BÖ/22

456 134 33
                                    

Ömer'den...

Sokakta boş boş dolanırken ani bir şekilde eve gitme kararı aldım, babaannemin anılarının olduğu eve...

Evin önüne geldiğimde, eve baktım sanki ev yaşlanmıştı. Evin arka tarafında saksı da kırmızı bir çiçek vardı, çiçeği toprağa yakın bir yerinden tutup çekince saksıdan çıkıyordu, saksının dibinde de evin anahtarı vardı. Babaannemle buna acil durum anahtarı derdik. Anahtarı alıp eve girdim.

Her şey yerli yerinde duruyordu, babaannemin portmantodaki hırkası bile. Evin her odasını gezdim, her odaya girdiğimde yaşadıklarım aklıma geldi, o günler daha geri gelmeyecekti, ben o günlerdeki gibi daha mutlu olamayacaktım ayaklarımı yere sürterek salona gittim ve oturdum, belki saatlerce ışık yakmadan karanlıkta gördüğüm kadar salonun duvarlarına boş boş baktım, telefonum titredi, cebimden çıkardım WhatsApp'dan mesaj gelmişti üstüne tıkladım.

Pikachu adlı kişi Ömer'imizin Yeni Numarası ❤️ adlı grubu kurdu.

Sizi ekledi.

Niye Mert gereksiz gereksiz gruplar açıyordu ki, zaten lazım olan kişilere mesaj atmıştım.

[20:38] Ömer: Mert gerekli kişilere mesaj atmıştım zaten gruba hiç gerek yoktu

Pikachu yazıyor...
[20:39] Pikachu: Olsun kanki nahnayla sohbet ederiz

Çağatay yazıyor...
[20:39] Çağatay: Nahna değil mahna!

Pikachu yazıyor...
[20:39] Pikachu: Klavyede N ve M harfleri yan yana ben ne yapayım!

Çağatay yazıyor...
[20:39] Çağatay: Dikkat et geri dönüşü olmayan kelimelerde hata yaparsın koçum

Pikachu yazıyor...
[20:39] Pikachu: Şuradan bir çakacağımda şiddete karşıyım

Çağatay yazıyor...
[20:40] Çağatay: Yav he he

Grupta kimler var diye baktım, Çağatay, Selen, Mert, Emir, Rümeysa ve ben vardım. Bir dakika ben Rümeysa'ya mesaj atmamıştım ve gerekli kişilere mesaj attığımı söyledim, of Ömer of ne olduysa senin bu boş boğazlığın yüzünden oldu zaten.

Acaba şimdi mesaj atsam ayıp olur mu?

Tabi olur!

Telefonu bir kenara bırakıp televizyonu açtım, bu akşam da çok saçma filmler vardı, en mantıklısı dizi izlemekti.

[22:15] Emir: Mert niye boş boş grup kuruyorsun bir girdim 200'e yakın bildirim

Pikachu yazıyor...
[22:15] Pikachu: Biz daha az konuştuk bir kerem. Selen bunun başka birileriyle grupları falan var herhalde sen buna bir ayar çek.

Çağatay ve Emir yazıyor...
[22:16] Emir: Sen niye sürekli aktifsin?
[22:16] Çağatay: Yakışıklı çocuk mesaj atanı çok olur tabi

Pikachu yazıyor...
[22:17] Pikachu: Mühim işlerim var ondan.

Çağatay yazıyor...
[22:17] Çağatay: Mert mühim diyorsa hadi hayırlısı.

Pikachu yazıyor...
[22:17] Pikachu: Ses etme.

Selen yazıyor...
[22:17] Selen: Mert ben niye ayar çekeyim saçma saçma konuşma

Emir yazıyor...
[22:18] Emir: Boş yapma Mert

[22:18] Pikachu: Tamam tamam

Çağatay yazıyor...
[22:22] Çağatay: Mert işte :D

Selen yazıyor...
[22:23] Selen: Ömer sen neredesin? Niye tek başınasın tamam yalnız kalmak istiyorsun da birimizin bari haberi olsun nerde olduğundan.

Nerden çıkmıştı şimdi beni sormak, daha doğrusu saat kaç olmuş şimdi mi gelmiştim akıllarına.

Selen'e sinirim hala geçmemişti.

Birkaç dakika bekledikten sonra cevap yazmaya başladım.

[22:28] Olmam gereken yerdeyim. Şu an hiç birinizin haberinin olmasına gerek yok, sadece biraz kafa dinlemek istiyorum.

Pikachu yazıyor...
[22:28] Pikachu: Kanki senin olman gereken yer neresi?

Mert bilmeyebilirdi ama Çağatay tahmin ederdi nerde olduğumu, WhatsApp'dan çıkıp telefonu koltuğa bıraktım ve televizyondan dizi izlemeye devam ettim.

Saat on ikiye geliyordu, battaniye alıp burada uyumayı planlıyordum, gerçi hava sıcak sayılırdı battaniyeye bile gerek yoktu ama neyse. Kapı çaldı sessiz evin içinde ses yankılandı, herkes bu evde biri yaşamıyor diye biliyordu artık, televizyonunun sesini kıstım parlaklığını azalttım, ama kapıdaki gitmek bilmiyordu, kim geldiyse çok ısrarcıydı.

Nefes sesimi bile çıkarmamaya çalışıyordum, telefonum çaldı bir anda beklemediğim bir ses çıktığı için ufak çaplı bir korku yaşadım.

Telefonu elime aldım Çağatay arıyordu sessize aldım, tekrar aradı yine sessize aldım. Arama bitince mesaj geldi.

Çağatay: İçerdesin biliyorum ağaç oldum kapıda!

Bu Çağatay da beni ne kadar iyi tanıyordu nerden bulmuştu beni burada.

Oturmaya devam ettim açmayacaktım. Tekrar mesaj geldi.

Çağatay: Ömer sabrımı mı zorluyorsun, zorluyorsan zorlama az var çünkü, açmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim.

Zoraki kapıyı açmaya gittim, Çağatay'dan bahsediyorduk maazallah bütün mahalleyi ayağa kaldırabilirdi, kapıyı açtığımda sinirli hatta baya sinirli Çağatay karşıma çıktı, hiçbir şey demeden omzuma çarptı ve içeri geçti.

Çok uykum vardı Çağatay'ın da tam tersi... Salonda oturuyorduk ama kafamı zor tutuyordum, "Ömer Allah aşkına sen ne tür bir manyaksın?"

"Neden?"

"Abicim kimse nerede olduğunu bilmiyor, başına bir şey gelecek diye herkes endişeli!"

"Sen biliyorsun ya nerde olduğumu."

"Benimle dalga geçer gibi konuşma Ömer! Sanki direk burada olduğunu biliyordum ben bir saattir gideceğin yerlere bakıyorum!"

"Sen arabayla mı geldin?"

"Evet arabayla geldim, geri zekâlıyım ya ben!"

"Benim uykum var iyi geceler." dedim, kalkıp gidiyordum ki kolumdan tutup beni oturtturdu, yani resmen koltuğa çaktı.

"Daha konuşma bitmedi Ömer!"

"Babammış gibi davranma bana!" bağırdım bir anda.

Kendini sakinleştirmeye çalışır gibi derin bir nefes aldı. "Ömer Rümeysa ile bir anda ne oldu böyle? Kız bir şey bilmiyor ama kendini suçluyor."

"Hiçbir şey olmadı!"

"Ne demek olmadı lan! Ortada suçlu yok kız kendini suçluyor."

"Bende onu diyorum Çağatay kim suçlu? Bana böyle bir hayatı layık gören babam mı? Beni hiçbir şey için yargılama sen benim ne hissettiğimi ne yaşadığımı bilmiyorsun, biliyorum sanıyorsun ama bilmiyorsun, aslında sen beni hiç tanımıyorsun! Ben babamdan nefret ediyorum! Niye? Beni çıkmaza soktuğu için! Bana böyle bir hayatı reva gördüğü için!"

Çağatay, "Ömer biraz sakin ol, kimse suçlu falan değil. Sakince konuşalım." dedi alçak sesle.

Ben bağırınca sesini alçalttı, ayağa kalktım kolumu tuttu itip odama geçtim, herkes seni anlıyorum diyordu ama şu güne kadar seni anlıyorum diyen hiç kimse beni anlamamıştı.

Burslu ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin