4
Sarışın Kız
Gözleri aydınlık bir sabaha açılmıştı Jimin'in. Yeni hayatının ilk gününde içi kıpır kıpırdı. Kalbine dolup taşan bir duygu vardı. Daha önce bu duyguyu hissetmiş miydi hatırlamıyordu bile. Yatağından kalkıp kısa süre içerisinde hazırlanarak hyungunun odasına adımladı. Hayatlarına düzgün bir şekilde devam etmek istiyorlarsa hyungunun bir an önce kalkıp Jin'in yanına gitmesi gerekiyordu.
Boyası akmış sarı saçlarını gözlerinin önünden ittirip yavaşça kapıyı açtı. Hyungunu nasıl uyandıracağını bilmiyordu. Üstelik uykusundan uyandırılan bir Min Yoongi ile başa çıkmak çok kolay değildi.
Odaya girdiğinde görmeyi beklediği manzara Yoongi'nin uyuyor olmasıydı ama aksine yatak toplanmış ve minik pencere odanın havalandırılması için açılmıştı. Bulunduğu duruma hayret ederek aşağı kata ilerledi Jimin.
Kesinlikle Min Yoongi'yi üzerinde mutfak önlüğü ve elinde bir maşa ile görmek onun için şaşırtıcıydı.
"Günaydın minik, hadi otur bakalım."
Minik gözlerini açabileceği kadar açıp sandalyeye ilerledi küçük olan.
"Hyung kafana bir şey düşmedi değil mi? Sen ve kahvaltı hazırlamak mı? Hah."
Yoongi gözlerini devirip omleti Jimin'in tabağına bıraktığında sahte bir sinirle tısladı.
"Fazla konuşursan bu gördüğün ilk ve son kahvaltı olur ufaklık." diyerek karşısındaki sandalyeye kurulan hyungu ile kahvaltılarını etmeye başladı iki kardeş. Jimin alacağı tepkiden korkuyordu ama yinede aklındaki düşünceleri hyunguna söylemekten çekinmedi.
"Hyung bende orada çalışabilir miyim?"
Yoongi duyduğu soru ile kaşlarını çatarak kafasını tabağından kaldırdı. Küçüğüne istediği güveni verememiş miydi? Bir şeyleri başaramayacağını düşündüğü için mi çalışmak istiyordu Jimin?
Gözlerini tabağından ayırmadan "Gerek yok." dedi. Konunun daha fazla uzamasını istemiyordu.
"Hem Jin'in fazladan bir eleman istediğini sanmıyorum."
Çatalının tabağa çarpmasını umursamadan sandalyesini hızlıca ittirerek kalktı Yoongi. Jimin hyungunun sinirlendiğini fark edebiliyordu ama neden ufak bir şey için bu kadar aşırı tepki verdiği hakkında bir fikri yoktu. Jimin sızlanmaya başlamıştı. Hyungunu nasıl ikna edeceğini bilmiyordu.
"Ama hyung ben evde sıkılırım. Başka bir iş baksam?"
Yoongi mutfak kapısından çoktan çıkmıştı ama küçüğünün dediklerini duyabilmişti. İstediğini elde etmeye çalışırken küçük Jiminie oldukça sesli ve katlanılmaz oluyordu. Jimin hyungunun onu takmamasına aldırmadan hızla odasına gidip hazırlandı. Gidip Jin'e sormak en mantıklısıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Believer, jikook
Fanfiction180519 310121 Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı. Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti. Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...