Evettt, işte geldim buradayımmmm. Sınava girecek olanlara başarılar diliyorum. Sizleri çok seviyorum ve keyifli okumalar❤. 🥰. Hızlı bir bölüm oldu kusurum varsa affola😘
#Hania Rani - Eden
Kavurucu sıcağın hüküm sürdüğü günde, güneş tam tepedeyken Times Meydanında oturduğum bir kafeden keskin bakışlarımla onu izliyordum. Tam görüş açımdaydı. Elinde tuttuğu telefonun kadrajına bir kareyi sığdırmaya çalışıyordu ve o kadrajda olduğumun farkında değildi.
Masada duran kahve fincanına uzanıp ılımaya yüz tutmuş kahvemden bir yudum aldım.
Bardağı masaya bırakırken çektiği fotoğrafın nasıl olduğunu anlamak için resmi inceledi. Çekingen tavırları devamlı etrafına tedirgin bakmasına sebep oluyordu. Her an birilerini görmeyi ya da bir şey olmasını bekliyor gibi duruyordu. Fakat sınırlı yapmayı sevdiği şeylerden biri olan fotoğraf çekme işine de son vermiyordu. Çoğunlukla fotoğraf çekerken dikkati tamamen çektiği karede oluyordu sonrasında ise tedirginliği tekrar üzerine yapışıyordu. Bu hali bana haz verirken daha çok tedirgin olmasını istiyordum.
Çektiği fotoğrafı beğenmeyerek bir kare daha çekmek için tekrar telefonu kaldırdı. Hareketiyle birlikte zarif vücudunun kıvrımlarını gizleyen bol tişörtü havalandı. Kalçasının yarısını kapatan tişört, ince bacaklarını saran dar kotunun üstüne çıkarak bel kıvrımında toplandı.
Gür, kestane rengi saçları, sade bir tokayla ensesinde gösterişsiz bir şekilde bağlıydı. Gri gözlerini ve gür kirpikleri saklamaya çalıştığı yuvarlak camlı bir gözlük takıyordu. Ayağında sıradan düz, beyaz bir spor ayakkabı vardı. O kadar sade ve gösterişsizdi ki istediği şeye ulaşarak bütün güzelliğini böyle gölgeliyordu.
Bu beni memnun etmiyor değildi. Her ne kadar onun cehennemi olacağım günlerin gelmesini sabırsızlıkla beklesem de onun vücudunu birilerine sergileyecek olma düşüncesi beni rahatsız ederken sergilemiyor oluşu bende tatminlik hissi oluşturuyordu. İçimdeki onu cezalandırma dürtüsü bu tutumundan dolayı onu ödüllendirme isteğine evriliyordu.
İkinci fotoğrafı da beğenmeyip işaret parmağıyla kayan gözlüğünü yerine ittikten sonra açısını değiştirip başka bir fotoğraf daha çekti.
Üç karenin de içindeydim fakat o henüz beni tanımadığı için onun karesini süsleyen beyaz gömlekli, siyah kumaş pantolonlu bir adamdan başka biri değildim.
Son çektiği fotoğrafı beğenerek adımlarını sokak lambasına yasladığı bisikletine doğru adımlattı. Adımları hızlı ve telaşlıydı. Bir şeylerle uğraşmadığı zamanlarda gri gözleri bir ceylan yavrusu gibi etrafı kolaçan ediyordu. Onu izlediğimden habersiz her an tehlikedeymiş gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERHAMETSİZ (Belki yeniden birgün dönecek) 🥹
Genç KurguRuha acımasızca işlenmiş işkencenin izleriydi tüm bu olanlar... Yığınla eziyetin altında kalmış, yanarak küle dönüşmüş bir acımasızın öyküsü... Küllerinden doğan Azap'ın izleri... Acıyla beslenen, korkuyla soluksuz yaşayan, af nedir bilmeyen bir el...