Çağatay, "Oğlum benim evlatlık olma ihtimalim var ama senin yok ya."
Mert, "Niye? Abimle İrem esmer ben sarışınım."
Çağatay, "Ne bileyim insan evlatlık çocuğunun üstüne bu kadar titremez."
Mert, "Ayrıca ben ne anneme ne de babama benziyorum."
"Mert mantıken düşünüldüğünde, ailende sarışın varsa genetik olarak annen baban esmer olsa bile çekinik olarak sarışın gen taşıyor olabilirler."
Çağatay, "Mert biz bu biyoloji dersinde uyumayacaktık, yanlış yaptık."
Mert, "Ben valla pişman değilim, yine uyurum."
"Yani bir şey duymayla hemen ben evlatlığım diyemeyiz."
Çağatay, "Bence de."
Mert, "Ben söyledim ama şu an sen geldin ve daha önemli mevzularımız var. Senin ölmediğini Rümeysa'ya ve Selen'e bir şekilde söylememiz ve de senin ifadeni vermen lazım, daha bir sürü şey de yapmamız lazım. Şu an evlatlık şeysi falan düşünmek istemiyorum beş ay sonra bir şey olur besbelli. "
Çağatay, "Ömer'in bulunması şerefine parti mi düzenlesek?"
"Abartmayın o kadar."
Mert, "Yapalım yapalım."
Çağatay, "Ömer sana bir şey demedim Mert'e dedim sen sadece onur konuğusun."
"Uğraşmayın boşu boşuna."
Mert, "Boşu boşuna mı? Benim kardeşim ölümden döndü, aslında öldü de döndü de diyebiliriz, neyse ben senin uğruna bütün servetimi harcarım."
Çağatay, "Artık çok geç oldu uyuyalım."
Mert, "Tamam." dedi ve bana sarıldı.
Çağatay, "Ömer bu şekilde nefes alabiliyorsun değil mi?" diye sordu başı göğsümün üzerinde olduğu için.
"Sorun yok."
Mert, "İyi geceler."
Yaklaşık on dakika sonra "Çağatay." diye seslendim.
"Hıı."
"Mert uyusun da bizde seninle birlikte mutfağa inelim kafa dağıtırız."
Mert, "Ne! Bensiz mutfak, kafa dağıtmak. Dağıtırım lan burayı!" deyip doğruldu.
Çağatay, "Deme şöyle şeyler, bu şimdi sabaha kadar nöbet tutar başımızda."
"Şakasına dedim sensiz olmaz Mert."
Mert, "Sana güveniyorum ama bu şerefsiz Çağatay seni yoldan çıkarabilir."
Çağatay, "Ben bunu valla döverim, kırk kere dersen gerçek olur derler bence ben bunun yüzünden şerefsiz oldum."
"Uyuyun artık hadi."
Mert, "Ömer dediyse uyku vakti gelmiştir, iyi geceler bebeklerim."
Çağatay, "İyi geceler."
"İyi geceler." deyip kendimi uykuya teslim ettim.
...
Gözlerimi hafifçe aralayıp göğsümde yatan Çağatay'a ve yanımda yatan Mert'e baktım. Şu pozisyonda yataktan kalkma şansım yoktu. Kapıya biri tıkladığı için çok da yüksek olmayacak şekilde "Gel." dedim.
Burak amca odaya girip "Günaydın." dediğinde bende "Günaydın." diye karşılık verdim.
Mert, "Batu bir git başımdan." diyerek mırıldanıyordu, arada bir de anlamadığım bir şeyler söylüyordu. Mert'in yanağını okşadım. "Batu o elini kırdırma bana." deyince hafiften güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burslu Öğrenci
Teen Fiction- TAMAMLANDI - Güzel bir çocukluk geçirmiş olan Ömer on yaşındayken, annesi ve babası vefat ettiği için mecburen babaannesiyle yaşamaya başlar. Okul hayatı dışında her şey yolunda giderken, haberinin olmadığı, hatta o doğmadan önce gerçekleşen bir m...