180519
310121
Park Jimin'e göre hayatı berbattı. Ve annesini kaybetmesi ile hayata tutunması için bir sebep kalmamıştı.
Şans eseri geldikleri kasabada hayatları bütünüyle değişti.
Jeon için ise hayat motorlar, kadınlar ve içkiden ibaretti. Tabi bu J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bi haber
"Jimin bu haldeyken sahneye çıkamaz Jin. Ona bir şey olmasını istemiyorum."
"Yoongi haklısın ama onun yerine kimi bulacağımı bilmiyorum. Biliyorsun bu önemli bir etkinlik, söz konusu olan şey minik çocuklar."
Yoongi ne yapacağını bilemez şekilde odada volta atıyordu. İşin içinden çıkabilecek gibi değillerdi. Kendimi gayet iyi hissettiğim için bu konuda bu kadar endişelenmeleri gereksizdi.
"Hyung çok fazla stresli duruyorsun. Ben kendimi gayet iyi hissediyorum ve yarın o sahneye çıkacağım."
Jin hyung yanıma gelip belimden destek alarak beni oturttu. Ne yapmaya çalıştığını anlayamadan o üstüne yattığım yastığı kabartmış ve beni geri yatırmıştı.
"Sen sus minik Mochi. Burada kararları biz veririz. Sen dinlenmene bak. Yastık yeterli mi?"
Saçlarımı bozup cevap vermeme olanak sağlamadan yan odaya gitmişti, elinde iki yastıkla geldiğinde göz devirmeden edemedim. Elden ayaktan düşmüş değildim ki. Sadece ufak bir baygınlıktı.
"Evet çorba hazır Chim! Bence efsane oldu."
Üstündeki mutfak önlüğüyle çıkan Taehyung ile gülmemek için kendimi sıkmak zorunda kalmıştım. Bütün suratı un olmuş ve üstü yumurtaya bulanmıştı. Kırmızı saçları ve dövmeli vücudu ile tam bir tezatlık içerisindeydi.
Taehyung oldukça eğlenceli bir kişiliğe sahipti. Ve tanışalı daha birkaç hafta olmasına rağmen beni oldukça benimsemişti. Kısa sürede iyi arkadaşlar olmamız beni mutlu ediyordu. Jongin ve Taemin'in yokluğunu bana asla hissettirmiyordu.
"Tae sen hiç hayatında yemek yaptın mı? Çocuk daha yeni hastahaneden çıktı tekrar oraya gitmesini istemiyoruz." Jin hyung oturduğu yerden konuştuğunda Yoongi'nin gözleri Taehyung'u bulmuştu. Tuhaf bakıyordu. Fakat bu tuhaflık asla nefret içermiyordu.
Aralarındaki çekimi fark etmemek elde değildi. Tae Yoongi'ye göz kırpıp Jin'e elindeki kepçeyi savurmaya başlamıştı.
"Her şeyin ilki güzel olur derler bu da benim ilk yemek yapışım. Bana kinayeli konuşma Jinnie yoksa kepçemin tadına bakmak zorunda kalırsın."
"Aish velet! Sen bana ne demeye çalışıyorsun? Seni ayağımın altına almadan git bi tabağa çorba koyda getir çocuk öldü açlıktan."
Taehyung bir şeyi yeni fark etmiş gibi koşturarak mutfağa geri girmişti.
"Yenilecek hali varsa ye Jimin ama benim pek umudum yok." Jin söylediği şeyle kahkaha atmaya başladığında Yoongi ayağa kalkmıştı.
"Ne yemek istersin pizza söyleyebiliriz?" Bana bakarak söylediği şeyden sonra eline telefonunu almış pizzacı arıyordu.
"Hyung önyargılı davranmasan olmaz mı? Tae geldiğimizden beri uğraşıyor önce çorbanın tadına bakmak istiyorum."