Beyaz saçlı gencin Nadia'ya yola koyulalımdemesinin ardından Nadia beyaz saçlı gence bakmış ve etrafı yine siyah bir sis perdesi kaplamış ve Nadia devasa Ejderha formuna bürünmüştü başını yere koymuş ve beyaz saçlı gence bakarken ağzını kıpırdatmadan "Efendim sırtıma binip gidebiliriz ama şu 5 kişinin sırtıma binmesine izin vermem. Ya ağzımda taşırım ya elimde yolculuk ederler."
Beyaz saçlı genç gülümseyerek "Onları bu kadar çok öldürmek istediğini bilmiyordum ağzında taşımaya kalkarsanyutacaksın ve bana onlar o kadar küçük ki onları unutup yanlışlıklayutkundum diyeceksin. Elinde taşırsan yere temas ettiğinde onların elinde olduğunu unuttuğunu söyleyip ezerek öldüreceksin."
Nadia "Tüh o kadar belli ettim mi?"
Beyaz saçlı genç "Neyse büyü yoluyla onları taşı bu yolla hiçbir şekilde o çöplerle temas etmemiş olacaksın."
Nadia "Sizin isteğiniz benim için emirdir. Yoksa o çöplerebüyümün temas etmesi bile küçük düşürücü."
5 kişi gömüldükçe gömülüyordu, ejderha tarafından sürekli eziliyorlardı ve depresyona girmeleri an meselesiydi.
Beyaz saçlı genç Ejderha Nadia'nın başına çıkmış ve elini sallamasıyla Nadia'nın başının hemen arkasında bir eyer ortaya çıkmış ve beyaz saçlı genç o şekilde oturmuştu. Nadia ise bu duruma hiçbir tepki göstermemişti. "Efendim hazırlığınıztamamsa gidelim."
Beyaz saçlı genç "Tamamdır Nadia. Doğruca benim küçük kaleme gidiyoruz. Ha şubeşliyi de unutma."
Nadia isyan edercesine "Peki efendim peki. Unutmam onları. Gidiyoruz." dediği anda kanatlarını açmış ve 5 kişi de aynı anda ne olduğunu bile anlamadan kendilerini havada bulmuşardı.
Beyaz saçlı genç "Nadia yavaş git yolculuk sırasında bu 5 kişinin ölmesini istemiyorum. Şu hale bir bak şimdiden nefes nefese kaldılar üstelik yerden birkaç bin feetyukardayız daha 10binlere bile ulaşmadık. Sanırım bu yükseklikte de senin büyün sayesinde nefes alıyorlar yoksa ölmüşlerdi."
Nadia bunu nasıl düşünememişti "Tüh elimdeki fırsatı kaçırmışım."
Beyaz saçlı genç "Nadia senin bu dürüstlüğüne hastayım. Hadi gidelim bu Dünyada ne var ne yok görmüş olurum."
Birkaç dakika sonra ufukta kara görülmeye başlamıştı.
Birkaç dakika daha geçmiş kale benzeri bir şey görülmeye başlamıştı.
Kale netlik kazandığında 5 kişinin ağzı açık kalmıştı. Küçük görünen kaleye daha varmamışlardı ama şu anda kale boyutlarındaydı.
Riley "O kale mi ne kadar da büyük."
Wendy "O kesinlikle kale değil."
Damian "Bu saray bile değil."
Paula "Bu yer kesinlikle bir şehir."
Gerard "Kocaman sarayı olan bir şehir."
Nadia yere iniş yapmış ve başını yere koymuştu. Hemen ardından Beyaz saçlı genç bir el hareketiyle Nadia'nın başındaki eyeri kaldırıp yere inmişti.
Nadia'nın etrafını gene sis sarmış ve insan formuna girmişti. Bu sefer üstünde beyaz saçlı gencin verdiği örtü vardı. Şehrin giriş çıkışını kontrol eden nöbetçilere bakarak Nadia "Yüce olanı böyle mi karşılıyorsunuz? Hemen diz çökün!" dediği anda nöbetçiler zorla diz çökmüştü.
Beyaz saçlı genç şehre doğru ilerlemeye başlamış hemen arkasında güzeller içinde güzel olan Nadia ilerlemeye başlamıştı. 5 kişiye gelirsek hala havada süzülüyor ve zorunlulukla beyaz saçlı genci takip ediyorlardı.
Nadia'nın yüce olan geldiği yönünde sesini duyan halk anında sokaklara doluşmuş diz çökmüş ve sessiz bir şekilde beklemeye başlamışlardı öyle bir sessizlik vardı ki etraftaki sessizliği bozan tek ses beyaz saçlı gencin hemen ardından yürüyen Nadia'nın çıplak ayaklarından geliyordu.
Halktan olan kimse o kızın ayak bileğinden yukarısına bakmaya cesareti yoktu. İlk sebep ölümden korkuyorlardı. İkinci sebep beyaz saçlı genç tarafından şu anda büyüyle baskılanıyorlardı.
Gelelim havada bu ikiliyi zorla takip eden 5 kişiye onlar şok ifadeleriyle etraflarına bakınıyorlardı Wendy "Burada insan yok! Herkes yarı insan. İskelet adamlar, orklar ve golemler bile var."
Damian "Ve hepsi şu anda 1 kişinin önünde diz çökmüş durumda. Golemler ya golemler! beyinleri bir fındık kadar bile değilken beyaz saçlı kişinin karşısında nasıl diz çökmeyidüşünebilirler?"
Saraya varmışlar kapı nöbetçileri beyaz saçlı genci görmeleriyle kapıyı açmış ve diz çökmüşlerdi. Beyaz saçlı genç ilerlerken İçerideki birkaç hizmetçiye bakıp "Arkada uçarak bizi takip eden 5 kişiyi odalarına götürün." dediği anda Nadia 5 kişinin üzerindeki büyüyü kaldırmış ve hizmetçiler 5 kişiye odalarına kadar eşlik etmeye koyulmuşlardı.
Biraz daha ilerledikten sonra taht odasına varmışlardı. Nadia kapıyı açmış içeriyi kontrol ettikten sonra beyaz saçlı gence bakıp "Efendim ben hemen kapının önünde olacağım. Bir isteğiniz olduğunda bana seslenmeniz yeterli." dedikten sonra beyaz saçlı genç içeri girmiş ve tahta oturmuştu. Nadia da dışarı çıkıp kapıyı kapatmış ve beklemeye başlamıştı.
Beyaz saçlı genç içinden "Nadia artık her şeye tek başına üstlenmengerekmeyecek, sen yeri geldiğinde dostum, yeri geldiğinde korumam, yeri geldiğinde bineğim oluyorsun. Şu 5 kişi hakkında umarım yanılmıyorumdur. Eğer yanılıyorsam bu şehirden asla sağ çıkamazlar."
Beyaz saçlı genç biraz durduktan sonra elini sallamasıyla bir kitap gelmişti
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kitap tamamen sıradandı. Kitabı açtığında ilk sayfada yazan tek bir cümle vardı o da kitabın başlığıydı.