Merhaba sevgili okuyucularım,
Çok ama çok üzgün olduğumu belirtmekle birlikte, bu bölümün bu kadar geç kalmasını voteye bağlamadığımı size bildirmek istedim. Kardeşimin düğünü olduğu için bu süre zarfında kitapla ilgileniyordum. O yüzden bölümün üzerinde duramayarak bölümü bitiremedim ve dolayısıyla da yayımlayamadım.
Gecikme için benden desteğini esirgemeyen, vote ve yorum yaparak bu desteği devamlı yansıtan güzel okuyucularımdan özür diliyorum. Bulunduğum dönem çok yoğun olmasaydı bölümü vote sınırını beklemeden yazarak yayımlardım. Bunu bana yorum yazarak soran arkadaşlarım için söylüyorum. Fakat dediğim gibi çok yorucu bir dönem atlattım.
Diğer yandan üzgün olduğumu yukarıda belirttiğim gibi burada da belirtmek isterim. Bölüm üç binin üzerinde okuma almış, bu çok sevindirici bir durum ama iki yüz voteye ulaşamamış. Kitap beğenilmiyor mu diye düşünmeden edemiyorum. Fakat bu durum benim için önemli değil. Bu durum beni yıldırmıyor. Ben bu kitabı yazmakta kararlıyım. Bu kararlılığımın sebebi ise hevesle bölüm bekleyen okuyucularımdır. Onlar için bu kitaba devam edeceğim. Desteğiniz için teşekkür ederim.
Vote sınırı yine 200.
Daha fazla konuşarak sizi sıkmak istemiyorum. Keyifli okumalar diliyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz.
#Olafur Arnalds - Gleypa Okkur
Sessizliğin hüküm sürdüğü odada onun sakin solukları odayı doldururken benim gerginlik yüzünden huzursuz bir şekilde verdiğim nefes seslerim ikimizi de etkisi altına almıştı.
O da gergin ve tahammülsüzdü. Karşımdaki koltukta geriye doğru rahatça yaslanmıştı fakat rahat olmadığını belli eden sabırsızlığı, bir bacağına hafif bir sallantı olarak yansımıştı.
Sabah erken saatte uyanıp Bolu'daki eve geçtiğimizde aramızdaki mesafe şimdiki mesafeyle aynıydı. Gece olanlar onu da bir şekilde etkilemiş görünüyordu. Beklenti içine girdiğim o anı şimdi nefretle anarken, Azap o dakikalarda beni öpmekten vazgeçip benden uzaklaşmış ve evden dışarı çıkıp gitmişti. Nereye, neden gittiğini bilmiyordum ama gitmiş olması beni mutlu etmişti. Sonra ise gelmediği dakikalarda uyuya kalmış, böyle huzursuz, şüpheci ve onun tarafından görmezden gelinen bir sabaha, yalnız başıma küçük bir odada tek kişilik bir yatağın içinde uyanmıştım.
Sabahki tavrı şimdi tamamıyla silinmiş yerine bu kaskatı hali almıştı. Sabah mesafeli ve bir o kadar da ifadesizdi. Dun gece dudaklarından savrulan pişmanlık hiç savrulmamış gibi yine dikta, yine otoriterdi. Gece nerede uyumuştu bilmiyordum ama benden uzak durduğu kesindi. Şimdi ise dün gece inşasını bitirdiği o kalın duvarların mesafesini koruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERHAMETSİZ (Belki yeniden birgün dönecek) 🥹
Novela JuvenilRuha acımasızca işlenmiş işkencenin izleriydi tüm bu olanlar... Yığınla eziyetin altında kalmış, yanarak küle dönüşmüş bir acımasızın öyküsü... Küllerinden doğan Azap'ın izleri... Acıyla beslenen, korkuyla soluksuz yaşayan, af nedir bilmeyen bir el...