Bölüm 55

65.5K 2.7K 635
                                    

Sevgili okuyucular bende istiyorum bölümleri hızlıca yazıp paylaşayım zamanım olduğunda hemen yazıyorum emin olun. Bir konuya tekrar tekrar değineceğim. Bu hikaye klasik wattpad hikayeleri gibi iki karakterli değil. Kitabımın daha önce de belirttiğim gibi dört karakteri var. Bu konuda sürekli yorum yapmanız kurguyu değiştirmeyecek ki bu dört karakterimizin kaderi birbiriyle bağlantılıydı hep de öyle olacak. Zeynep'le Ömer sevenler kadar Dilan'la Berzan sevenler de var. İstediğiniz gibi okuyabilirsiniz bölümleri.

Medyadaki şarkı Zeynep'in arabada dinlediği şarkı. Bu şarkıyı unutmayın yalnız ileride bir gün belki Dilan da dinler. Nerede ne şekilde dinleyeceğini bilmiyorum ama bir gün muhakkak dinleyeceğine eminim:)

Hepinizi seviyorum yorumlarınıza cevap veremesem de hepsini okuyorum. Soran bazı arkadaşlar için " sinemkzlkn" instagram hesabım.

Aradan geçen iki haftanın sonunda Ömer Ağa delirmenin eşiğine gelmişti. Zira güzel karısının sınav haftasıydı ve Zeynep'i neredeyse sadece uyurken görebiliyordu.

Küçük karısı sınav haftası nedeniyle okul dışındaki zamanının çoğunu ya okulun kütüphanesinde geçiriyor eve geldiği gibi yemek yiyip yatıyordu ya da okuldan sonra hemen eve gelip çalışma odasına kapanıyordu. Ömer Ağa iki gece karısını çalışma odasında uyuyakalmış vaziyette bulup odasına taşımak zorunda kalmıştı.

Zeynep'in başarılı bir öğrenci olduğunu biliyordu ama ders çalışma durumunu bu kadar abartacağından elbette haberi yoktu.

"Kendini hasta edeceksin bu gidişle." Deyip üçüncü kere Zeynep'i çalışma odasından yukarıya taşıdı Ömer Ağa.

Allah'tan yarın son sınavı vardı da bu hengâme sona erecekti.

Sabah olur olmaz karısı her zamanki gibi erkenden kalkmış, kahvaltısını etmiş, hazırlanmış ve çalışma odasına kapanmıştı.

Ömer Ağa kalkıp karısını her zamanki gibi yanında göremeyince,

"Ya sabır." Diyerek hazırlanmaya başlamıştı.

Kahvaltısını etmeden direk çalışma odasına doğru gitti. Kapıyı çalmadan direk içeri girdi.

Karısını ayakta, gözleri kapalı, elinde kitapla odada yavaşça dolaşırken buldu. Başını sallayıp usulca karısına yaklaştı burnuna küçük bir fiske vurdu. Zeynep bu temasla olduğu yerde sıçradı. Gözlerini açıp,

"Hay Allah sen miydin Ömer ya ödümü kopardın, ne diye sessiz sedasız yaklaşıyorsun ya." Diyerek sitemle dudaklarını büzüştürdü.

Ömer Ağa karısının haline tekrar başını salladı.

"Ben geleli nerdeyse beş dakika oldu Zeynep Hanım." Dedi yalancı bir öfkeyle.

Zeynep omuzlarını silkip kocasına baktı.

"Ben sana kahvaltı etmeden bu odaya kapanmak yok demedim mi?" diye sordu Ömer Ağa.

Zeynep hemen konuşmaya başladı.

"Ömer vallahi yaptım kahvaltımı inanmazsan Zeliha'ya sor."

Ömer Ağa bu iki haftalık süreçte karısının çoğu şeyine müsamaha göstermişti ama öğünlerini atlamasına asla müsaade etmemişti. Kendi evde olmadığı zaman evin çalışanı Zeliha'yı görevlendirmiş Zeynep yemeğini yemezse mutlaka kendisine bildirmesini istemişti. Zeynep'i de sıkı sıkı tembih etmiş eğer kendine dikkat etmezse yapacağı sürprizi şimdiden unutmasını söylemişti.

Karısı da kocasının sürprizini çok merak ettiğinden yemek düzenini aksatmamaya dikkat etmişti. Gerçi dikkat etmesine gerek yoktu. Kocası evdeki herkesi öyle tembih etmişti ki bacak kadar boyuyla Mina bile yengesini görür görmez hemen,

MARDİN'İN GÜNEŞİ (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin