21
Babacık
"Gece Taehyung'da kalmak ne demek Yoongi?"
"Bak bende bilmiyorum. Adamla kavga ederken bir anda öpüşmeye başlıyoruz ve sonrası yatakta bitiyor. Benim çok mu hoşuma gidiyor sanki!"
Yoongi eline geçirdiği yastığa sıkıca sarılmış, ağlıyordu. Taehyung'a karşı yeni yeni filizlenen bir sevgisi vardı fakat Taehyung, Yoongi ile geçirdiği her gecenin sabahında onu yatakta bir başına bırakarak ortalıktan yok oluyordu. Yoongi artık bu durumdan bıkmıştı.
"Bak Taehyung neden böyle yapıyor diye ona sormayı denedin mi? Bir açıklaması vardır."
"Adam beni işini göreceği bir sürtük olarak görüyor Jin! Ne açıklamasından bahsediyorsun?"
Ellerinden geldiğince sessiz olmaya çalışarak bu durumdan Jimin'in haberinin olmamasını sağlamaya çalışıyorlardı. Yoongi artık kendini anlatmaya çalışmaktan yorulmuştu ve minik kardeşinin de kendisiyle birlikte üzülmesini istemiyordu.
Jungkook hiç istemesede minik sevgilisini bırakmış ve içeride neler olup bittiğini anlayabilmek için yataktan kalkmıştı. Eğer geçerli bir sebepleri yoksa iki büyüğünü de seve seve tekmeleyecekti.
"Günaydın."
Yoongi içeriye giren Jungkook'a sırtını dönmüştü. Bu her zamanki hali olduğu için Jungkook umursamayacaktı fakat ağlamaktan kızarmış gözleri görmek bunu yapmasını engellemişti.
"Sorun ne?"
Yoongi çatlak sesiyle "Yok bir şey!" diye bağırarak odadan çıkacakken Jungkook onu kolundan tutarak durdurmuş ve kendisine bakmasını sağlamıştı.
"Neden ağlıyorsun?"
Yoongi kolunu ondan kurtarmaya çalışarak sorusunu es geçti.
"Jimin'in uyanıp endişelenmesini istemiyorsan ne olup bittiğini hemen şimdi anlatmalısın Min Yoongi."
Yoongi, Jungkook'un tehditkar ve bir o kadar sert çıkan sesi yüzünden debelenmeyi bırakmıştı. İstemeyerekte olsa düşüncelerini Jungkook'a aktardığında aslında bu işi çözebilecek tek kişinin o olduğunun farkında değildi.
"Bak Yoongi. Bizim işimiz normal bir iş değil. Tae'nin her sabah yapması gereken şeyler var ve bunlar erteleyebileceği şeyler değil. Onu daha iyi anlayabilmek için düşüncelerini ona söylemen gerekiyor. Emin ol sana mantıklı bir açıklama yapacaktır."
Minnettar bakış atarak sessizce "Teşekkür ederim." Demişti Yoongi. Her ne kadar karşısındaki adamdan hoşlanmasa da onu düşünüp gelmesi bile ona karşı ördüğü duvarların bir kısmını yıkmasını sağlamıştı.
Jungkook daha fazla oyalanmadan uyuyan sevgilisinin yanına kıvrılmak için odaya girmişti fakat Jimin'i yatakta görememek kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. Banyodan gelen su sesleri ile adımlarını o tarafa yönlendirerek minik bebeğinin kapıyı kilitlememesinden yararlandı.
Beklediği manzara Jimin'i duş alırken görmek değildi tabi ki. Sarışın arkası dönüp bir vaziyette saçlarını köpürtürken bir yandan da sözlerini tam bilmediği şarkıyı mırıldanıyordu. Jungkook karşısındaki ziyafetten oldukça hoşlanmış ve dudaklarını yalamak zorunda kalmıştı.
Şu an soyunup sevgilisine katılırsa miniği onu reddeder mi diye düşünmekten geri kalamıyordu. Bu düşüncesine rağmen kendisi çoktan tshritünden kurtulmuş ve altındaki pijamayı boxerı ile birlikte indirmişti.
Jimin yaptığı işe kendisini o kadar çok kaptırmıştı ki kapıyı kilitleyen sevgilisinden bir haberdi.
!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Believer, jikook
Fanfiction180519 310121 Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı. Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti. Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
