Bölüm 52

57.2K 2.5K 489
                                    

Merhaba arkadaşlar yazdığım en uzun bölüm olabilir. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum tabiki herkes bir an önce Berzan'ın gelmesini istiyor ama adamcağız Japonya'lardan buralara nasıl hemen gelsin olayların bir akışı var her şey hemen olamaz ki. Aksiyonlu bölümlerdi biliyorum ama artık sakinleşecek her şey. Daha sakin duyguların daha ön planda olduğu bölümlere giriyoruz artık. Yeni bölüm en kısa sürede inşallah.

Ömer Ağa aşirete hükmünü bildirdiği gibi hızla çıktı Maksut ağanın evinden Ahmet'te abisinin peşinden çıktı. İkisi de yol boyunca hiç konuşmadılar ama Dağhanlı Konağına geldikleri gibi Ahmet olanca öfkesiyle abisinin karşısına dikildi.

"Nasıl yaparsın bunu, onun kaderini nasıl o adinin ellerine bırakırsın?" diye haykırarak sordu.

Ömer Ağa yüzündeki sert ifadeden hiç ödün vermeyerek baktı kardeşinin gözlerine. Cevap vermeden avlunun girişindeki çalışma odasına hızla ilerleyip kapı kapattı. Ama Ahmet durmadı hızla peşinden gidip kapıyı çarparak açtı aynı hızla da kapattı.

Ömer Ağa sabrının giderek zorlandığını hissediyor ateş saçan gözleriyle bakıyordu kardeşine.

"Sana son kez söylüyorum bu işe karışmayacaksın Ahmet." dedi sertçe.

Ama Ahmet ne abisinin öfkesinden ne de sert sesinden etkilendi.

"O kızın vaziyetini görmedin mi ağzı yüzü dağılmış halde o adi kaderine terk etti onu şimdi de hiçbir şey olmamış gibi kararı nasıl ona bırakırsın?" dedi yine bağırarak.

Ömer Ağa da artık sakin konuşamayacak duruma gelmişti Ahmet'i zapt etmek kolay olmayacaktı kardeşinin verdiği tepkilerden artık anlamıştı bunu.

"Kararı kocası olarak o verecek, elbet gelecek geldiğinde de soyadını verdiği kadına sahip çıkacak." dedi Ömer Ağa da kardeşi gibi bağırarak konuşuyordu artık.

Ahmet sinirle nefes alıp alayla konuştu.

"O mu sahip çıkacak karısına gözünün önündekini göremeyecek vaziyette, sahip çıksa çıkardı şimdiye kadar bu saatten sonra sahip çıksa nolur hem."

Sözlerini bitirdiği gibi hızla oturdu camın önündeki koltuğa, Ahmet'in daha sakin olduğunu gören Ömer Ağa da kardeşinin karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Kardeşinin gözlerine bakıp sakince konuştu.

"Berzan sandığın kadar boş bir adam değil, olanları öğrenince aşiretine karşı gerekli olan adaleti sağlayacak."

Ahmet öfkeden kararan gözleriyle baktı abisine. Sahte bir gülümsemeyle,

"Adalet bu topraklarda herkesin sandığı kadar."

Ömer Ağa dikkatle hiç konuşmadan kardeşine bakmayı sürdürdü. Sonra da sakince bir kez daha açıklamaya çalıştı Ahmet'e.

"Bilmediğin şeyler var böyle olması gerek, bu toprakların ağası olarak verdiğim kararı sorgulama. Dilan için de Berzan için de başka yol yok artık. İsteyerek ya da istemeyerek bir gemiye birlikte bindiler ikiside inemez artık."

Ömer Ağa cümlesini tamamladığı gibi Ahmet ayağa fırladı hırsla kapıyı açtı.

"Sen nasıl emredersen Ömer Ağa ama şunu unutma o gemi o denizde tek başına gitmiyor başka gemiler de var." dedi.

Tam çıkacakken Ömer Ağa kardeşinin kolundan tutup Ahmet'in yüzüne bakmasını sağladı.

"Başka yol yok belki olabilirdi ama artık yok beni zorlama Ahmet, eğer bir yol olsaydı Dilan'ın kaderini Berzan'a asla bırakmazdım bunu bil yeter."

MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin