**Bölüm 9** Doğu

64 18 16
                                    

   Gözlerinin önünde yere serilen denizcilerin bakışları Daniel'in kapalı gözlerinden henüz silinmemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   Gözlerinin önünde yere serilen denizcilerin bakışları Daniel'in kapalı gözlerinden henüz silinmemişti.

 Pheiada'nın hayaleti kollarını Daniel'in boynuna sarmıştı. Nefes alabiliyor  olsa da daha kabuk bağlamamış bir yara gibi varlığını hatırlatıyordu. Tüm vücudu bildiği tek mesaj olan ağrıyla sızlıyor, göz kapakları açılmak istemiyordu. Neleri hatırladığını bile düşünmekte zorlanıyordu. Aklı sisli bir ormandan geçiyor, sadece küçük hayaletler ve belirsiz şekilleri çıkarabiliyordu. Şu anda bir rüyada olmalıydı. Bir kamp ateşinin başında oturuyor, yorgunluktan uyuya kalmış olmalıydı. 

Ama aklının derinliklerinde bunun doğru olmadığını biliyordu içten içe.

 Kulakları uyanmaya başladığında tanımadık konuşmalar duymaya başladı. Boğuk sesler düzensiz olarak yükselip alçalıyordu. 

Bilmediği bir dildi. Belki de henüz öğrenmediği. 

Vücudu kendine gelirken Daniel sıcaklığı hissetti ilk defa. Nemli, pürüzlü bir zemine yaslanmıştı. Parmaklarını oynatmaya çalıştığında üstünde yattığı şeyin kendisine direndiğini hissetti. Tahta bir zeminde yatıyordu.

 Aynı zamanda sürekli sallanıyordu bedeni. Bir hamağın kendi kendine sallanması gibi hafif bir gel gitti. Bir geminin içindeydi. Sakin sularda hareket eden bir gemi. Lucian'ın gemisinde olmalıydı. Kötü bir kabus görmüş, yataktan düşmüş olmalıydı. Tüm vücudunun kontrolü yavaşça yerine gelirken kalkacak ve gördüğü rüyayı denizcilerden birine anlatacaktı.

  Daniel kör bir umutla gözlerini açtığında yatağını ve kitaplarını değil, demir çubukları gördü. Odasında demir çubukların ne işi vardı ? Kitapları nereye gitmişti. Her biri Exintis'ten gelme antik kitaplardı. 

" Exintis! Görevim vardı! " Kurumuş dudakları kımıldadı kendi kendine.

Hızlıca kalkmaya çalıştığında kafasını tavana vurdu. Başında hissettiği acının şokuyla tüm hatıraları bir anda başından aşağı boşaldı. Tüm ekibi öldürülmüştü. Daniel'in gözünün önüne Will ve Simon'un ölüşü geldi. 

" Pheiada " dedi kendi kendine. 

Bu sırada başında bekleyen bir gölge kızgın bir şekilde konuşarak demir çubuklara vurdu. Daniel kafasını kaldırdığında tanımadığı bir artayı gördü. Kuyruğunu zeminde çember oluşturacak şekilde dolamış kendisine bakıyordu. Elinde ucundan yarım düzine kadar küçük dikenler ile süslenmiş zincirler çıkan bir sopası vardı. 

Kızgın arda daha kontrollü bir sesle konuştu.

Daniel ise hala gerçekle hayali ayırt etmeye çalışıyordu.

Yaratık Kızgın şekilde sopasını kaldırdığında Daniel gözlerini ondan kaçırarak elleriyle yüzünü korumaya aldı. Yaratık susarak sopasını indirdi. Kuyruğundaki plakaların gevşemesinde, daha sonra gördüğü hafif gülümsemeden yaratığın memnun olduğunu anlayabiliyordu.

EjderKral : Ölülerin Sandığı(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin