BÖ/1

5.4K 370 760
                                    

Merhabalar.👋

Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz. ❤

Satır araları sizindir yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. :)

Şimdi yapacağınız şey kütüphanenize kitabımı eklemek ve gelecek olan bölümlerden haberdar olmak. Beni Instagram'dan ve buradan takip etmeyi unutmayın.

Instagram: zskisac

Küçük bir not: Kitabımın bazı yerlerinde kelimeleri yanlış yazmış olabilirim daha doğrusu ben doğrusunu yazmışken akıllı klavye kafasına göre değiştirmiş olabilir.

Küçük bir not 2: Mantık hataları olabilir, size mantıksız gelen şeyler de olabilir lütfen görmezden gelin küçük hatalar bunlar. :)

Küçük bir not 3: Kitabım lise kitabı gibi gözükse de konusu lise değildir.

İyi okumalar.

---

"Mahmut abi gel de koltukları yukarı çıkartalım!" sesiyle irkilerek uyandım.

Ne Mahmut'u? Ne koltuğu?

Sabah sabah bu ses de neyin nesiydi?

Gözlerimi ovuşturup, uykunun vermiş olduğu mahmurlukla yataktan zar zor kalktım. Sendeleyerek pencerenin önüne adım atıp perdeyi açmadan dışarıya baktım. Karşı binaya birileri taşınıyordu, umarım iyi insanlardır da biraz sessiz olsalardı keşke!

Sessiz sakin, genelde orta gelirli ailelerin yaşadığı güzel bir mahallede babaannemle yaşıyordum ve mahalledeki hiç kimse sabah sabah rahatsız edici seslere alışkın değildi.

Gözlerimi tekrar ovuşturup esnediğim sırada karşı binanın bahçesinde bulunan çam ağaçlarının arkasında, bizim eve bakan birinin olduğunu fark ettim.

Bakan kişiyi tanımıyordum, sanırım mahalleye göz gezdiriyordu, yoksa niye bizim eve baksın ki?

Hala uykum olduğu için, fazla oyalanmadan pencerenin havalandırmasını açıp kendimi yatağa bıraktım.

Uykumun en güzel zamanlarında alarmın çalması kadar sinir bozucu bir şey yoktu. Bir hışımla çalar saatin üzerindeki düğmesine bastım ve oflanarak yataktan kalkıp okul için hazırlanmaya başladım.

Güzel bir kahvaltı ve kısa süreli bir yolculuğun ardından okula varmıştım. Bugünkü ilk dersimiz matematikti hocamızı da dersi de çok seviyordum.

Ders başladıktan on beş yirmi dakika sonra, açıkçası pek de sevmediğim, müdür bey sınıfa girdi, yanında da sabah gördüğüm, karşı binaya taşınan kız vardı.

Müdür bey bize bakarak, "Yeni arkadaşınız Eylül, artık sizinle bu sınıfta olacak birbirinize kolay uyum sağlayacağınızı düşünüyorum çocuklar." dedikten sonra Melek hocaya bakıp, "Hocam ben fazla zamanınızı almayayım. İyi dersler." diyerek sınıftan ayrıldı.

Melek hoca, "Eylül istersen kendini biraz arkadaşlarına tanıt." dedi bütün samimiyetini sergileyerek.

Eylül, "Merhaba ben Eylül, Eylül Kandemir. Antalya'dan babamın işi dolayısıyla geldim. Zamanla daha iyi tanışırız diye düşünüyorum." deyip tebessüm etti.

Melek hoca, "Peki Eylül arkadaşınıza kendini tanıtmak isteyen var mı?" deyip sınıfa döndü.

Mert elini kaldırıp ayağa kalktı, "Ben sınıfın en mert insanı olarak Mert Gürsoy, umarım güzel bir sene olur. Bu arada tanıştığımıza memnun oldum. Bir sorun olursa yardımcı olmaya çalışırım." dedi sırıtarak ve yerine oturdu, bazı kişiler de Mert'in bu hallerine gülmeye başladı. Normalde Mert'in söyledikleri komik değildi ama söz konusu Mert olunca komik oluyordu.

Burslu ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin