Kocasının odadan çıkmadan söylediği son sözleri bile zorlukla duyup algılayabildi.
"Karım olacaksın artık bu gece hazır ol."
--------------------
Ömer Ağa odadan çıkınca Zeynep düşünceleriyle baş başa kaldı. İçinde pek çok duygu vardı. Korku, endişe, heyecan ama en kötüsü pişmanlıktı. Onları öyle görmüştü ama nedenini bilmese de kocasının sözlerine güveniyordu. Ben karımı aldatmam demişti ama başka bir açıklama yapmayacağını da söylemişti. Zeynep bunu hak ettiğini düşündü.
Her şeyden önemlisi yalan söylemiş kocasının arkasından iş çevirmişti. En başından mesajı göstermek yerine içine şüphenin düşmesine izin vermişti. Kocası yalan söyleyecek bir adam değildi böyle bir şey gerçek olsaydı Zeynep söyleyeceğini düşündü inkar etmez, gözlerinin içine baka baka riyakarlık yapmazdı.
İnandı Zeynep bu düşünceye başka bir şey olmalıydı işin içinde hem tam da Zeynep'in orada olduğu dakikada mı öpüşmüştü bunlar. "Yok yok kesin başka bir iş var burada." dedi kendi kendine. Daha fazla düşünmemeye karar verip kendini yatağa bıraktı, biraz dinlenmek istiyordu ama birden dehşetle gözlerini açıp yatakta doğruldu.
"Ne dedi o çıkarken karım mı olacaksın dedi, bu gece mi dedi."
"Yok yok, ben kesin yanlış duydum hem biz küstük zaten o bana çok kızgın diye öyle dedi."
"Kesin ondan."
"Ya ondan değilse ya bu gece isterse ne yapacağım o zaman."
"Ahh kafasız Zeynep zaten hafta sonu olacaktı ne kaldı hafta sonuna sadece bir gün mü?"
"Doğru olacaktı zaten de iyi de sinirli şimdi ya canımı acıtırsa, ya öfkesini çıkarırsa benden."
Aklına gelen düşünceler bitmek bilmiyordu. Panik bütün vücudunu sarmış kalbi kulaklarında atmaya başlamıştı. Ama sonra aklına gelen düşünceyle bir anda rahatladı bütün korkularından ve endişelerinden kurtulmaya çalışarak umuda sarılır gibi sarıldı düşündüğü şeye kendini uykuya bıraktı.
---------------
Ömer Ağa ise Berzan'ın Dilan'ı istediği haberini almış huzursuzluğa kapılmıştı. Dilan Zeynep'in en yakın arkadaşıydı ve Berzan'ın niye böyle bir karar aldığını az çok tahmin ediyordu. Aslında bu işe engel olmayı düşünmüştü ama eli kolu da anında bağlanmıştı. İlk olarak Berzan Botan aşireti için çok değerliydi zaten Paşaların tek erkek varisiydi Zeynep'ten sonra şimdi de Dilan'ı istemesine engel olursa Botan aşiretiyle ters düşecekti. Diğer yandan Dilan'ın ailesi kızlarını Paşalara vermişti. Buna rağmen Ömer Ağa bu sabah Hamit'i gizlice Dilan'a yollamıştı.
"Eğer istemiyorsan Ömer Ağa bu işe engel olacak kararın nedir?" diye Hamit Dilan'a sormuş ama Ömer Ağanın elinin kolunun bağlandığı yanıtı vermişti Dilan, "Rızam var." demişti. Bu saatten sonra da Ömer Ağanın yapacak bir şeyi kalmamıştı. Zeynep'in duyduğunda ne tepki vereceğini ne kadar üzüleceğini düşünüyordu.
Ama ne olursa olsun kederin önüne geçilemezdi. Zeynep'le olan evliliğiyle bunu öğrenmişti. Ne kadar acı vardı küçük karısının gözlerinde. Başka biriyle ilişkisi olduğunu düşünmüş kaçmaya bile kalkışmıştı. Elif'in işiydi bu, Zeynep'le evlenmeden hemen önce şirkete gelmiş saçma sapan konuşmuştu. Giderken ateş saçan gözlerinden anlamalıydı Ömer Ağa bir işler çevireceğini.
Çok acil, çok önemli bir mesele için o lanet cafeye çağırmıştı Ömer Ağayı. Lafı ağzında gevelemeye başlayınca da Ömer Ağa kalkmak istemiş ama olan olmuştu. Demek tam o esnada görmüştü Zeynep onları. Tabi Ömer Ağanın bunu anlaması uzun sürmüştü. Zeynep arabada uyuyakalınca odaya taşımış çantasını aldığında da telefonu yere düşmüştü. Belki bir şeyler bulurum düşüncesiyle Ömer Ağa biraz bakmış aradığını da hemen bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)
RomanceSu gibiydi iki genç kız da. Öyle narin öyle güzellerdi. Birinin adı Zeynep'ti. Bakanlar gözlerini alamazlardı. Babasının en değerlisi, mücevheri, güneşiydi. Birde Mardin'in ağası vardı. Ömer Ağa. O bir şey isterse olurdu, kimse karşı gelemez gelmeye...