여덟

7.8K 589 269
                                        

8

Mahcup

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mahcup

Alt tarafımdaki ağrı ile uyandığımda acının geçmesi için kıpırdanmaya çalıştım fakat belimdeki sıkı kollar bunu olanaksız kılıyordu.

Gözlerimi aralayıp görüşümün düzelmesi için birkaç kere kırpıştırdığımda dün gerçekleşen olayların hepsi gözümün önünden tek tek geçerken, pişmanlık duygusu bedenimi kaplamıştı.

Kesinlikle Jeon Jungkook uyanmadan buradan gitmeliydim. Onun beni bu evden kovması kaldırabileceğim bir durum değildi.

Kollarını belime öyle bir sarmıştı ki kurtulmak gerçekten çok zor olacaktı. Yavaş hareket etmeye çalışarak kollarını bedenimden uzaklaştırıp dün nereye fırlatmış olduğunu bilmediğim kıyafetlerimi aramaya başladım.

Kemiklerim sanki teker teker kırılmışçasına ağrıyordu. Topallıyor olduğum gerçeğini Yoongi'ye nasıl açıklayacağıma kafa yormalıyım. Ya gerçeği söyleyecektim ya da gerçekten çok iyi bir yalan bulmalıydım. Dün gece eve gitmediğim sorunu da vardı tabii.

Kıyafetleri bulduğum gibi hızla üzerime geçirip evden ayrıldım. Bu sırada Jungkook homurdanarak uyumaya devam etmişti.

Bundan sonra ne yapacaktım?

Kalbim acıyordu. İlkimi tanımadığım birine vermiş olmak gerçeği bile bu kadar acıtmıyordu. Jeon istediğini aldığına göre daha peşime düşmezdi ama peki ya benim ona olan hislerim ne olacaktı?

Bundan sonra mümkün olduğunca Jungkook'tan kaçmalıydım. Hayatımda yeterince sorun ve üzüntü vardı. Bile isteye imkansız bir adama aşık olmak kesinlikle isteyeceğim en son şeydi, kader öyle bir şeydi ki tahmin etmediğim, yapmam dediğim her şey birer birer gerçekleşiyordu.

Ne zaman geldiğimi fark etmeden evin kapısına ulaşmıştım. İstemeye istemeye kapıya yaklaşıp içeri girdim. Evde ses yoktu, saat daha erken olduğu için hyung kesin şu an uyuyordu. Sessiz olmaya çalışarak odama çıkmaya başladım. İçeri girip kapıyı kapatacağım anda kapının arkasındaki Yoongi'yi fark etmemle istemsizce çığlık attım. Bunu yapmamı beklemeyen hyungum ise irkilmişti.

Yaşadıklarım o kadar üst üste gelmişti ki artık kendimi tutamamıştım. Haykırarak ağlamaya başladığımda hyungum iki büyük adımda yanıma yaklaşıp bana sarıldı. Hayatımda bunları hak etmiyordum. Biliyorum durumu benden daha kötü olan insanlar vardı, isyan etmekte istemiyordum ama artık çok ağır geliyordu.

"Güzelim. Ne oldu sana böyle?"

Cevap verecek dermanı kendimde bulamayınca çözümü hyunguma daha sıkı sarılmakta buldum.

"Biri bir şey mi yaptı Jimin? Beni korkutuyorsun bebeğim, söyle hyunguna hadi."

Hıçkırıklarımın arasından tek diyebildiğim "Uyumak istiyorum." olmuştu. Hyungum daha fazla üzerime gelmemek için bana destek olup yatağa oturttu. Ardından dolabımdan temiz kıyafetler alıp giymem için yanıma bıraktığında "Tanrım... Boynunda ki morluklar ne Jimin, kavgaya mı karıştın?" demişti.

Believer,  jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin