Edmond kuşla birlikte uçarken, Sebas Edmond'un gölgesindeydi, Edward ve Sebastian da Edmondu uçarak takip ediyorlardı. Çoktan gün doğmuştu.
Yol üzerinde uçarken onların bile gölgelerinden kaçınan pek çok canavar vardı. Üstelik bu durum Edmond'un dikkatinden kaçmamıştı.
"Bu Kıdemliler ne kadar güçlü ki yerden yüzlerce feet yüksekliteyken bile canavarlar kaçışıyor." içinden geçirdiği kelimeler bunlardı.Çok geçmeden güneş yüzünü en tepede gösterdiği vakit karşılarında bir dağ görmeye başlamışlardı. Üstü karlarla kaplıydı.
Kısa bir sürenin ardından mavi büyük bir kapının önüne gelmişlerdi. Kapının önü açık ve düzlüktü. Edmond kuşu o düzlüğe indirmişti. Hemen ardında gelen beyaz ve siyah giyinimli 2 kişi elleri bellerinde yere iniş yapmışlardı.
Akademinin iki kapı nöbetçisinden biri öne çıkmış
"Bu iki kişi de kim Edmond? 1 hafta sonraki Beyaz Dağ Dış Tarikat dövüşünde ilk 10a giremeyeceğin için kendi yerine abilerini mi getirdin?"İkinci nöbetçi de gülmüş
"Hepsi bir saldırsa bile iç tarikata girebileceğini düşünmüyorum."Bunun üzerine iki nöbetçi de kahkahayla kapıyı onlara açmıştı.
Edmond sinirden köpüre köpüre, dişlerini ve ellerini sıkarak ilerliyordu.
Edward ve Sebastian da Edmond'un bu durumunu görmüştü ama Edmond yanında yürüyerek kapıdan geçmekte olan Edward ve Sebastian'ın neden bu kadar rahat ve sanki hiçbir şey duymamış gibi davranmalarını anlamamıştı. Kapıdan geçtikten ve kapı, iki kıkırdayan nöbetçi tarafından kapandıktan sonra.
Edmond dayanamamıştı ama saygılı duruşundan ve davranışlarından esirgemeden.
"Kıdemliler siz nasıl bu kadar sakin kalabildiniz? Size de hakaret edilmedi mi?"Sebastian Edmonda bakarak
"Küçük Edmond, görmen gereken o kadar çok şey var ki? Eğer sen de bizim gücümüzde olsaydın söyleyeceğin her söze ve yapacağın her harekete dikkat ederdin. O iki velet bizim enerjimizi bile hissedemeyecek kadar güçsüzlerdi. Enerji hissedemeyeceğin kaç tür var biliyor musun?"Edmond anında cevaplamıştı
"Ölümlüler, ki merkezi parçalananlar, enerjisini bir eşya yoluyla gizleyenler ve kişiden birkaç kat daha güçlü olan kişilerden." demişti.Edward söze girmişti
"Peki bizi yolda gelirken de gördün, pek çok canavarın yoldan çekildiğini de. Biz hangisiyiz?"Edmond sesi titrercesine
"4. seçenek."Sebastian
"Peki Edmond soy adın var mı?"Edmond hayır der gibi başını iki yana sallamış
"Ben kendimi bildim bileli buradayım. Beni kimse sahiplenmedi. Bir abim, kardeşim... Kısaca bir ailem yok... Ve bunu herkes biliyor." derken yumruklarını yine sıkıyordu. Hemen ardından yavaş adımlarla ilerlemeye başlamıştı.Sebastian ve Edward her şeyi anlamışlardı. Dışarıdaki nöbetçiler Edmond'un her şeyiyle dalga geçmişlerdi. Şu anda iki nöbetçiye ders verebilirlerdi ama bu Edmond'u kötü bir duruma sokardı. Sebastian Edmond'a
"Bu durumda daha da güçlen ve seni aşağılamalarına izin vermeyecek duruma gel."Edmond başını eğmişti
"Öyle ama ben bütün her şeyi okuyarak, uygulayarak ve öğretmenlerden öğrenerek yapıyorum. Buradaki yüksek yerlerde olan neredeyse herkesin bir ustası var."Sebatian biraz şaşkınlık göstererek
"Neden senin bir ustan yok mu? Ustan olmadan mı bu güce ulaştın?"Edmond
"Ben bile bu güçle ilk 500 içerisindeyim. Bu yüzden çoğu Dış veya İç Tarikat Elderlerinin dikkatini çekebilmiş değilim."Sebastian
"O zaman senin evine doğru bir yolculuk yapalım, daha sonra kendi Elderlerine görev veya artık ne için çıktıysan dışarı onun raporunu vermeye gidebilirsin. Onlar bekleyebilirler."Edmond Sebastian'ın ve Edward'ın birden değişen tavrını anlayamamıştı. Ama şu anda mecburen evinin yolunu tutmuşlardı. Yolda giderken pek çok hakarete uğramış olsalar da kimseyi umursamamışlardı. Bu durum bazılarının sinirini bozsa da arena dışında dövüşmek kesin bir dille yasak olduğu için kimse kimseye vuramıyordu. Ancak sözlü hakaretler edip karşısındakinin kendisine vurmasını ümit ediyorlardı ve kavga çıksa bile kendimi savundum diyebiliyorlardı.
Çok geçmeden Edmond küçük ve tek katlı bir eve gelmişti.
Edward
"Bura da mı yaşıyorsun? Diğerlerinden resmen soyutlanmışsın. Yaşadığın şeyler hiç hoş değil. Herkes 2 veya 3 katlı geniş ve bahçeli evlerde kalıyorlar."Edmond elini iki yana açmış
"Bir de ilk 500 içinde olamayanlar bir yurtta kalıyor. Bu yine kötü olmasa da avladığın canavarı yurda götüremiyorsun. Sonuçta çoğu kişinin boyutsal yüzüğü yok. Yüzüğü olanlar da zaten yurtta kalmıyor."Edmond sözlerini bitirdiğinde evinin kapısını açmış ve göze kötü görünen her şeyi boyutsal yüzüğüne almıştı.
"Kıdemliler içeri girebilirsiniz."
Sebastian ve Edward içeriye doğru bir adım bile atmamış kapıda dikilmişlerdi.
Sebastian
"Edmond biz buradayız seninle Efendi Sebas görüşecek." demiş kapıyı kapatmış ve Sebastian kapının sağına, Edward da soluna geçmiş, ellerini bellerine koyup dik durmuşlardı.Edmond kapıyı açmaya çalıştığında açamadığını farketti arkasını döndüğünde cam kenarında beyaz saçlı ve siyah kıyafetlerle oturan, ortalama boylarda birini gördü. Tam kılıcını çekecekti ki onun Sebas olabileceğini düşünerek.
"Siz Kıdemli Sebas mısınız?"Sebas ona doğru döndüğünde mor gözleri Edmond'un dikkatini çekmişti ve oldukça genç ve yakışıklı görünüyordu.
Sebas
"Benim adım Sebas. Duydum ki bir Ustan yokmuş."Edmond karşısında duran adamı dinliyordu Belli ki Ustası olacaktı.
"Bu küçüğünüzün adı Edmond. Ustam siz mi olacaksınız?"Sebas hayır diyecekken Raiden'den gelen talimat üzerine
"Ustana saygı göster Edmond. Bildiği her şeyi mümkün olduğunca sana öğretecek."Edmond da hiçbir şey anlamamıştı neden üçüncü şahıs ağzından konuşmuştu. Belki konuşma şekli budur düşüncelerindeyken Edmond diz çökmüş.
"Bu küçük Ustasına saygısını sunar. Her daim sizi takip edip sözünüzden hiç çıkmayacağım."Sebas mor gözleriyle çocuğa bakmış
"Çocuk bir şeyi açıklığa kavuşturalım senin Ustan ben değilim. Biz sadece sana yol gösterecek kişileriz. Gerçek Ustanla tanışabilmek için daha çok toysun." derken Edmond hiçbir şey anlamamıştı.Sebas
"Hiçbir şey anlamadın değil mi? Seni Ustanın sözleriyle eğiteceğiz. 1 haftan var bu sürede en azından bu kıçı kırık akademide iç tarikata gir. Ama önceliğin uyumak. Eğitimine yarın başlayacağız." demiş ve kaybolmuştu tabi Edmond öyle görmüştü gerçekte Edmond'un gölgesine girmişti.
Edmond bayağı şaşırmıştı Beyaz Dağ akademisi ilk 100 akademi arasında olsa da güçsüz bir akademi değildi. Akademinin bu durumda olmasının sebebi öğrencilerdi. Derken yatağına ilerlemişti gerçek ustasının ne kadar güçlü olduğunu merak ederek.
