Gül.
Istanbula özel uçakla gitmeyi karar veren Tufan önce Özgürü arayıp uzun uzun bişeyler konuşmuşdu.
İçimde Turğutun kardeşine ne oldu sorusu vardı ama bana o kadar kızgındı ki şimdi hiç bi şekilde soramazdım.
Konakda bu olaydan da kimsenin haberi olucağını zann etmiyorum. Olsa olsa Berdan babamın vardır oda asla böyle şeyleri konağa taşımazdı.
Erkenden çıkıcakdık ve ben Leylayla Berivan ablanın gidiceğinden habersizdim.
Onları avluda görünce dünyalar benim olmuşdu.
Her sene mutlaka Esma sultanla geliyorduk annemlerin mezarına ama bu sefer ğuya sözde kocam götürmüşdü.
Ama Berivan ablayla Leylanın gelmesi çok iyi olmuşdu . Şimdi yol boyu onun asık suratını tek başına çekmek zorunda kalmicakdım..
Uçağa binmemizle yüz yüze oturduk. Benim yanımda Berivan abla, onun yanında Leyla.
Tam karşıma dikilmiş beni dövüceyi vardı ama sanırım daha sonraya saklamışdı. Acımdan ona sira gelmiceyini düşünmüş olmalı.
Gerçekden de öyle . Şu an Tufan ağanın öfkesi en son dert edeceyim şey ola bilirdi.
Kalbime kor gibi düşüş 5 eylüldeğdim ve benim hayatımdan tam dört kişiyi almışdı. Annem , babam ve benden büyük olan iki kız kardeşim.
Üzerine o kazadan bi tek sag ben kurtulmuşdum ve bunun acısı anlatılmazdı. Tabi sag kurtuldum ama sağlam söylenemezdi çünki topal ve kalbi hasta bir olarak kalmışdım.
O gün biz memleketimiz olan Urfadan tatili bitirip Istanbula dönüyorduk. Küçük Ahmet ben birazda kalıcam diye ağlarken babaannem kıyamamış, onu yanında saklamışdı.
Tabi kader denen bişey vardı. O gün o arabaya Ahmet binmedi ve kurtuldu. Yaradan Rabim yaşamasını istemişdi.
Biz ıstanbulda yaşıyorduk. Babam tır şoförüydü ve Urfaya mal taşıyordu. Böylece bizde istediyimiz vakit babama sarılıp babaannemizi görmeye , ammcamlarda kalmaya gelirdk.
O günde öyle olmuşdu.
Babam bizi bir haftalık tatilin ardından Istanbula götürüyordu. Ve gece yolculuğunda o feci kazayı yapmışdık.
Annemlerin Istanbula gelmesine sebeb dayım olmuşdu ve bu acı onun hayatınada mall oldu. Annemler öldüyünden bu yana bi daha görmedim. Çünki günü mezarlıkda geçiyormuş. Kendini alkole öyle bir kaptırmış ki bi daha da çıkamamış.
İşde Seyhan ağanın bir aileni katl etdiği tablo böyleydi . Ve tabi etrafımızda kötü etkilenen onca insan.
Mezarların Istanbulda olmasını da dayım istemişdi. Galiba kendini böylece cazalandırmanın acısını hafifletir sanmış ama daha beter olmuşdu .
Eskiden Istanbul köyde yaşıyorduk. Yani kirada oturyorduk. Dayımlarla komşuyduk. Adam bize nerdeyse sahip çıkmış, babama iş bulmuş , bir sene kira paramızı ödemişdi.
Çok ama çok iyi insandı.Beni dizinden düşürmezdi.
Bayramlarda çocuklarından önce bize hediye alırdı. Onun bu şekilde kendini koyu vermesi de ayrı bi dert olmuşdu içime. Onun bi sucu yokdu ki!
Ne diye kahr ediyordu kendini.
Hayat işde ablası için bişeyler yapmanın derdine düşmüşken dört mezarın arasında bulmuşdu kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL . ( TAMAMLANDI..)
Fiksi PenggemarDügün gecemizdi. Pat diye çırpılan kapıyla içeri girdi. Sinirden ve öfkeden alevlenen gözlerle bana yaklaşdı ve kolumu kavradıgı gibi sırtımı duvara yapışdırıp hışımla konuşmaya başladı. Sannma ki benimle evlenip karım olucaksın. Hayatım Seyhanın...