180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yarış
"Cidden buraya o kızla nasıl gelebiliyor aklım almıyor."
Olayları Jackson'a anlattıktan sonra gözümün önünde sinir krizi geçirmeye başlamıştı. Herkesin aklında bir çok soru işareti vardı. Ve bunları ortaya çıkaran tek kişi Jungkook'tu.
En çok beni yanıltmıştı. Asla yapmaz dediğim şeyleri yapmış ve bunları yaparken ardından bakakalmıştım.
Sorun değildi.
Bazen insan elindekiler ile yetinip gidenlerin ardından dövünmemeliydi. Benim sorun ise yaşadığım şeyleri dışa vurmasam da içimde filizlendirip büyütmekti.
İlk önce öz babam beni ardında bırakmıştı sonrasında büyük bir yıkım yaşasam da annem için toparlanmayı bilmiştim.
Ardından o adam girmişti hayatımıza. En güzel getirisi ise Min Yoongi'ydi. Fakat götürdükleri daha fazlaydı. Çocukluğumu yitirmiştim, onun yanında da bütün duygularım gitmişti benden.
Zamanla giden tek şey bunlar olmamış yanında annemi de götürmüştü. Her ne kadar annemi kaybettiğim için zor zamanlar geçirmiş olsam da kurtulduğu için seviniyordum. Dünyadan bir melek ayrılmıştı belki ama o melek bu dünyada bir kere bile gün yüzü görmemişti.
Son olarak ise hayatıma ışık hızıyla bir Jeon Jungkook girmiş ve beni birazda olsa yaşama döndürmüştü. Simdi ise kendi isteği ile gitmişti.
Yitirmiştim.
Ben bu dünyada hep bir şeyleri yitiren taraf olmuştum.
Gözümün önünde MiCha ile içkilerini yudumlarken, bir kere bile bakışları beni bulmamıştı. Hiç mi sevmemiştin beni Jeon? Gözünde eğlenilecek eziğin teki miydim, hep?
Göz pınarlarıma doluşan yaşları düşürmemeye çaba sarf edip Jackson'a döndüm.
"Sorun değil Jackson. Ben artık bu tarz durumlara alıştım. Sen de daha fazla kafana takma."
Gözlerim Yoongi hyung ile buluşunca buruk bir gülümseme yollamıştı bana. Yanındayım, güçlü ol diyordu. Ama benim artık ne gücüm ne de güçlü görünmek için takatim vardı.
Aklıma koyduğum planlar ile ilk defa ardında bırakan kişi olacaktım.
Sadece belli bir süre gerekiyordu. Yılbaşını geçirecektim ve yeni sene benim için farklı bir yerde farklı bir şekilde başlayacaktı. İlk defa bir yılbaşını karanlık bodrumda geçirmek yerine sevdiğim kişiler ile aynı sofrada mutlu olarak geçirmek istiyordum.
"Seni anlıyorum Minnie. Sorun değil, ağlamak istiyorsan ağla. Bağırmak istiyorsan bağır." Diyerek bana sarılmış ve kulağıma "Hatta birilerini yumruklamak istiyorsan birlikte bunu yapalım." Demiş ve bir kahkaha atmıştı.