Bölüm 78

44.2K 1.9K 549
                                    

Tıpkı Berzan gibiyim, biraz geçe kalsam da sözlerimi hep tutuyorum:))

Hepinize iyi okumalar...



Hayat İstanbul'da Japonya'dakinin aksine hızlı geçiyordu. Paşalar çiftinin dönüşü İstanbul sosyetesinde büyük yankı uyandırmıştı.

Mardin de bile günlerce konuşulmasına neden olmuştu. Çünkü Japon basınına da yansıyan Türk-Japon otel ortaklığı Türk basınının da oldukça dikkatini çekmişti.

Hele de Akanlar gibi sosyetenin en önde gelen ailelerinden biri Cem Akan'ın eşi Nilgün Paşalar olunca zaten sosyetenin odağında olan Berzan Paşalar daha da merak edilmeye başlanmıştı.

Ama esas merak edilen bu genç, yakışıklı ve zeki adamın herkesten bunca zamandır sakladığı genç eşiydi.

Berzan Paşaların evlendiği bile daha belli belirsiz bilinirken ikiz bebeklerinin haberi bütün sosyeteyi sallamıştı.

Bunca merakın sebebi, Japon basınının da otel açılışıyla ilgili yapılan haberler de etkili olmuştu. Özellikle de, "The Japan Times" gazetisinin yaptığı haberin Türk basınına düşmesi.

Türk basınında bu haber dikkat çekmiş ve ertesi gün gazetelere düşmüştü. Dilan'la Berzan'ın açılıştaki resmi küçük, hemen yanında Dilan'ın tek resmi büyük basılmıştı ve altına büyük harflerle, "Gizemli Paşalar sonunda kendini gösterdi" yazıyordu.

Berzan ve Dilan bu haberlerden ancak İstanbul'a geldiklerinden birkaç gün sonra Nilgün sayesinde haberdar olmuştu.

Berzan hiç oralı olmamışken, Dilan gizli gizli fotoğraflarını gazeteden kesmiş, haberleriyle birlikte saklamıştı. Zeynep'le telefonda saatlerce gazete haberlerini okuyup, kıkır kıkır gülmüşlerdi.

Dilan için hayat çok hızlı akıyordu. Geldiklerinde Nilgün ve eşi Cem'in ikizlere hazırladığı odaya girince gözyaşlarını tutamamıştı. Nilgün Paşalar en ince ayrıntısına kadar düşünmüş, hazırlamıştı odalarını.

Ev için iki yardımcı tutulmuştu. Yağmur ve Nuran kadın Dilan'a bebekler konusunda yardımcı oluyordu. Zaten inanılmaz uslu olan bebekler Dilan'ı hiç yormuyordu. Her gün Fabrizio'yla canlı ders yapıyorlardı. Dilan İngilizceyi öğrendikçe sevmeye başlıyor, sevdikçe, yapabileceğine inandıkça daha da hevesle öğrenmeye gayret ediyordu. Geçen aylar boyunca İngilizce aksanı, okuması ve anlaması gittikçe gelişmiş kendini ifade edebileceği düzeye ulaşmıştı.

Günleri İngilizce dersleri, ikizler ve akşam Berzan'la birlikte geçiyordu. Ta ki İstanbul'a geleli bir ay doluncaya kadar.

Bir ayın sonunda Dilan İngilizce dersinden çıkıp, ikizleri yedirdikten, banyolarını yaptırdıktan sonra ikizlerin uyumasını fırsat bilip, yaklaşık üç aydır ara ara yaptığı gibi yine ipadinin içine gömülmüştü ki Berzan aradı.

Bir saate Dilan'ı almaya geleceğini söyleyince genç kız kalkıp hızla hazırlanmaya başladı.

Nereye gideceklerini bilmiyordu, geldiklerinden beri Berzan işe gömülmüştü. Üzülerek kocasının tam bir işkolik olduğunu kabul etti. Ama Dilan'dan ve ikizlerden de ayrı kalamıyordu. Bazen toplantıya girdiğinde bile ikizleri kamerada görmek istiyor Dilan toplantı boyunca kendini Berzan'ın yanında hissediyor ara ara yalnızca Berzan'ın gördüğünü bilerek kameradan Berzan'a el sallayıp gülümsüyor Berzan'ın olduğu yerde gülmemek için kendini tutmasını zevkle izliyordu.

Siyah kışlık, üstten bedenini saran belden sonra hafif volanlı gelen diz kapağının hemen üzerinde bir elbise giymiş, siyah ince çorabının üstüne diz kapağına kadar gelen siyah çizmelerini giymişti.

MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin