180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Kısa bir bölümle geldim üzgünüm ama daha fazla bekletmek istemedim 🖤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evlen benimle
Bu zamana kadar yaşadıklarımızı düşünmeden edemiyordum. Çok zorluklar yaşamıştık ama şimdi onun kucağında olup, boynuna sıkıca sarılmak bütün endişelerimi, acaba gelecekte kötü şeyler olacak mı korkumu silip atıyordu.
Titriyordum, ellerim ise yumruk halindeydi. Öne eğilip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Göğsü hızla şişti, kalçalarımı tutan elleri kasıldı. Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde ağlıyordum. Öpücük giderek ateşli bir hal aldıkça dudaklarında kendi tuzlu gözyaşlarımın tadını aldım.
Aşkımız...
Bunun sayesinde ardımızda bıraktığımız geçmişimizi birlikte silip, yeni bir hayata adım atıyorduk. Birbirimizi iyisiyle, kötüsüyle, hatta düpedüz berbatıyla, olduğu gibi kabullenmiştik. Birikiş arzularımız vardı. Önümüze çıkan engelleri aşmamızda hem benim hem onun ruhunu gafil avlayan sayısız duygu vardı; biliyordum çünkü onun da kalbinin hızlandığını hissedebiliyordum. Kalbimin atışları onunkiyle eşzamanlıydı, onun için yaratılmıştı.
Tüm bunlar basit bir öpücüğün içindeydi. Hem aşırı hem yetersiz ama kusursuzdu.
Hızla bir nefes alıp geriye çekildim. Gözlerimiz kilitlendi. Koyulaşmış gözlerinden duygular birbirini kovalıyordu. Tamirhanenin arka tarafına koyduğumuz yatağa beni yatırıp üzerimdeki yerini aldığında bir eliyle nazikçe yanağımı tuttu.
"Te amare por siempre, mi amor." Seni sonsuza kadar seveceğim, aşkım.
Örtüyü tutan parmaklarımı gevşetip "Ne dedin?" diye sordum ona.
Gülümsemesi hiçbir şeyi ele vermiyordu. Sonra dudakları tekrar dudaklarımın üstündeydi. Gözlerim kapandı. Belim yay gibi gerildiğinde Jungkook nefesini tuttu.
Beni geriye doğru çektiğinde kollarımı ona doladım. Sonsuza dek öpüşmüş gibiydik ama yetmiyordu. Sonsuza kadar devam edebilir, asla durmayabilirdim çünkü o anda bizden başka hiçbir şeyin var olmadığı bir dünya yaratmıştık. Nefesim kesilene kadar öpüştük, sadece birbirimizi keşfetmek için mola verdik. Sımsıcaktık, aramızda hiç boşluk yoktu, kıvranıyorduk. Onunkine yaslanan bedenim gerildi ve ben inlediğimde o sustu.
Başını kaldırdı ama hiçbir şey demedi. O kadar uzun süre, öyle bir dikkatle baktı ki, vücudumun her yanı gerilmiş gibiydi. Göğsüm sıkışıyordu. Uzandım, titreyen elimi yanağına koydum.
Başını yanağıma doğru eğdi, sesi sert ve boğuktu. "Evlen benimle."
Gözyaşlarım birikmişti ama artık olmazdı. Hele bunca güzel şeyin ardından ağlamak hiç olmazdı. Artık sesli dile getirmem için sebep yoktu ve ona yanıtım söz söylemeden öpmek oldu.