Yazmayı bırakmak istediğimi söylemiştim.Yoruma bırakmamamı yazmışlar.Onlara çok teşekkür ediyorum.İyi ki varsınız.Atılan yorumlar beni çok sevindirdi.
Ben varolduğum sürece bu hikayenin devam edeceğine dair mutant yemini ediyorum...))
Hikayemi okuyup beğendiğiniz için teşekkür ederim.
Gecikmelerin de nedeni var elbet.Bu yıl TEOG grubuyum.Günde 8 ders+ek çalışmalar falan oluyor.Sebebini bilin istedim.
Keyifli Okumalar...
--------------------------------------
Her gelişin elbette bir gidişi de vardır.Yolculuğa çıkarsınız,evinize sonunda geri dönersiniz veya dışarı çıkar tekrar eve gelirsiniz. Sanırım benim durumum da böyle oluyordu.Bu tuhaflığın içine garip bir şekilde girmiş ama kendi isteğimle çıkıyordum.
Bunlar bana fazlaydı.Film senaryolarında yazan şeylerle karşılaşmak,benim gibi monotonluğu seven bir kız için fazlaydı.Ben hayatında tek bir aksiyon bile yaşamak istemeyenlerdendim.Benim için planlı bir hayat en iyisiydi
.Oysaki son 2 gün içinde olanlar bana,daha doğrusu benim kurallarıma tersti.Her an farklı,akıl almaz şeylerle karşılaşmak asla isteyeceğim bir şey değildi.Kafayı yediğimi düşünenler olabilirdi; ama bu bendim ve ben asla hareketli bir yaşamı sevmezdim.
Benim için en büyük aksiyon kitaplarda okuduklarım olurdu. Şimdi ise gördüklerim,sanki görünmez zincir halkalarıyla birbirine bağlıymış gibi bir gizem içerisindeydi.Dedektif romanlarını sevmeyen ben için bu,katili aramaktan farksızdı.
İşte bu sebeple bana aykırı hayata,daha doğrusu oyunun içine girmek istemiyordum.Gizemler merak duygumu tetikliyor ve doğru düşünmemi engelliyordu.O yüzden bu yaşamı seçmemeliydim. Kendi hayatıma mal olacak bir yaşam tehlikeydi ve tehlikeler her daim bir can alırdı.
Güneşin yüzünü çektiği geceye bakarken bunları düşünüyordum.Onlarla birlikte kalmamak biraz olsun beni üzüyordu.Onlara alışmıştım ve ayrılık denen o can sıkıcı şeyi şimdi onlara karşı hissediyordum. Seğmen'in bana ettiği garip iltifattan sonra bir daha orada duramayacağımı,durmamam gerektiğini anlamıştım.Gelecekte olacaklar nedense bana kötüymüş gibi geliyordu.
''Beni takip etme.''
Arkamda onu fark etmediğimi sanan Serhat'a bağırmıştım.Baloyu hızla terk ederken bütün o abimin bağrışlarını duymamazlıktan gelmeye çalışmıştım.Şimdiyse Serhat sebebini bilmediğim bir şekilde beni takip ediyordu.
Yanıma geldiğinde konuştu:''Gördüklerine rağmen nasıl hâlâ inanmıyorsun?''
İşin komik tarafı da buydu.Artık onların varlığına inanıyordum; lakin benim bir mutant olabilmem kulağıma komik geliyordu.Bunca zaman neden hiçbir belirti göstermemiştim ya da bilim insanları neden beni fark etmemişti?Bu sorular cevapsız kaldığı için inanmıyordum.
''Artık.''dedim derin bir nefes alarak.''Size inanıyorum ama kendimin bir mutant olabileceğine inanmıyorum.''
''Aramızdaki yenilmezden bu lafları duymak çok garipmiş.''Güldüm.
''Siz beni nasıl görürseniz görün.Artık yollarımız ayrıldı.Şimdi geri dönersen sevinirim.'' diyerek ona gözlerimle geldiği yolu işaret ettim. Bu hayatı ne kadar az yaşarsam o kadar az başıma bir şey gelirmiş gibiydi, yani ben böyle düşünüyordum.
''Ben de sana çok meraklı değilim.Sena'dan bir mesaj var.Hiçbir şey anlamadım, siz kızları anlamak zor iş. -bunları söylerken güldüm, asıl ben onlara bir anlam veremiyordum- ''Gitmenin bir önemi yoktu.Bunu bilmeni istedim.Sen artık geleceğin bir parçasısın. Geleceğimiz sen olmadan şekillenemeyecek.Bu yüzden kendinden ve kim olduğundan asla kaçamazsın Gazel.'''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALKAN
FantasyHey sen! Evet sen! Öyle tereddüte düşme, sana sesleniyorum! Bu kitaptaki şeyleri bilsen hayata asla eskisi gibi bakamazsın. Neden mi? Çünkü herbir deneyimle değişiriz. Her neyse, asıl nokta bu kitap. Sana soruyorum: Bir gün varlığından bile haberda...