180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öncelik
"MiCha seni tehdit etti çünkü yaptığınız işi ortaya çıkarmakla tehdit etti ve sen de bunun olmasına izin veremeyeceğin için beni terk ettin. Doğru mu anladım?"
Jungkook beni biraz daha kendine çekerek "Teorik olarak evet, doğru anladın." Dedi.
"Jungkook sence de bu hikayede tamamlanmamış eksik parçalaryok mu?"
"Güzelim eğer bütünüyle anlatırsam tehlikeye girersin, bunu istemiyorum. Sadece göz yumsan olmaz mı?"
Oturduğum yerde dikleşerek belimdeki kollarını ittirdim.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"
Yüzündeki bıkkın ifade daha çok kendini belli ederken oturur pozisyona geçti. Yüzünü ellerinin arasına alıp konuşmaya başladığında sesi oldukça boğuk ve anlaşılmaz çıkmıştı. Ağzının içinde her ne geveliyorsa asla anlamamıştım. Bu durum giderek canımı sıkmaya başlamıştı. Madem bütünüyle şeffaf bir şekilde bana neler olup bittiğini anlatmayacaktı ne diye hala burada duruyordum ki?
"Eğer tam anlamıyla bana anlatmayacaksan daha fazla burada kalmayacağım Jeon."
Kararlı ve net çıkan sesimle bakışlarını bana döndürdü. Kendini affettirmek istiyorsa bir yerden başlamalıydı.
"Güzelim olmaz. Bak anlamak istemiyorsun ama olmaz. Belki sonra?"
"Sen hala neyden bahsediyorsun ya? Bana hiçbir şey anlatmayacaksın ama ben yanında kalıp hiçbir şey olmamış gibi mutlu sevgili rolü mü yapacağım?"
Yerimden kalkarak "Çok beklersin!" demiş ve karşı tarafta kalan banyoya girerek kendimi kilitlemiştim.
Ellerim titremeye başlarken kendimi nasıl sakinleştireceğimi düşünüyordum. Gerçekten bu kadar toz pembe miydi? Böyle bir ilişki istemiyordum. Evet Jungkook'u tarif edemeyeceğim bir şekilde seviyordum ama böyle olması imkansızdı.
Kendime gelmeye çalıştığım süre boyunca kapımı çalmamış ya da sesini çıkarmamıştı. Kapıya yaklaşarak içeriyi dinlemeye çalıştığım sırada kapının iki kere tıklatılması ile korkarak geri çekilmiştim.
"Jimin hadi gel bebeğim bir şeyler yiyelim."
Hiçbir şey olmamış gibi davranması daha çok çileden çıkmama sebep olmuştu.
"Siktir git Jungkook!"
Banyodan çıkma kararımdan vazgeçerek klozetin üzerine oturdum. Burada gitmem gerekiyordu fakat hava çok soğuktu ve neredeyse dağın başına gelmiştik. Nasıl döneceğim konusundan bir fikrim yoktu. Kapıdan uzaklaşan adım sesleri ile çıkmaya karar verdim. Kafamı dışarı çıkarıp onun ortalıkta olmadığına kanaat getirince dış kapıya ilerleyip montumu aldım. Fakat unuttuğum nokta dış kapının kilitli olduğuydu.