Çağatay'ın kafa üstü yere çakılıp afallaması Mert'le gülme krizine girmemize sebep olmuştu. Çağatay, "Kafam patladı galiba." diyerek alnını ufalamaya başladığında masanın üstündeki telefonunu çalmaya başladığından ayağa kalkmak için hareketlendi.
Mert ve bende yerden kalkıp devrilen koltuğu düzeltip oturduk. Çağatay'da bir eli kafasında yerine oturup, "Merhaba." diyerek telefonunu açtı.
"İyiyim sağ ol, sen nasılsın?"
"Neyi?"
"Şirkette bir sürü çizim yapan var hangisi?"
"Ee ne olmuş ona?"
"Peki."
Çağatay, "Görüşürüz." deyip telefonu kapattığında gülerek bana baktı ve göz kırpıp, "Yine dört ayağının üstüne düştün ha." deyip kafasını iki yana salladığında anlamadığım için, "Niye, nasıl?" diye sordum.
"Rümeysa senin ondan hoşlandığını ayrıca adım atmayacağını anlamış olacak o el attı ve numaranı istedi." deyip daha çok gülmeye başladı.
Mert "Benim niye haberim yok hoşlandığından?" deyip büyüyen gözleriyle bir bana bir Çağatay'a baktı.
"Abartılacak bir şey değil Mert sadece hoş biri demiştim, Çağatay abartıyor."
Çağatay, "Ne abartması be hoşlanıyorsun işte."
Mert elini omzuma koyup, "Sen hem SKG'ye ihanet et hem de beni dışla bana bir şey söyleme, oldu Ömer oldu." deyip başını aşağı yukarı salladı.
"Mert ciddi bir şey olsa bilirdin seni niye dışlayayım?" dediğimde elini omzumdan çekti.
Mert, "Neyse ben yalnızlığımla otururum şuracıkta." dedi burnunu çekerek.
Çağatay "Mert küçük Emrah gibi davranmayı bırak da ne diyeyim Rümeysa'ya onu konuşalım, numarasını istedi kız."
"Onu bir bırak da SKG ne oluyor?"
Mert, "Sap kardeşler grubu, tüü bir de onu da bilmiyorsun, özrün kabahatinden büyük!"
"Bizim öyle bir grubumuz mu vardı?"
Mert, "Wp grubumuzun ismi ne bizim!"
"Doğru, unutmuşum ben onu."
Çağatay, "Onun için de sorun olmazsa numarasını verir misin dedi diyorum siz sap map bir şeyler diyorsunuz."
Mert "Bence sen bir şey deme yarın okulda konuşmak isterse Rümeysa Ömer'in yanına gelir zaten."
Çağatay "Mert ilk defa doğru düzgün bir şey dedi vay be."
Mert "Abartmayın ya gören de doğru düzgün konuşmadığımı zannedecek."
"Konuşuyor musun?" deyip güldüğümde Mert'te gülerek, "Allah Allah! Çok biliyorsun sen." dedi.
"Neyse artık ben eve gideyim." dediğimde, Çağatay, "Mert bende kaçayım artık." diye ekledi.
Mert, "Tamam canımlar görüşürüz." dediğinde Çağatay'la beraber, ben markete o eve gitmek üzere Mert'in yanından ayrıldık.
...
Bugün ilk dersimiz boş olduğu için, daha fazla zamanım olsun diye normalden daha erken okula gidip sınavlar yaklaştığı için kütüphanede ders çalışmaya başladım. Soru çözdüğüm sırada masanın diğer tarafındaki boş sandalyeye Selen gelip oturdu.
Ses çıkarmadan bana bakıyordu ama birinin göz hapsindeyken soru çözmek gerçekten çok zordu, tek kaşımı kaldırıp Selen'e baktım, tebessüm edip, "Günaydın soruyu çözmeni bekliyordum." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burslu Öğrenci
Подростковая литература- TAMAMLANDI - Güzel bir çocukluk geçirmiş olan Ömer on yaşındayken, annesi ve babası vefat ettiği için mecburen babaannesiyle yaşamaya başlar. Okul hayatı dışında her şey yolunda giderken, haberinin olmadığı, hatta o doğmadan önce gerçekleşen bir m...