Alvin 6 kişiye Raiden'e söz verdiği gibi evlerini almıştı yan yanalardı. Aynı şekilde camları da yeniletmişti içeriden dışarısı görünüyor ama dışarıdan içerisi görünmüyordu.
Alvin takım elbisesini giyinip yola çıkmıştı. Paula, Emily, Wendy, Riley kendi evlerinde kahvaltı ediyorlarken, Gerard ve Damian ikilisi de kendi evlerinde kahvaltı ediyorlardı.
İki ev de bu 6 kişi için fazla büyüktü. Emily ortalama bir evde kalmaya alışmış olduğu için bu ev ona saray gibi geliyordu. Diğerlerinin de ortalama evleri zaten bu büyüklükteydi ama hiç 2-4 kişi olmamışlardı, hizmetçileri, aileleri derken koca ev onlara küçük geliyordu ama şu anda ev gerçekten büyük gelmişti gözlerine.
Emily merak ve heyecanla kuyruğu yerinde durmuyor ordan oraya sallanıyordu.
"Bu gün nasıl bir gün olur acaba?"
Wendy, Paula ve Riley ordan oraya giden kıyruktan dolayı soruyu cevaplayamıyorlardı. Ayrıca Emily'i sevecen ve duygularını gizleyemeyen biri olarak görmeye başlamışlardı bile.
Wendy
"Tıpkı kedi yavrusu gibi."
Riley
"Kesinlikle öyle."
Emily
"Neden bahsediyorsunuz?" derken kendisinden bahsettiklerini biliyordu bu sebeple de utanmış ve yüzü kızarmıştı.
Paula
"Bu kadar yeterli fazla gitmeyin Emily'nin üzerine. Eminim okulda duygularını kontrol etmenin bir yolunu öğrenecektir. Herkes doyduysa kaldıralım sofrayı."
Wendy
"Woow soğukların cadısı konuştu gene." diyip tabakları götürürken diğer yandan da gülüyordu.
Çok geçmeden sofrayı toparlamışlar ve birlikte çay içiyorlarken kapı çalınmıştı.
Aynı anda Gerard ve Damian'ın bulunduğu evin de kapısı çalmıştı.
İki evinde kapısı açılmış ama kapıyı çalan kimdi? Taki bahçe kapısının önünde Alvin'i görene dek.
Riley
"Adam taa ordan evin kapısını mı çaldı?"
Alvin
"Kara Gül Altılısı benimle geliyorsunuz."
Paula, Riley, Gerard, Damian, Wendy ve Emily aynı anda
"Bize isim mi takmış o?"
Alvin
"Bence gayet iyi hem Krallığınızı hem de sizi yansıtıyor. Ayrıca ileride takım savaşları da olduğunda bir takım ismine ihtiyacınız olabileceğini düşündüm."
Wendy
"Sınavlar ne olacak? Bir okula girdiğimiz netleşmedi ki."
Alvin
"Bu konuya gelmişken beni takip edin." demiş ve yürümeye başlamıştı. Diğerleri de el mahkum takip etmeye başlamışlardı.
***
Yolda ilerlemişler hanları ve dükkanları geçmişler. En sonunda büyük bir binaya gelmişlerdi
Alvin
"Bu binada hangi okulun sizi alacağına karar verilecek. Beni takip etmeye devam edin." Bina gerçekten büyüktü bir okul kadar yoktu gerçi. Kapıdan geçmişler ve pek çok kişi Alvin'e saygı duymuştu.
Bir kadın sesi
"Ooo Alvin Kaya, Loong Krallığının yüzlerce yıl sonra gelen büyük dahisi. Hangi rüzgar attı sizi buraya." derken tek saygı duymayan kişisi ve sözündeki alaycılık tonu cidden sinir bozucuydu.
Alvin kadına bakmış
"Delia seninle uğraşacak değilim. Önemli bir işim var." demiş ve 6 kişiyle birlikte ilerlemeye devam etmişti.
Delia bu duruma cidden bozulmuştu beklediği hiçbir tepkiyi almamıştı.
****
Alvin ve 6 kişi bir odaya girmişler ve odanın tam ortasında kürsü üzerinde bir küre vardı. Alvin küreyi göstererek
"Evet bu küreyi belki hepiniz biliyorsunuzdur. Bilmeyen varsa diye, elinizi küreye koyup biraz enerji harcıyorsunuz ve küre de sizin bilgilerinizi okullara gönderiyor onlar da almak isterse sizi çağırıyor bu biraz sürebilir belki 1gün belki 1 hafta kadar. Wendy senden başlayalım." demiş ve Wendy elini küreye koyup biraz enerji harcamıştı. Küre biraz parlamış ve tekrar sönmüştü.
Alvin
"Bu kadar bilgilerini okullara gönderdi. Şimdi Riley sıra sende."
Bu işlemi Rileyden sonra Elaine, Gerard, Damian ve Paula da yaptıktan sonra Alvin 6 kişiyi köşklerine göndermişti.
Kendisi de bir yan odaya geçmiş.
Alvin
"6 kişinin durumu nedir?"
Kapşonlu yaşlı bir adam
"Garip gerçekten garip çok enteresan bu dünyada böyle birilerini bulmak gerçekten çok zor."
Alvin
"Ne olduğunu anlatacak mısın Den?"
Den
"Söyle bana bunları nereden buldun?"
Alvin
"Buldum işte tabloyu göster bana." demiş ve Den'den tabloyu zorla almış ve bakmaya başlamasıyla şok olmuştu
"Nasıl? Bu 6 kişi çok ama çok güçsüz. Onları hiçbir okul almaz." İçinden Kral Raiden'in ne düşündüğünü sorguluyordu.
Alvin
"Yine de o kadar kötü değiller onları alacak bir okul olmalı."
Den
"Önemli olsalar gerek. Ama onları bilinen hiçbir okul kabul etmez hiçbirinin soy adı yok. Nerden geldikleri belli değil. Tam bir gizemler. Bunlar o kadar önemli değil önemli olan güçleri biz 5. seviyeleri alıyoruz öğrenci olarak onlarsa daha ...." derken sessizleşmişti söylemek istemiyordu.
Den
"Yine de onları alacak bir okul var. Ama..."
Alvin
"Hangi okul o?"
Den
"O okul şu ana kadar hiçbir öğrenci alamadı yalnızca 1 hocaya sahip. Hala öğrenci bekleyen yaşlı bir bunak var. Beşinci seviyenin altındaki öğrencileri kabul ediyor. Ama onlarca yıldır 5. seviyenin altında kimse başvurmadı o okula. Başvuranlar da kabul edilmediğini anladıklarında başka bir şehirde denediler şanslarını bu yüzden kimse o okulun yerini veya ismini bile bilmiyor ve varlığından bile haberdar değiller. Tabi ki biz biliyoruz ama sen yine de gidip bir konuş onunla. O da kabul etmezse yapacak birşey yok. Bir alt boyuttan gelse de o gerçekten güçlü. Her ne kadar senden güçsüz olsa da ona saygılı davransan iyi edersin."
***
Alvin, Den'in anlattığı okula doğru yola koyulmuştu.
Artık evler azalmaya ve arazilerin arttığı bir alana doğru gelmişti. Etrafı duvarla çevrili küçük bir bina ve duvardaki kapının üzerinde Lee Akademisi yazıyordu ama akademi olmak için de okul olmak içinde çok küçük bir binaydı. 3 katlı olsa da normal bir ev boyutlarındaydı.
Biraz zaman geçince bahçe kapısı yavaşça kendiliğinden açılmıştı
İçeriden 50li yaşlarda siyah saçlı ve siyah gözlü uzun boylu bir adam çıkmıştı.
"Ne istemiştiniz Grandük Alvin Kaya?"
Alvin
"Ben buraya bu okulun sahibinden bir ricada bulunmaya geldim kendileri burada mıdır?" derken bir yandan da adamı süzüyordu eski püskü ve hafif yırtılmış kıyafetler giyinmişti.
Adam
"Kendisinden ne istediğinize göre okulun sahibinin nerede olduğu değişir onun yerini yalnızca ben biliyorum. Nasıl bir ricada bulunacaksınız ben kendisine ileteyim."
Alvin düşüncelere dalmıştı adamı daha önce hiç görmemişti okulun sahibi karşısındaki kişi de olabilir yada olmaya da bilir adam net bir cevap vermediği için öfkeliydi sonuçta kendisini ve konumunu biliyordu bu sebeple ne yapması gerektiğine karar veremiyordu. En sonunda kararını vermişti.
"Bu okula 6 öğrenci getirmeyi planlıyorum."
Adam
"Bunu daha önce söylemeliydin. Okulun sahibi benim. Jigme Lee."
