Bölüm 28

69.2K 2.3K 170
                                    

Yine erken gelen bir bölüm. Zamanım olunca yazdım hızlıca. Dilan'la Berzan'ın böyle bir bölümü hikayenin gelişimi açısından olmalıydı.

Dilan'a söylediği acımasız sözlerden sonra onu salonda yalnız bırakıp aşağıya indi Berzan. Aslında amacı onu kırmak, incitmek değildi ama sözler ağzından bir anda çıkmıştı. Bu işin bu gece olmasını istemesinin bir nedeni vardı.

Annesi Lerzan hanım Dilan'ı istemediği için resmi nikahın kıyılmasını da istemiyor Berzan'ı zorluyordu. Berzan'ın ise hiç kimse umurunda değildi ama Botan aşiretinin ağası Maksut Ağa Lerzan hanımın babası Berzan'ın da dedesiydi. Lerzan hanım, babasından resmi nikahın kıyılmaması için bir istekte bulunmuştu. Bu olay sadık adamları vasıtasıyla da Berzan'ın kulağına kadar gelmişti. O yüzden iki gün önceden gelip kimseye haber vermeden nikahın kıyılmasını istemiş, düğünü de öne çekmişti.

Botan aşiretinin veliahtına sıradan bir kızı yakıştırmıyorlardı. Ağa kızı olsun istiyorlardı fakat Berzan kararını vermişti. Babası Osman Paşalar da arkasındaydı oğlunun. Berzan'ın Dilan'ı istemesinin bir nedeni vardı zaten. Belki aşk, sevda değildi ama o Zeynep'e en yakın insandı Berzan da onu kendine yakın hissediyordu.

Olan olmuştu zaten dedesi engelleyemeden dini nikah kıyılmıştı eğer bu gece karısı da olursa düğüne kimse mani olamazdı, Allah katında da yanlış olan bir şey yoktu helaliydi artık Dilan. Verdiği bu karara annesi şiddetle karşı çıksa da babasını ikna etmek zor olmamıştı Berzan'ın. Adamcağız tek oğlunun sevda ateşiyle yıllarca nasıl yandığını biliyordu üstelik alamamıştı sevdiğini. Mutlu olmasını istiyordu evladının hiç itiraz etmedi o yüzden verdiği kararlara.

Ama Dilan bilmiyordu tabi olup biteni. Keşke o kadar açık konuşup kırmasaydım kalbini diye düşündü Berzan ama iş işten geçmişti. Niyetinde bu işi Dilan'ın ailesine güzel bir dille anlatmak vardı ama öyle paragöz insanlardı ki Hüseyin denen amca oğlu işi hemen paraya dökmüş, Berzan sinirlenmiş acısını da Dilan'dan çıkarmıştı.

Şimdi pişmandı ama yapacak bir şey de yoktu. Küçük kız kardeşini yollamıştı Dilan'ın yanına. Selma'dan daha uyumluydu Buket. Birazdan Berzan da çıkacaktı gelin odasına. Heyecanlı değildi, istekli değildi aslında hiçbir şey hissetmiyordu şuan kalbinin tam ortasında derin bir boşluk vardı sanki. O hep sadık bir adam olmuştu hayatı boyunca. Zeynep'i göreli seveli beş yıl olmuştu o zamandan beri de birkaç birliktelik dışında kimseye dokunmamıştı.

Çok uzun zaman olmuştu bir kadına dokunup sahip olmayalı üstelik Dilan masumdu da. Berzan hiç bir masumla birlikte olmamıştı ama onu incitmemesi gerektiğini de biliyordu.

Eliyle gergince ensesini sıvazlayarak "Off" dedi. İçinde hiçbir his olmasa da ister istemez bu geceyi stres yapmıştı. Yarın büyük ihtimalle dedesi kıyameti koparacaktı ama umurunda değildi Berzan'ın. Yavaş yavaş merdivenlere yöneldi Dilan muhtemelen gelin odasında onu bekliyordu.

---------------

Dilan etrafına bir kez bile bakmadan yatağın üzerine oturmuş büyük kırgınlıklarla bekliyordu Berzan'ı. Gelin odası diye geçirdi içinden...

Kayınvalidesi bir kez bile ne istersin diye sormamış kendine göre hazırlamıştı odayı. Ama sevdiği adamdan duyduğu laflardan sonra umursamadı bile Dilan. Resmen ailen seni sattı demek istemişti. Söylerken öyle acımasızdı ki gözleri yine doldu Dilan'ın. Bu gece olacaklarıysa düşünmek bile istemiyordu.

Oysa ne çok hayal kurmuştu. Berzan'la evlenecek, birbirlerine aşkla bakacak, mutlu olacaklardı. Sonra Dilan büyük bir sevinçle bebeklerinin haberini verecekti ikisi de kız isteyecekti. Berzan gibi yeşil gözlü bir kızları olacaktı. Kurduğunu hatırladığı hayallerle gözyaşları birer birer süzüldü yanaklarından. Gerçek olmayacaktı çünkü Berzan öyle sinirli görünüyordu ki kesin çok canını acıtacaktı Dilan'ın.

MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin