlamanın vede üste çıkmanın bir yolunu bulurdu.
Bu hele ben kabahatliyken çok daha kolay yapa bileceyi bişeydi. Bu yüzden akllıca olan en başından susmakdı. Onunla uraşmak kolay değildi ve bu benim gibi büyütülmüş i birisi için yani"" Erkekler ne derse desin haklılar kafası""yla
fazladan zor gelirdi.
Zaten Esma sultanında istediyi bu değil miydi!!.
" Bana binlerle kez söyledyip kafama koyduğu cümleler."
"O senin kocan, o ne derse o olur."
"Sen kocana karşı çıkamazsın."
" Kadınlar erkeyin bir adım ötesinde durur."
Neyse içimi fazla darlanmadan içini soğutması için hiç itiraz etmeden suçumu kabahatımı üslenmişdim ve hiç karşı çıkmicakdım.
Ama bana "o yatakda trip atmicaksın" dediğinde bu kadar sinirine,. öfkesine ramen sevişmeyi düşünmesine hayret etmişdim vede içime dolan şeytansı bir gülüşü bi türlü bastıramamışdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL . ( TAMAMLANDI..)
FanfictionDügün gecemizdi. Pat diye çırpılan kapıyla içeri girdi. Sinirden ve öfkeden alevlenen gözlerle bana yaklaşdı ve kolumu kavradıgı gibi sırtımı duvara yapışdırıp hışımla konuşmaya başladı. Sannma ki benimle evlenip karım olucaksın. Hayatım Seyhanın...