180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
2019
Jeon Jungkook Sorunsalı
"Hey minik senin doktorunla randevun yok mu? Hala neden buradasın?"
Jimin elindeki kitapları bir kenara bırakıp, sinirlenince aslında bir kediden farkı olmayan hyunguna baktı. Sinirle aldığı nefesi dışarı verdiğinde, küçük bir tıslama bırakmıştı havaya. Kesinlikle Min Yoongi'nin kediliği ona da bulaşıyordu. Yoongi tembel adımlarla onun yanına oturup, küçük şişko parmakları kavradı. Jimin'in toparlanması kolay olmamıştı. Ki hala toparlandığına inanmıyordu Yoongi. Arada girdiği sinir krizleri ve bayılmaları iyileşmediğinin kanıtıydı.
"Bana ne zaman minik demeyi bırakacaksın. Aramızda sadece bir santim var lanet olası!"
Yoongi eline batan tırnakları hissettiğinde kahkaha attı. Diş etlerini göstererek gülmesi sinir ediyordu Jimin'i. Ama bir yandan da hyungunu gülerken görmek dünyalara bedeldi onun için.
Çok olmamıştı daha iki ay önce annesi hayata gözlerini yummuştu. Amacını yitirmişti Jimin. Ölmeyi denemişti birkaç kere ama neyse ki koca yürekli Min Yoongi yanındaydı. Artık Jimin için hayatı bir nebzede olsa yaşanabilir kılan tek kişi Yoongi'ydi.
Uzaklara dalıp giden ufaklığı fark eden Yoongi küçüğüne kocaman bir sarılma armağan etmişti. Bir anda vücuduna sarılan kollar ile ne olduğuna anlam verememişti Jimin. Şoku atlattıktan sonra o da hemen kollarını hyunguna sarmıştı.
Yoongi küçüğünün kötü düşüncelerini kovmak istercesine pek farkında olmadan kollarını sıkılaştırdığında Jimin ağzından çıkan acı iniltiyi durduramamıştı.
Anlamıştı Yoongi ne olduğunu, hızlıca kardeşinin üstünü yukarı sıyırdığında gördüğü morluklar adeta küçük dilini yutmasına sebep olmuştu. Yaralıydı minik kuşu. Vücudu çürükler ile kaplıydı.
"Tanrım Jimin! O şerefsiz ben yokken yine mi şiddet uyguladı."
Hyungu şimdi bir kaplan gibi duruyordu işte. Onu koruması içten içe hoşuna gidiyordu Jimin'in ama aynı zamanda korunmakta istemiyordu. Ne zaman hyungu onu korumak için babasını karşısına alsa hyungu da zarar görüyordu. Böyle zamanlarda kendi acılarını unutup sessizce hyungu için ağlıyordu.
Yoongi ellerini çekip hızla ayağa kalkmıştı.
"Sikeyim!"
Elleri ile yüzünü sıvazlayarak bir çözüm yolu bulmaya çalışıyordu. Artık bu duruma bir son vermeleri gerekiyordu. Ömrü boyunca kardeşinin şiddet görmesine göz yummayacaktı.
"Yemin ediyorum onu öldüreceğim. Af dileyerek son nefesini verecek şerefsiz!"
Hızla ayağa kalktı Jimin. Hyungunun önünde durdu. Ellerinin titremesini göz ardı edip sıkıca hyungunun yanaklarını kavradı. Yoongi ne yapacağını şaşırmıştı. Küçüğünü aciz görmeye dayanamıyordu.