Su gibiydi iki genç kız da.
Öyle narin öyle güzellerdi. Birinin adı Zeynep'ti. Bakanlar gözlerini alamazlardı. Babasının en değerlisi, mücevheri, güneşiydi.
Birde Mardin'in ağası vardı.
Ömer Ağa.
O bir şey isterse olurdu, kimse karşı gelemez gelmeye...
"Keşke şimdi şuan da bana hazırım desen." Zeynep'in bu sözlerle kocasının sesinde hissettiği tutkuyla bacakları titremeye başladı.
"Ağam" diyebildi zorlukla. Ömer Ağa bir eliyle belini tuttu diğer eliyle yanağını okşadı.
"Korkma, bekleyeceğim sana dokunmayacağım ama bu gece ve bundan sonraki her gece yanımda uyuyacaksın çok zor olsa dayanacağım güzelim, helalim benim."der demez dudaklarına kapandı karısının. Yumuşak, nazik, beklentisiz, incitmeden öptü.
Zorlukla bırakabildi karısını kollarından. Heyecandan utançtan yanakları kızarmıştı. Gülümsedi ceketini çıkarıp koltuğun üstüne bıraktı.
"Ben duşa giriyorum güzelim sende çıkar gelinliğini yorucu bir gece oldu uyuyalım."
Zeynep sadece kafa sallayabildi. Ömer, duşa girince hızlı olmak istedi. Önce başındaki tacı çıkarıp makyaj masasının üzerine bıraktı. Ama gelinliğinin arkasındaki düğümleri bir türlü çözemedi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Düğmeler çok sıkıydı ve ne yapsa açılmıyordu bunda heyecandan ellerinin sürekli titremesi de sorumluydu ama çok zorlayıp gelinliği yırtmakta istemiyordu. Su sesleri kesildi muhtemelen kocası giyinme odasına geçmişti. Banyodan çıkınca hemen yan tarafta giyinme odaları vardı. Zeynep çok düşünmedi yatağın üzerine oturdu. Ömer Ağa kocasıydı artık alışmaya söz vermişti öyle de yapacaktı.
Kocası siyah bir eşofman altı üzerinde yine siyah bir tişört giymişti. Zeynep'in gelinliğiyle hala oturduğunu görünce yanına yaklaştı. "Ne oldu yavrum çıkarmamışsın gelinliğini."
"Çıkaramadım." dedi Zeynep. "Düğmeleri sıkışmış."
Ömer Ağa gülümsedi Zeynep utangaç olsa da kaçınmıyordu ondan açık sözlü olmaya özen gösteriyordu. Alışmak için elinden geleni yaptığı belliydi. Bu Ömer Ağanın hoşuna gitti.
"Ben yardım edeyim ozaman sana hadi dön arkanı." Zeynep çekinince, "Benden utanmana gerek yok artık yanımda rahat olmanı istiyorum."
Zeynep arkasını döndü. Ömer Ağa derin bir nefes alıp düğmeleri çözmeye başladı. Gerçekten zor açılıyordu. Düğmeler açıldıkça karısının su gibi teni de gözlerinin önüne seriliyordu. Dokunmamak için kendini zor tutuyordu. Karısına tutkusu büyüktü ama bir yandan da Zeynep'in alışmasını istiyordu. Bunun için de zamana ihtiyacı vardı. Düğmelerin tamamını çözünce eğilip karısının sırtını okşadı sonrada yavaşça öptü.
Zeynep o an gerildi sanki sırtına ateş değmiş gibi hissetti. İçinde bir şeyler oluyordu ne olduğunu bilmiyor vücudunun verdiği tepkilere anlam veremiyordu. Genç ve tecrübesizdi ama kocası öyle değildi oyüzden kocasına açık olacaktı.
"Bana böyle yaklaştığında içimden titremek geliyor." dedi kısık sesiyle. Ömer Ağa gülmedi. Zeynep'i kendine çevirdi Zeynep yine çok utandı ama kendini kapatmaya çalışmadı.
