"Olmaz, olamaz..." diye ağlıyordu Zeynep. Ağlamaktan gözleri kızarmış, sesi kısılmıştı. Ömer Ağa çiftlikten dönmeden hemen önce vermişti Dilan'ın Berzan'la evleneceği haberini.
-----------------------
Oysa her şey ne de güzeldi. O öğleden sonra Ömer Ağanın söylediği sözlerden sonra "Ulann illa onca lavuğun olduğu okula gideceksin değil mi?" Zeynep önce ne demek istediğini anlayamamış sonra da kocasının boynuna sarılıvermişti.
Ömer Ağa da o sözlerin ağzından nasıl çıktığına, neden çıktığına bir anlam verememiş karısının kendisine sarılışı ile iyice şaşırmıştı.
"Çabuk sevinme daha kesin sözümü söylemedim, konağa gidince konuşacağız bu meseleyi."
"Ama düşüneceksin asla demedin bu kez." diye neşeyle konuştu genç kadın.
Normalde Ömer Ağa bu konuda kesin konuşur konuyu da hemen kapatırdı ama bu kez bir umut doğmuştu Zeynep için.
"Hele bir izin versin ne isterse yaparım." diye içinden konuşup duruyordu.
Ömer Ağa ise,"Nereden böyle bir cümle kurdum hay benim aklımı ..." diye kendi kendine söylenip duruyordu.
Çiftlik evine döndüklerinde o geceyi de orada geçirdiler. Birbirlerine sarılıp uyudular.
Ömer Ağa geciktirmeden Zeynep'e haberi vermeyi istiyordu. Normalde çiftlikte birkaç gün daha kalmayı planlamıştı ama güzel karısı Dilan'ın haberini alınca dönmek isteyecekti biliyordu. Ömer Ağa Dilan'ın rızası olduğu için bu evliliğe mani olamamıştı Berzan'ın ne düşünerek bu kararı verdiğini az çok tahmin etse de Zeynep çok üzülecekti.
Üstelik yaşanan olaylardan sonra Ömer Ağa Zeynep'in bu düğüne gitmesine asla müsaade etmeyecekti. Karısına en yakın insanlardan biri Dilan'dı. Ömer Ağa bunu çok iyi anlamıştı ama Dilan Paşalar Konağına gelin olduğu andan itibaren Zeynep'le görüşemeyecekti. Buna ne Berzan izin verirdi ne de Ömer Ağa. Zeynep yaşadıklarından sonra bir de Dilan'ı bu şekilde kaybetmeyi nasıl kaldıracaktı bilmiyordu Ömer Ağa.
----------------
Sabah kahvaltıdan sonra ilk önce bu haberi verdi Zeynep'e. Zeynep başta inanmak istemedi. Dilan onun canıydı, kardeşiydi yalvardı kocasına engel olması için. Berzan'la Dilan olamazdı. Daha bir ay olmuştu Berzan onu kaçıralı, kendine almak isteyeli. O dakikadan sonra gözyaşlarını tutamadı Zeynep. Kaçmayı başaramasaydı, Berzan amacına ulaşabilseydi belki de şuan onun karısı olmuş olacaktı Zeynep. Yutkunamadı bu düşünceyle nefesi kesilir gibi oldu.
"Yalvarırım Ağam bir şey yap engel ol." Dedi gözyaşları içinde.
"Ağlama artık güzelim adam yolladım Dilan için rıza vermezse engel olacaktım zaten ama Dilan'ın rızası var yapabileceğim bir şey kalmadı."
"Annesi, amcaları zorlamıştır onu Dilan böyle bir şeye asla rıza göstermez. Onu tanımıyorsun Ağam o sevmediği biriyle evlenmektense canına kıyar ben biliyorum zorladılar onu."
"Sakin ol artık senin için son kez Dilan'ın kararını sorarım ama yine aynı cevabı verirse kabullenmekten başka seçenek yok."
"Dönelim şimdi hemen gidelim buradan Dilan'ı görmek istiyorum benim yüzüme söylesin."
"Olmaz." Dedi kesin, sert bir dille Ömer Ağa.
"Ama..."
"Olmaz dedim sana sakın karşı gelme bana." Diye sözünü kesti Ömer Ağa sinirlenmeye başlamıştı. "Dilan Berzan'a verildi bile düğünleri iki gün sonra görüşmene izin vermem mümkün değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)
RomanceSu gibiydi iki genç kız da. Öyle narin öyle güzellerdi. Birinin adı Zeynep'ti. Bakanlar gözlerini alamazlardı. Babasının en değerlisi, mücevheri, güneşiydi. Birde Mardin'in ağası vardı. Ömer Ağa. O bir şey isterse olurdu, kimse karşı gelemez gelmeye...