Pekala bu sefer yazacak bir şey bulamadım.Bu yüzden burayı okumasanız da olur.
Belki söylemek istediğim birkaç şey olabilir.Öncelikle yorumlar gerçekten de az.Biz burada sayfalarca yazarken birkaç düşüncelerinizi belirttiğiniz cümleleri çok görmezseniz mutlu olurum.
______________________×
Karanlık...
Bu dünya üzerinde korktuğum nadir şeylerden birisiydi belki de.Korkak birisi değildim;ama her insan gibi benim de beni güçsüz düşüren nadir şeylerim vardı.Onlar da tahmin edilebileceği üzere korkularımdı.
Bir kere karanlıktan ölesiye korkardım.Sebebini tam olarak bilmesem de şöyle yorumlardım:Bilinmeyenden korkmak.
Bana göre insanoğlu tanımlayabildiği,ne olduğunu anlayabildiği şeylere karşı savaşabilirdi.Ona göre önlemimizi alır ve savaşırdık.Bu savaşta galibiyetimiz daha olasıydı bence.
Karanlıktan korkardım çünkü ne olduğunu bilemezdim.Bize neler getireceğini, neyle yüz yüze kalacağımı... Onu tanımlayamadığım için nasıl mücadele edeceğimi de bilemezdim.Bu tür bir mücadelede kazanan elbet belliydi,o kazanırdı.
İçinde bulunduğum karanlığın nasıl sonlanacağını biliyordum.Gözlerimi açsam aydınlık kucaklardı beni,son verirdi tedirginliğime.Ne gariptir ki gözlerimi açamayacak kadar yorgun hissediyordum.Sanki gençliğim elimden alınmış gibi üzerimde büyük bir ağırlık vardı.
Yarım yamalak duyduğum seslerle beraber huzursuzca yerimde kıpırdandım.Uzandığım rahatsız yere bakacak olursam vücudumun her bir noktasının tutulduğuna dair bahse girebilirdim.Gözlerimi zorlukla açarak etrafa şöyle bir göz gezdirdim.Aşina olduğum düzene bakılırsa abimin odasındaydım.Tahminimi doğrulayan kitap okuyan abimi görmemle tekrar uzandım.Bir dakika!
Nick? Kitap? Okuyordu?
Şaşkınlık içinde bir kez daha ona baktığımda homurdandı:
''Karşında uzaylı falan yok Gazel.Sadece senin için birkaç şey araştırmak istedim ama ne kadar büyük bir hata yaptığımı anlamış oldum.''
Karşımda bir uzaylı olmasa da hâlâ varolduklarına inanmak istemediğim bir mutant vardı.Gerçi şu saniyeden sonra uzaylı görsem garipsemezdim, garipseyemezdim.
Yerimden bu sefer bir daha uzanmayacağıma kendimi inandırarak doğruldum.Tahmin ettiğim gibi her tarafım tutulmuştu.Esnedikten sonra kaşlarımı çatarak ona baktım.Neler olduğu daha yeni yeni aklıma geliyordu.
''Umarım neler olduğunu bana tam olarak açıklarsın.''
''Tam olarak'' kısmını özellikle vurgulamıştım.Son günlerde duyduğum yarım yamalak cevaplardan sonra buna ihtiyacım vardı. İhtiyaç derken temel olanlardan bahsediyordum, ekstra olanlardan değil.
Yerinden doğruldu.
''Ben de şimdi ona bakıyordum.Anladığım kadarıyla her mutant veya insan art arda şaşkınlık içerisinde kaldığında veya şaşırmaya benzer duygular yaşadığında vücudu bunu kaldıramayabiliyor. Bunun Corin'in karşısında olması şanssızlık oldu. Onun gücünün sana etki ettiğine inanmış olabilir.''
Başım çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Alnımı ovuşturdum. Her tarafımın tutulması yetmiyormuş gibi şimdi de bu güçten düşme durumu falan çıkmıştı. Abimin konuşurken ''insan'' demesi... Sanırım yavaş yavaş alıştırmaya çalışıyordu. Ben yaşatacağım hayal kırıklığının bir an önce olmasını ve o anda son bulmasını istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALKAN
FantasyHey sen! Evet sen! Öyle tereddüte düşme, sana sesleniyorum! Bu kitaptaki şeyleri bilsen hayata asla eskisi gibi bakamazsın. Neden mi? Çünkü herbir deneyimle değişiriz. Her neyse, asıl nokta bu kitap. Sana soruyorum: Bir gün varlığından bile haberda...