Çağatay'dan...
Mert'i can kulağıyla dinliyordum, anlattıkları bir bakımdan mantıklı bir bakımdan mantıksızdı. "Mert bu Yusuf bence bizi tanıyor benim güçlü kuvvetli olduğumu nerden biliyor, geçen sene tanıştık dedin belki her şey önceden planlandı ve geçen sene yavaş yavaş uygulanmaya başlandı."
"Çağatay olabilir ama Yusuf iyi biri."
"Bak şu anda kimin iyi kimin kötü olduğunu bilemeyiz. Adres vermiş ya sana, onu iyice araştırmamız hatta oraya gitmemiz lazım."
Kapı çaldı Mert "Ben bakarım." diyerek yerinden kalktı, kapının açılma sesini duyunca "Meert kim gelmiş?" diye seslendim.
"Emir."
Niye gelmişti şimdi bu?
Kalkıp kapının yanına gittim beni görünce, "Çağatay biliyorum bana kızgın olabilirsin ama konuşmamız lazım." dedi direk.
"Ne hakkında?"
"Bahar hakkında."
"Konuşmaya gerek yok." dedim ve kapıyı kapatmaya yeltendiğimde Mert kapıyı tuttu, "Dinlemeden kimseyi yargılamamak lazım içeri geç Emir."
Mert'e onu öldürmek ister gibi baktım, Mert'te sessizce "Ne yapsaydım? Belli ki bir şey olmuş." dedi.
Salona geçtiğimizde Emir direk konuşmaya başladı, "Çağatay Bahar seni kıskandırmaya çalışıyor, dün karşılaştık, bir yere gidelim bir şey içeriz dedi. Bana bazı şeyler dedi, ben doğru olduğuna inanmıyorum, bu sabah da seni görünce bir değişik davranmaya başladı."
"Dün ne dedi, nerde karşılaştınız?"
"Kafeden çıktı bir değişikti, yanına gittim iyi misin falan dedim, bir yere gidelim mi dedi, iyi olacaksan tabi dedim yanlış anlama seninle bir samimiyetimiz var o yüzden onu düşündüğüm için dedim. Bana seni seviyorum bu yüzden Çağatay'dan ayrıldım, o da anlayış gösterdi dedi."
"Benden ayrılmış mı? Yok daha neler." deyip güldüm.
Mert, "Terk edilmek baya koymuş."
Emir, "Çağatay tam olarak ne oldu da bana böyle davrandı?"
"Dün konuşmamız gerekenler var dedi kafeye gittik, Ömer öldü hayat ondan ibaret değil gibi şeyler dedi. Burada benim kardeş dediğim ölmüş benim yanımda olması lazım dediği şeye bak, bir de aklı sıra seninle olacak beni kıskandıracak."
Mert, "Emir kanki ucuz yırttın ha." deyip Emir'in omzuna vurdu.
Emir, "Öyle oldu biraz." dedi hafif bir tebessümle.
"Şimdi boş verin Bahar'ı, Emir Ömer hakkında sana bir şey danışacağım."
"Tabi dinliyorum." dedi bütün ciddiyetiyle.
"Mert Yusuf diye birini tanıyormuş onun yanına gitmiş işte bu bileklikten falan bahsetmiş, konum bulmuş, adres vermiş bu adrese git ama tek gitme Çağatay herhalde güçlü kuvvetli onunla git demiş. Bana kalırsa bu adam bizi tanıyor yani her şey bir plan doğrultusunda ilerliyor."
Emir, "Peki o adrese biz mi gideceğiz, ne yapmayı düşünüyorsunuz?"
"Bana kalırsa babamlara haber verirsek ortalık bayağı karışacak hani adamlar bir şey planlıyor gibiler biz gitsek daha mı iyi olur yoksa haber mi versek tam olarak ne yapacağımızı ben de bilmiyorum hani bir fikir söyleyin ona göre bir şeyler bulalım."
Mert, "Babamlara haber versek daha iyi olacak gibi gözüküyor, kimin katil olduğu bulunmuyor, eve giren adamlar bulunmuyor, onlar orada bize bir şey yaparlarsa bizi bulamayacaklar bundan eminim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burslu Öğrenci
Ficção Adolescente- TAMAMLANDI - Güzel bir çocukluk geçirmiş olan Ömer on yaşındayken, annesi ve babası vefat ettiği için mecburen babaannesiyle yaşamaya başlar. Okul hayatı dışında her şey yolunda giderken, haberinin olmadığı, hatta o doğmadan önce gerçekleşen bir m...