Daniel doğuda yeni dünyanın sırlarını çözmeye çalışırken batıdaki eski dünya kıvılcımlar ile hareketlenmeye başlıyordu.
Girt' in küçük bacakları, sarayın geniş zemininde kayboluyordu. Önünde yükselen görkemli tahtın ve etrafındaki iyi giyimli insanların arasında annesini kaybetmiş bir çocuk gibi görünüyordu.
" Heyecanlanacak bir şey yok " Dedi, hızla atan kalbine söz dinletmeye çalışarak. " Diyarın en güçlü canlısıyla yüzleşecek olan sıradan bir goblinsin sadece "
Girt, cümlesini bitirdiği anda aklına ölmek için en az yüz yol gelmişti. Arkasını dönüp koşmak, bu kurt sofrasından kaçmak istiyordu, ama yapamıyordu. Nasıl davranması gerektiğini bile bilmiyordu. Onun gözlerine bakmalı mıydı ? Ejder diye mi yoksa Kral diye mi hitap edecekti. Ne kadar eğilmesi gerekiyordu ?
Goblin, aklını dolduran sorularla boğuşurken Ejder kral, sıkılmış görünüyordu. Kendinden önceki kralın yerleştirdiği dört insan milletinin büyük elçileri, kendi halklarından çok başka ırkları konuşuyorlardı.
...Bu hareket elfleri sinirlendirir, bu karar göçebelerle aramızı bozar...
Bir avuç korkaktı hepsi, başka bir şey değil.
Kral, insan sürüsünün arasında goblinin yeşil kel kafasını gördüğü anda çıkmazdan kurtuluş yolunun bu olduğunu anladı. " Goblin! " diye bağırdı güçlü bir sesle. Kralı duyduğunda kulakları kalkan Girt, neredeyse olduğu yerde zıplıyordu. Zaten büyük olan gözleri iyice açıldı. Kalabalığın arasından ayrılarak tahtın iki metre önüne kadar geldi. Bir kaç saniye donuk bir şekilde bekledikten sonra kralın önünde eğilebildiği kadar eğildi.
Eğildiğinde duyduğu tek şey kralın kesik kahkahasıydı. Geldiğinden bu yana hiç susmamış olan temsilciler tek kelime etmiyorlardı. Küçük goblin, insan gözlerinin kendisini süzüşünü, daha tek kelime bile konuşmadan kendisinin nasıl birisi olduğu hakkında bir yargıya vardıklarını biliyordu.
Girt sırtını dikleştirirken ejder kralın gülümsemesi belirdiği hızla kayboldu. Kalın sesi taht odasında yankılandı.
" Bana liderinizin bir ork olduğu söylendi " dedi.
Goblin başını hafifçe eğdi. " Onu içeri almadılar efendim. Ben onların temsilcisi olarak geldim"
Sözünü bitirdiği anda mavi kumaşlarla süslenmiş bir insan konuştu.
" Kralların paralı askerler ile işi olmaz efendim. İzin verin Ruleron süvarilerini göndereyim "
Elçininin cümlesi, goblinin cümlesi bittiği anda başlamışı. Elçi, Girt'in ne dediğini bile dinlememişti.
Ejder Kral " Kaç adamınız var ? " dedi. Ruleron temsilcisini yerine oturtan anlık bir bakıştan sonra.
" Ellinin üzerinde ork savaşçımız ve bir düzine goblinimiz var efendim. " Ejder Kral pek memnun görünmüyordu. Gözlerini sıkıştıran kaşları iyice çatıldı. Kral tahttan kalktığında tüm insanlar dizlerinin üstünde eğildiler. Dört büyük elçiyse oturduğu yerden bile kalkmamışlardı. Kral omzuna bağlı olan kenarları bembeyaz tüylerle dolu pelerininin iplerini çözdü. Monoton, ama sıkkın bir sesle konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EjderKral : Ölülerin Sandığı(Tamamlandı)
FantasyDoğuda bir ejderha, bir iblis uyanıyor. Kararmış dumanların altından kendini gösteren bir güç, yıldırım seslerinin arkasına saklanarak büyüyor, kendini göstereceği ve tüm dünyayı boğacağı zamanın gelmesini sabırsızlık ile bekliyor. Bu yükselişe kim...