20. BÖLÜM: 'Çırpınış'

7.1K 276 542
                                    

Merhaba benim biricik Merhametsiz okuyucularım,

Yeni ve uzun bir bölümle karşınızdayım. Evet sizi beklettim ama benim için çok zor ve üç kere yeni baştan yazdığım bir bölüm oldu. Sizlere gerçekten iyi bir bölüm yazmak ve aynı zamanda bizim içimize sinmesi için çok uğraştım. Sonunda olduğunu düşünüyorum. Bu süreç boyunca beni bırakmayıp sürekli yorum yapan biricik okuyucularım sayesinde her gün daha da büyük bir azimle oturdum başına. Vote mevzusunda uzun sürdüğünü biliyorum ve inanın bunun olmasını ben de istemiyorum.😔

Son olarak bu bölüm için 65 vote istiyorum, hak ettiğimi düşünüyorum. İyi ki varsınız. ❤️ Umarım beğenirsiniz.👍🏼☺️

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar.

#Max Richter - Meeting Again

"Abi."diyerek dudaklarımdan süzülen fısıltıyla arkamı dönerken, Azap'ın boyunduruğu altında olan elim, onun elinden sıyrılarak hemen yanıma düştü. Öylesine sarsılmıştım ki yaşadığım şok yüzünden elimi nasıl bıraktığını bile sorgulamadım.

Gözlerim özlemle Batuhan'ı odağına aldı. Göğüs kafesimin altında yükselen duygu yoğunluğunun fazlalığı irislerimi, yaşadıklarımın ağırlığı yüzünden hızla doldurdu ama taşmalarına izin vermeden inanamıyormuş gibi gözlerimi kırparak akmalarını engelledim. Onun burada ne işi vardı?

Mavilerinin odağı önce beni bulurken çok geçmeden Azap'a sabitlendi. İçlerinde gördüğüm korku beni de korkuttu ama gözlerimi, hasret kaldığım yüzünden çekemediğim için neden gerildiğini ve korktuğunu anlayamadım.

Aradaki küçük mesafeyi kapatıp ona sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. Azap'tan dolayı yeterince gergindim ama kendimi tutamayarak onun burada ne aradığını sormak için dudaklarımı araladığımda duyduğum isimle kaskatı kesildim.

"Aydan."

Bazı isimler vardır ki, bir daha o ismi duymayı istemeyecek kadar korkutur insanı. Ruha saplanır ve insanı içten içe sinsi bir virüs gibi tüketir. Kimi bu isimleri nefrete boyar, kimi intikama, kimi ise özleme ama ben o ismi korkuya boyamıştım. Uzun zamandan beri içimi kaplayan bir karaya bürünmüştü o isim ve şimdi kulaklarım, bu isme ev sahipliği yapıyordu.

Ne diyordu bu adam? Ağzından çıkanı kulağı duyuyor muydu? Hangi Aydan'dan bahsediyordu? Benim bilmediğim başka bir Aydan mı vardı?

Ruhumu kaplayan kasvetle grilerimi, gerginlikle harmanlanmış korku dolu mavilerden çekerek Azap'ın gözlerine taşıdım.

MERHAMETSİZ  (Belki yeniden birgün dönecek) 🥹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin