19
Minik bebeğim
Jungkook bakış açısı
"Jimin!"
Onu kanlar içerisinde görmeye dayanamıyordum. Gösteriye gelmemesi yüzünden bir terslik olduğunu anlayabilmiştim fakat Taehyung bana bir şey olmadığını ve gösteriyle ilgilenmem gerektiğini söylediği için bir miktar rahatlayarak motoruma binmiştim.
Şimdi ise her şey çok karışıktı. Yoongi babasını gördüğünde adamı yumruklamaya başlamıştı, Taehyung ise onu gülerek izliyordu. Bir ebeveyn çocuğu ile nasıl gurur duyuyor ise aynı o şekilde övünüyordu.
Ben ise...
Minik bebeğimin kanlı vücudunu kucağıma almış ambulansı bekliyordum. Her zorluk karşısında dimdik duran ben söz konusu Jimin olduğunda bunu yapamıyordum. Onu gördüğünde dünya duruyor ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. Ne ara ona bu derece bağlanmıştım da beni böylesine bir değişime sürüklemişti, hiçbir fikrim yoktu.
Ona bir şey olacağı endişesi içimi kemirirken aynı zamanda Jin hyung Yoongi'nin sakinleşmesini sağlamaya çalışıyordu.
Tesadüfen Jimin'e bakmak için geldiğimizde onu yerde savunmasız bir şekilde görmeyi beklemiyordum. Seslendiğim anda adam beni fark ettiği için kafasına tekme atarak onu bayıltmıştı. Gözüm o kadar dönmüş bir vaziyetteydi ki Namjoon'un belindeki silahı almaya çalışmıştım.
Sonrasında ise benim bir şey yapmama fırsat bırakmayan Yoongi babasının üzerine atlamış ve adamı bir güzel benzetmişti.
Bebeğimin kirpikleri titrerken ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.
"Hadi Jungkook bırak Jimin'i ambulans geldi."
"Olmaz!"
Sesim benden bağımsız ortalığı çınlatırken Namjoon hyung bir adım geri gitmişti. Bu zamana kadar ona böyle bir davranışta bulunmamıştım. Her zaman alttan alır ve onun azarlarını dinlerdim. Şimdiyse gözüm Jimin'den başkasını görmüyor ve ona göre hareket ediyordum.
"Beyefendi bırakında sedyeye yatıralım." Hangi ara yanımıza geldiğini bilmediğim hemşire onu almak için atak yaptığında Jimin'i sarsmamaya çalışarak ayağa kalktım. Onu bırakırsam bana kızabilirdi bu yüzden bebeğimin yanında kalacaktım. Hızlı adımlarla ambulansa binip Jimin'i sedyeye yatırıp, gözünün önüne düşen saçlarını tarayarak açılmış alnına bir buse kondurdum.
"Beyefendi burada duramazsınız ön tarafa binebilirsiniz."
"Burada gideceğim ve sende işini yapacaksın!"
Adam yüksek çıkan sesime karşılık şaşırırken tereddütle "Ama..." demişti.
"Sana ne dediğimi duymadın mı lanet olasıca. Hiçbir yere gitmiyorum. Onu bırakamam anlamıyor musunuz!"
Bu zamana kadar bir kere gözyaşı dökmemiş olan ben yabancı bir adamın karşısında küçük bir çocuk gibi ağlıyordum. Yakıp, yıkmak ve içimdeki ateşi söndürmek istiyor ama diğer yandan da sevgilimi düşünürken tüm her şeyi unutuyordum.
Hayatıma giren minik sarışın çocuk artık beni elinde oynatabilecek vaziyetteydi. Tek yapması gereken bu lanet sedyeden bir an önce kalkmaktı. Bundan sonra onu asla yalnız bırakmayacaktım.
**
Jimin bakış açısı
Gözlerim yanmaya başlamıştı fakat onları açacak gücü kendimde bulamıyordum. Sesler oldukça yakınımdaydı fakat hepsi iç içe geçmiş bir vaziyetteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Believer, jikook
Фанфикшн180519 310121 Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı. Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti. Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
