180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ritim
"Şu an hepimizin eğlence için gerekli olan işlerle ilgilenesi gerekiyordu. Çıldıracağım nasıl unuturuz?"
Jin hyung odada volta atarken olduğum yerde iyice küçüldüm. O kadar haklıydı ki ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Yoongi eve geldiğimizde uzun süreli sinir krizleri geçirmişti. Eğer Taehyung tutmasaydı Jungkook'u boğacaktı. Neyseki kazanın önüne geçip Jungkook'u kurtarmıştık.
Şu anda Jungkook ve Yoongi benim odamda uzun bir konuşma yapıyorlardı ve kapıyı arkalarından kilitlemişlerdi. Diken üstündeydim çünkü her an büyük bir kavga çıkabilirdi. Göğsüme oturan sancı ile elimle belki ağrıyı dindirir diye göğsüme baskı yapmaya başladım. Fakat ağrı dinmek yerine artıyor ve nefesimi kesiyordu.
Ellerimin titrediğini görmesinler diye savsak adımlarla mutfağa geçtim. Ellerim acımaya başladığında tezgahı sıkı sıkıya sardığımı o anda fark edebilmiştim.
"Jimin?"
Mutfağa giren Taehyung ile bir şeyim olduğunu anlamasın diye gülümsemeye çalışmıştım. Gülümsememdeki yapmacıklığı anlamış olacakki yanıma gelip omzumu sıkmıştı.
"İyi misin?"
Nefesimi geri kazanamadığım her saniye ciğerlerime iğneler batırıyorlarmış gibi acı çekmeye başlamıştım.
Görüşüm geri gelmeye başladığında bana endişe ile bakan hyungum baş ucumdaydı.
"Jimin kendini nasıl hissediyorsun?" diye soran Jin hyungla odada yalnız olmadığımızı fark edebilmiştim. Jungkook hemen diğer tarafımda elimi tutmuş bir vaziyetteydi. Perişan bir haldeydi. Konuşmaya çalıştığımda takılan maske yüzünden sesim boğuk çıkmıştı. Durumu anlayan Jungkook maskeyi çıkarmaya yeltendiğinde aynı şekilde Yoongi hyungda hamle yapmıştı.
Donmuş bir vaziyette onları izliyordum çünkü birazdan üçüncü dünya savaşı çıkacak gibiydi. Jin hyung Yoongi'nin yanında olduğundan elini hyungumun omzuna koymuştu. Bu bir nevi uslu dur ikazıydı ama Yoongi'nin bunu pek takacağı yok gibiydi.
Tam bu sırada odaya giren doktorla ciğerlerimi yakacak derin bir nefes aldım. Doktor odadaki gergin ortamı fark etmiş olacakki bana şüpheli bir bakış atmıştı.
"Beyler biraz izin versenizde hastamız nefes alabilse." Gülerek söylediğinden sonra Jungkook istemesede maskeyi bırakıp geri çekilmişti. Yoongi hyung ise hala eli havada Jungkook'u öldürecek bakışlar atıyordu.
"Merhaba Jimin ben Doktor Park Bogum. Yaptığımız tahlillerde çok kötü şeyler görünmüyor. Fakat vücudundaki su azalmış bu da sende baş dönmesi ve halsizliğe sebep oluyor. Kalbinde malesef ritim bozukluğu var fakat sana çok sorun çıkaracak bir problem değil. Strese girmeni istemiyorum çünkü nefessiz kalmandaki en büyük etken stres."