BÖ/24

520 119 128
                                    

"Oğlum sen ciddi misin ya?" dedim hayretler içinde.

Mert, "Ciddiyim." dedi düşünceli bir şekilde bana bakarak.

"Olmaz böyle olmaz, yanlış. Söylemeniz lazım. Hem abi kardeş gibiyiz bu nasıl olur!"

"Gönül işte, laf mı geçirebildim kalbime."

"Bak gidin ikiniz Çağatay'la konuşun, Çağatay kendisi öğrenirse nasıl tepki vereceği belli olmaz."

"Konuşun demesi kolay. Adam sürekli kardeşine senin sevgili olmayacak demiş. Gidip ne diyeyim, biz kardeşinle birbirimizi seviyoruz haberin olsun kayınço mu diyeyim?"

"Oğlum siz ciddi ciddi Ayşe'yle sevgili misiniz lan?"

"He anasını satayım ya, sevgiliyiz anla artık şunu!"

"Sen benim kardeşimle sevgili olsan var ya, seni beter ederim." diyerek başımı iki yana salladım.

"Sebep?"

"Sen benim kardeşimsin, kız kardeşime nasıl yan gözle bakarsın."

"Hah işte biz de bu yüzden Çağatay'a söyleyemiyoruz."

"Bu olacak iş değil, en iyisi siz ayrılın bak."

"Oldu, başka bir şey var mı?"

"Beni bisiklet turuna getirdin, söylediğin şeylere bak ya! Beynin yandı resmen, bir de sizi düşüneceğim şimdi."

"Yalnız kalamadık bir türlü ne yapsaydım? Hem Ayşe'yle ilişkimizi senden başka kimse bilmiyor. Ona göre kendi içinde düşün."

"Sen o yüzden mi spora falan gidiyorsun?" diye sordum gözlerimi kısarak.

"Ayşe'yle beraber gidiyoruz."

"Bir de beraber." dedim şaşkınca.

"Sen bir salaklaştın gerçekten beynin mi yandı ne oldu be sana?"

"Sen gerçekten seviyor musun Ayşe'yi?"

"Senin beynin kesin yanmış ilk başta söylediğim şeyi bile unutmuşsun. Kalk bisikletini al gidelim." diyerek ayağa kalktı, bende ayağa kalktım ve bisikletlerimize binip geldiğimiz yere geri gitmeye başladık...

Vay anasını Mert'le Ayşe cidden sevgiliydi.

1 gün sonra...

Dün çok yorulmuştum, evime ayak basar basmaz kısa bir duş almıştım ve kendimi yatağımın şefkatli kollarına bırakmıştım.

Kaç saattir uyuyordum bilmiyorum ama şu anda uyumakla uyanmak arasındaydım. Tık diye bir ses duymamla kafamı yastıktan kaldırmam bir oldu, sağa sola baktım hiç kimse yoktu. Kafamı yastığa geri koydum, tekrar tık diye bir ses geldi, evde tek yaşıyor olmam içime bir kuşku düşürmüştü, tekrar tık diye ses geldiğinde birinin cama taş attığını fark ettim. Yorgana sarılarak yataktan kalkıp camın önüne gittim, Mert aşağıdaydı, camı açıp, "Ne oldu Mert?" dedim.

"Ömer acil konuşmamız lazım kapıyı aç."

"Tamam." deyip camı kapattıktan sonra telefonumu alıp yorganımla beraber alt kata indim girişteki duvar saatine baktım, ben kaç saat uyudum böyle... Saat üçe geliyordu, kapıyı açtım Mert'in bir sıkıntısı var gibiydi, yüzü baya endişeli gözüküyordu.

Mutfağa geçtik, tezgâhın önündeki sandalyelere karşılıklı oturduk, "Niye aramadın ya da kapıyı çalmadın da cama taş attın?"

"Kapıyı kırma derecesine getirene kadar tekmeledim, beş altı kez aradım son çare cama taş attım, ne yapsaydım örümcek adam gibi eve mi tırmansaydım?"

Burslu ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin