BÖ/29

452 114 79
                                    

4 gün sonra...

Vural amca, "Çağatay mekân pasta her şeyin hazır olduğuna emin misin?"

Çağatay, "Vural amca hazır, pasta mekân her şey ayarlandı. Bu akşam yediden itibaren mekân bizde, sabahtan bu yana elli kere sordun her şey hazır rahat ol."

Vural amca, "Ömer Mert'i sen getireceksin unutmadın değil mi?"

"Unutmadım Vural amca."

Evet anlaşıldığı üzere bugün Mert'in doğum günüydü, büyük bir organizasyon yapıldı ve Vural amca çok heyecanlıydı.

Burak amca, "Vural tamam artık bunaltma çocukları." deyip kahvesinden bir yudum aldı.

Vural amca, "Tamam tamam." dediği sırada Mert salona "Günaydın ailem." diyerek girdi.

Çağatay "Günaydın bro." diyerek karşılık verdi.

Mert yanıma oturup, "Ömer'cim artık bana abi diyorsun sonuç olarak senden artık büyüğüm yanii." deyip güldü.

"Allah Allah altı üstü benden birkaç ay büyüksün."

"Birkaç ay birkaç aydır, artık aramızda ki en küçük sensin."

Burak amca, "Vural kutuyu şimdi Mert'e ver istersen, akşam insanların içinde pek uygun olmaz." dediğinde Vural amca tamam anlamında başını salladı ve yerinden kalktı.

Mert, "Ne kutusu?" deyip Burak amcaya baktı. "Hediye." deyip tebessüm etti.

Vural amca elinde eski sayılabilecek bir kutuyla geri döndü ve Mert'in karşına oturdu, "Mert seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi?"

"Tabi ki biliyorum baba."

"Bu kutuyu açtığında bana karşı tutumun hiç değişmesin ben sadece senin için elimden gelen her şeyi yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Sen bazı şeyleri öğrendikten sonra kimse sana farklı davranmayacak, tutumları değişmeyecek..."

"Baba ne oluyor? Anlamadım." dediğinde Vural amca kutuyu Mert'e uzattı, Mert şaşkınlığını saklayamadan kutuyu aldı, biraz inceledikten sonra, "Ama bu tarih on yedi yıl önceye ait ve gönderim tarihi de bugünün tarihi?"

Vural amca, "Sen odana çık orda bak, incele daha sonra benimle konuşmak istersen konuşuruz."

Mert "Tamam." deyip bir bana bir Çağatay'a baktı ve yerinden kalkıp odasına doğru ilerlemeye başladı.

Vural amca da Mert'in arkasından öylece baktı...

Mert'ten...

Odama çıkıp çalışma masasının üstüne kutuyu koyup dikkatlice açmaya başladım, çok güzel paketlenmişti. Biraz uğraştırsa da sonunda kutuyu açtım.

Kutunun içinde pek anlamlandıramazsam da emzik, emin değilim ama galiba ultrason fotoğrafları, bir peçeteye sarılmış sarı saç ve başka bir peçetede tırnak ayrıca CD ve flaş vardı.

İçinden her şeyi çıkartınca en altında bir sürü fotoğraf ve not olduğunu fark ettim. Fotoğraflardaki bebek bendim, hep ben küçükken trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş olan amcamla ve yengemle fotoğrafımız vardı ama neden bu kadar çoktu?

Babamın neden bana böyle bir şey verdiğini şu an anlamlandıramıyordum. Bilgisayarımı açıp flaşı taktım, içinde bir sürü video vardı, rast gele birine tıkladım ve açıldı.

Amcamla yengem bir şey dikiyorlardı, amcam "Hangisi daha fazla büyürse isim o olacak anlaştık mı diyordu." Yengem de "Benim istediğim ismin yazılı olduğu pırasa fazla büyümezse seninkileri keserim haberin olsun." diyordu. Ama yengem hamileydi, amcamla yengemin çocuğu yoktu diye biliyordum yani ne mezarı vardı ne de hayattaydı.

Burslu ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin