180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kırık
Şarkıyı bitirdiğimi idrak ettiğimde mikrofonu bırakıp hızla arka tarafa gittim. Gözlerimin içine baka baka başka kızlar ile oynaşması sinirimi bozuyordu.
Onun içim tek gecelik bir ilişkiden farkım yoktu. Bunu artık daha iyi anlamıştım. Bu yaşıma kadar hyungum dışındaki hiç kimse beni hayatının merkezine koymamıştı, doğrusu odak noktası olmayı kendim istememiştim.
Ama Jeon Jungkook bana farklı hissettiriyordu. İlgi istememiştim, sadece biraz olsun hiçbir çıkar olmadan sevildiğimi bilmek istemiştim. Fakat o beni yanıltmıştı.
Sever sanmıştım.
Sadece birkaç defa gördüğüm kişiye karşı olan beklentilerim beni şaşırtıyordu. Burada kaldığım her dakika onu unutamayacak ve hayatımdan çıkaramayacaktım.
Bu saatten sonra ise artık ne o bana gelmek isterdi, ne de ben ona gitmek isterdim.
Bir şekilde hayatlarımızdan sessiz sedasız çıkacaktık.
Arka odaya girdiğimde, beynimin içinde dönüp dolaşan düşünceler şiddetini arttırarak başımın ağrımasına sebep olmuştu. Daha dün yaşadıklarımı idrak edememişken bugünün oldukça hızlı ilerlemesi beni daha çok yormuştu.
Kapıyı kapatacağım anda arkamdan gelen kişi beni içeriye itip kapıyı çoktan kilitlemişti. Her şey o kadar hızlıydı ki ne olduğunu anlayamamıştım.
Saç diplerimde hissettiğim acı ile gözlerim yaşarmış arkamdaki kişi dönmeme fırsat tanımadan bedenimi duvara yapıştırmıştı.
"Bana bak küçük sürtük. Sevdiğim adama baktığını bir kere daha görürsem seni mahvederim. Duydun mu beni!"
Kulağımın dibinde bağıran kişinin bileğini tuttuğum gibi bükerek ellerini arkasında birleştirdim. Karşımdaki kişi MiCha'ydı.
Dediklerini anlamlandırdığım anda öfke vücudumu ele geçirmişti.
Jeon ve beni görmüş olma ihtimali var mıydı? Şarkıyı söylerken Jungkook'u son anda fark etmiştim ve birkaç saniyelik bakışmanın ona bunu düşündürteceğini sanmıyordum. Korkmaya başlasamda bunu ona hissettirmedim.
Eski Park Jimin olsa şu anda yere çöküp duvar dibine sinerek ağlamaya başlardı. Ama artık eski Park Jimin olmayacaktım. Kız yaptığım hareketi benden beklemiyor olacaktı ki suratı oldukça şaşkın bir yüz ifadesine bürünmüştü.
"Ne dediğini sanıyorsun?"
Ellerini benden kurtarmaya çalıştığında abartmaya gerek olmadığını düşünerek onu serbest bıraktım.
"Sen beni aptal mı sanıyorsun?"
Ovuşturduğu bileklerinin hedefi olunca iki adım geri gittim.