**Bölüm 5** Doğu

102 25 13
                                    

" Bu taraftan ! "

  Pheiada yeşil yaprakların arasından belli belirsiz görünen büyük taş kapıyı işaret etti. Elleri bağlı olduğu için iki elini de kaldırması gerekmişti. Pheiada'nın eline bağlı olan ip uzayarak Daniel'in sol bileğine bağlanmıştı. Aralarında iki metreden daha fazla mesafe açılamıyordu.

  Denizciler dikkatli adımlar ile kapıya doğru yaklaştılar. Daniel elini taşın üzerine yerleştirdi. Goblinler tarafından oyulmuş kapı, ortasında ellerini iki yana açmış kapşonlu bir siluet'in oymasıyla kaplıydı. Goblinler insan figürlerine bayılırlardı. Çizimlerinin çoğunda insanları örnek alırlardı ve büyük kahramanlarının resimleri ve heykellerini uzun boy, dik bir duruş gibi insansı özelliklerle işlenirdi. Ellerini açmış siluetin önünde ona boyun eğerek yere kapanmış yedi siluet daha vardı. Siluetlerin hemen altlarında uzun halılar vardı.

 Daniel daha dikkatli baktığında bunların halı değil mezar boşlukları olduğunu fark etti. Bazılarının mezar taşları muhtemelen doğa olayları ya da meraklılar tarafından kırılmıştı. Genç büyücü, parmakları ile kapıyı ittirdiğinde taş üzerindeki görünmez dalgalanmayı hissedebiliyordu. Bu tip büyülerle daha önceden karşılaşmıştı. Ama etkisiz hale getirmesi çok kolay olduğundan iki yüzyıldır kimse kullanmıyordu. Daniel'in kütüphanede geçirdiği zamanlarda öğrendikleri olmasaydı kapıdaki büyünün rengini bile anlayamazdı.

" Büyüyle kilitlenmiş. Ama oldukça eski. Birkaç denemede açabilirim. " dedi kardeşi Lucius'a bakarak.

 Lucius ekibin arka tarafındakilere seslendi. " Bosu, Odran ve İsok ! Diğerlerine hedefe ulaştığımızı haber verin. Kampı taşımaya hazırlansınlar! Geri kalanlar, içeri girmeye hazır olun " 

 Birisi oldukça iri yapılı üç adam gruptan ayrılarak düzenli adımlarla koşmaya başladılar. Çocuksu bir yüze sahip kısa boylu bir denizci iki eliyle taşıdığı mızrakları yere bıraktı. Zaten kalkanları ellerinde hazır olan adamlar yerden birer mızrak alarak Lucius'un işaret ettiği yerlere geçmeye başladılar.

 Daniel iki elini de kapıya dokunmadan yapabildiği kadar yaklaştırdı. Ellerinin etrafında avucunun içine doğru küçülen mavi halkalar oluşmuştu. Halkalar parlak su çemberlerine benziyordu. Saydan dış yüzeylerinden içi ve arkası görülebiliyordu. Daniel ellerini bir aşağı bir yukarı, bir sağa ve bir sola oynatırken Halkalar da dalgalanarak onun ellerini takip ediyordu.

Pheiada Daniel'in omzunun üzerinden bakarak " Ne yapıyorsun ? " dedi.

 Pheiada'nın Meraklı gözleri Daniel'in el hareketlerini izliyor, anlam vermeye çalışıyordu. Artanın derinden aldığı nefesler Daniel'in boynuna kıyıya vuran sıcak dalgalar gibi çarpıyordu.

Daniel konsantrasyonunu bozmadan cevap verdi. " Bu kapının önünde görünmez bir kilit sistemi var. Çıkış yollarını bulabilirsem açabilirim. " dedi.

Pheiada Daniel'i küçümsercesine " Hırsızlık yapar gibi " dedi. Pheiada bir çocuk gibi gülümsemişti. Büyücülük hakkında hiçbir şey bilmemesi, Daniel'in hem komiğine gitmişti, hem de ona acımasına sebep olmuştu.

Daniel dikkatini dağıtmadan hafif bir kahkaha atarak " Evet. Haklısın " diye cevapladı.

İkili konuşmaya devam ederken arkadan bir ses geldi " Kendine bir evcil hayvan bulmuşsun büyücü " dedi Simon, yaşlı denizci. Simon her zaman karamsardı. Ama nedense Pheiada geldiğinden bu yana daha da kötüleşmişti. Simon özellikle ona karşı kötü davranıyordu. Pheiada bunu Daniel'e söylemiyordu ama Simon defalarca Pheiada'yı tehdit etmişti.

 Pheiada arkasına dönerek adama ters bakışlar atmaya başladı. Denizci rahatlığını koruyarak Daniel'in yanına yürüdü. Artalı kadının olduğu tarafa özellikle bakmamıştı.

EjderKral : Ölülerin Sandığı(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin