스물여섯

4.1K 388 143
                                    

26

Yılbaşı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yılbaşı

"Yoongi kızmakta çok haklı Jimin."

Seokjin koltuğa rahat bir şekilde oturup ayaklarını ortadaki sehbaya uzatmıştı, her ne kadar şu an beni azarlıyor gibi hissediyor olsa da umursamaz tavırları onu ciddiye almama engel oluyordu.

"Aslında en büyük suçlu Namjoon."

Dediklerine kulak kabartırken kendi isteğim ile katıldığım yarıştaki suçu bir şekilde Namjoon'a atmayı başarmıştı. Şaşırdığım için cevap vermede gecikmiştim.

"Namjoon hyungun ne alakası var hyung?"

"Neden olmasın ki. Jungkook'u bu hallere düşüren şeytanın teki o. Emin ol bunda da bir parmağı vardır."

Dediklerine gülersem gazabına uğrayacağımı bildiğimden sessiz kalmayı tercih ettim. Yoongi hyung karşımda oturuyor ve asla konuşmuyordu. Gözlerini benden her kaçırdığında sanki kalbimden bir parçayı da götürüyordu.

Onunla böyle olmaya alışık değildim.

"Ben şimdi gidiyorum. Yarın yılbaşı bu yüzden bir plan yapmayın."

Kafamı sallayarak onu onaylamış ve kapıya kadar eşlik etmiştim.

"Hyung yarın burada toplansak olur mu? Her şeyi ben hazırlamak istiyorum."

Herkesi son bir kez görüp, haberleri olmadan veda etmekti amacım. Ona böyle söyleyememiştim. Bu kadar cesaretim yoktu.

Ayakkabılarını giymiş ve "O zaman hindiyi ben yapar getiririm. Sen diğerlerine haber vermeyi unutma." diyerek yola koyulmuştu.

Kapıyı ardından kapatırken Yoongi hyung ile yüzleşmem gerektiği fikrindeydim. Aramızdaki sorunu halletmezsek asla gitmeye cesaret edemezdim.

Onu çok seviyordum.

Küslük olmamıştı hiç aramızda, belki ufak tefek tartışmalarımız olmuştu fakat bir yolunu bulmuştuk.
Bu sefer haklıydı ve benim söz söylemeye hakkım yoktu.

Yine de kızgın ve kırgın bir Min Yoongi yerine somurtkan Yoongi'yi yeğlerdim.

Karşısına geçip oturmak yerine önünde dizlerimin üzerine oturmuş ve ellerini tutmuştum. Çekmeye yeltense de sıkıca kavramış ve kafamı dizlerinin üzerine koymuştum. Şimdi kaçacak yeri kalmamıştı.

İçimdeki tüm hüznü tüm öfkeyi kusmak istiyordum.

Yorulmuştum.

Artık hiçbir şey beni mutlu etmez hale gelmişti.

"Hyung."

Boğuk çıkan sesim ile kelimeleri bir araya getirmeye çalıştım. Az sonra ağlamaya başlayacağımdan emindim ama bu süreyi uzatmak için çalışıyordum.

Believer,  jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin