32

5.8K 275 147
                                    

İŞTE YENİ BÖLÜM!!!

BU BÖLÜMDEN SONRA BİR TANE GEÇİŞ BÖLÜMÜ YAZMAM GEREKİYOR. TAHMİN ETTİĞİNİZ ÜZERE GEÇİŞ BÖLÜMÜNDE DOĞAN GAZEL'İN KARŞISINA ÇIKACAK. GEÇİŞ BÖLÜMÜ KISA OLACAK. BİLİN İSTEDİM.

KEYİFLİ OKUMALAR... :)

^+'%&'^&^+

Gazel'den

Bu sabah belki de hayatım boyunca görebileceğim en güzel uyanma şekliyle uyandım, hayatım boyunca deme sebebim zaten ortadaydı. Yine hiç peşimi bırakmayan kabuslarımdan bir tanesinin ortasındayken yanağımda bir ıslaklık hissetmeye başladım. Yatakta döndüğümde bu sefer ıslaklığı diğer yanağımda hissediyordum. Uykulu halimle aklıma gelen en mantıklı fikri uygulayıp beni ıslatan şeyi ittirdim.

Düşme sesi... Ve sonra acı dolu inleme?

Gözlerimi açıp hızla yataktan doğrulduğumda yerde acıyla kıvranan şeye baktım. Bir köpek yavrusu? Tanrım! Gerçekten de şirin, tatlı bir köpek yavrusuydu.

Hızla doğrulduğum için dünya bir süre etrafımda döndü, tekrar uzanıp bu baş dönmesinin geçmesini bekledim. Bilmiyorum, belki de durumumdan dolayı baş dönmesi bir türlü geçmek bilmemişti. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Uzmanlara göre hayatta en huzurlu olduğumuz anlardan birisi de yeni uyandığımız anmış. Açıklamasını da şöyle yapmışlar: ''Uyandığımızda henüz problemlerimiz aklımıza gelmediği için huzurlu oluruz. Sonra düşünmeye başladığımızda sıkıntılarımızı hatırlar ve bu hatırlama sonucunda da uykunun bize armağan ettiği huzuru kovmuş oluruz.''

Haklıydılar. Hayatımın her anında ilk uyandığımda yaşadığım huzuru ve mutluluğu istiyordum.

Nihayet normale döndüğümde tekrar doğruldum, bu seferki ilkinin aksine yavaş ve temkinliydi. Yerde mayışmış olan yavruyu kucağıma alıp sevmeye başladım. Düşünmeye başladıkça mantığım kendini belli ediyordu. O zamana kadar aklıma gelmemiş olan bir soru düşünce süzgecimde belirdi: Hatırladığım kadarıyla bizim bir köpeğimiz yoktu, o zaman bu nereden gelmişti? Yoksa benim yokluğumda eve yeni bir evcil hayvan mı almışlardı?

''Uyanmışsın.'' dedi abim gülümseyerek içeriye girdiğinde. Ona bakıp gülümsedim. ''Hediyeni de almışsın.'' Kucağımdaki köpek yavrusuna kısa bir süre bakıp tekrar bakışları bana döndü. Yok artık! Bu benim miydi? Yavru kıpırdanmaya başladığında onu çok sıktığımı fark ederek kollarımı biraz gevşettim. Biraz değil baya gevşetmiş olmalıyım ki yavru abimin kollarının arasına fırlamıştı. Elimde olmadan kıskanmıştım, abimi küçücük bir köpek yavrusundan kıskandığıma inanamıyordum. Şu köpeğe attığı sevgi dolu bakışları nedense bir türlü bana atmamıştı. Kıskanmakta haklı mıydım, haksız mıydım?

Ah! Tanrım! Kesinlikle kafayı yiyordum.

Yatakta gerinerek kemikleri çıtlattım. Oturur pozisyona geçerek bir süre yere baktım. Yarını düşünmek bile istemiyordum. Derin nefes aldım. Hadi Gazel, yapabilirsin. Bir kez olsun yarına değil bugüne odaklan.

Kulağa saçma gelebilirdi ama bana bugüne odaklanmak zor geliyordu. Bu yaşıma kadar yarını düşünmüş ben ana odaklanınca elbette ki tökezlerdim.

''Çok düşündün.'' dedi abim yanıma -yatağa- otururken. ''İstersen bana anlatabilirsin. Biliyorsun değil mi kardeşim?'' Sustum. Bazı şeyleri bağıra bağıra söylemek isterken içinde tutmak hep bu kadar acı mı verirdi?

''Ben iyiyim.'' dedim. İşte dünyanın en çok söylenen yalanı! ''Sadece... Dalmışım. Benim için sabahları ayılmak o kadar kolay olmuyor.'' Güldü. Kucağındaki yavruyu okşama devam etti.

KALKANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin