Ertesi günü Raiden ormanlık gezegendeydi çoğu hayvan ondan uzak duruyordu.
Oturduğu sandalyeden kalktı şu anda istede Boyut İmparatoru 3 olabilir ve 3 galaksiyi hükmü altına alabilirdi. Ama ya tekrar bir Galaksiyle savaşması daha gerekirse düşüncesiyle Boyut İmparatoru 2 olarak kalmayı seçti sonuçta ele geçirdiği galaksi yeterince güçlü değildi. Verdiği teknikleri öğrenmeleri gerekiyordu ancak o zaman yükselmeyi düşünüyordu.
Raiden Galaksi 1 boyut 10'a gitmek istediğinde gitmişti ama gücünü normalden daha fazla baskılaması gerekiyordu bu da şu andaki gücüyle gerçekten zordu. Hatta o kadar çok zorlanıyordu ki alnında terler oluşmaya başlamıştı. Boyut İmparatoru 1ken bukadar zorlanmamıştı ama arada sadece 1 seviye fark varken nasıl bu kadar zorlanıyordu?
Raiden birden Edmond'un yanına gitmişti
Edmond birden yanında beliren kişiyi görünce anlık bir kriz geçirmek üzereyken depolama yüzüğüne yöneldiğinde yüzüğüne ulaşamadığını fark etti.
Karşısındaki beyaz saçlı kişiye bakınca onu daha önce bir yerde gördüğüne emimdi nerede olduğunu hızlıca düşününce
"Seni Frank'in Hanında görmüştüm. Orada çalışıyordun, burada ne işin var ve buraya nasıl geldin?"Raiden konuşamıyordu konuşursa dikkati dağılacak ve baskıladığı güç açığa çıkacak endişesi vardı ve neler olacağını görmek bile istemiyordu. Ama aklına bir fikir gelmişti.
Birden Beyaz saçlı gencin yanına Sebastian ve Edward gelmişti. Hemen ardından diz çökmüşlerdi.
"Yüce olanı selamlıyoruz." demişler ve diz çöker halde Edward ve Sebastian ayakta şaşkın bakışlarla bakan Edmond'a bakarak
"Gördüğün kişi Bizim Efendimiz ve senin Ustan Raiden Junketsu."Edmond ne diyeceğini bile bilmiyorken birden kendisini dizlerinin üzerine bırakmıştı. Hep görmek istediği kişi şu anda tam karşısındaydı ama görmek istediği görüntü bu değildi o genç ve yakışıklı görünüyordu.
Sebastian Edmonda
"Biliyoruz görmek istediğin görüntü yaşlı bir adamın senin karşına bir bastonla çıkmasıydı değil mi?"Edmond sadece başıyla onaylayarak yetinmişti.
Sebastian
"Edmond Ustanyı normal şartlarda görmen için hala çok erken ama buna mecbur kaldık. Çünkü bu gezegen Usta'nın gücünü kaldırmıyor ve burada kalabilmek adına gücünü baskılamak için kendisini fazlasıyla zorluyor. Ustan çok uzaklara gidecek belki ileride Ustana yakın bir güce ulaşır ve onu görebilirsin. Sıkı çalış ve güçlen eğer başın derde girerse Ustanın bir diğer adamı Gölge 10 seni gözetleyecek Ustandan haber almak istersen onunla konuşabilirsin."Edward gök yüzüne bakıp
"Gölge 10 buraya gel." demesiyle simsiyah bir adam ortaya çıkmış ve diz çökerek Raiden'e saygısını sunmuştu.Edward devam etmiş
"Gölge 10 bu kişiyi biliyorsun bir gözün üzerinde olsun."Edmond gurur duysada ustasının ne denli güçlü olduğunu merak etmeden duramıyordu boyut imparatoru kadar güçlü müydü? düşüncelerindeyken birden bir kadın ortaya çıkmıştı o dünkü savaşı yöneten kişiydi o Kara Gül Yardımcı Lideri Ayana'ydı.
Ayana diz çökmüş
"Bu küçük Boyut İmparatoriçesi ve Kara Gülün Yardımcı Lideri Ayana Lee, Kara Gül Lideri Raiden Junketsu'yu selamlar."Edmond daha da şaşırıyordu Ustası aynı zamanda Kara Gül'ün Lideri miydi? Bütün bir galaksiyi yöneten kişiydi.
Edward Ayana'ya bakarak
"Ayana Edmond'a göz kulak ol aynısını Gölge 10 için de söyledik ama Kara Gül ona destek vermeyecek. O Ustanın öğretilerini takip ederek güçlenmeli."Edward Gölge 10'a bakarak
"Gölge 10 Efendinin görüntüsüne girme iznin var ancak bunu sürekli sürdürmeyecek ancak Efendi izin verirse gireceksin."Gölge 10 onaylamıştı.
Edward ve Sebastian birbirine bakmış
"Artık ayrılık vakti." demiş ve geride şaşkın ve Ustanın ne kadar güçlü bir varlık olduğu ile gururlu Edmond'u bırakarak hepsi ayrılmıştı.Edmond zorlukla da olsa ayağa kalkmıştı. Üzgündü öyle muhteşem bir Ustayı belki bir daha göremeyecekti. Ama umutluydu güçlenirsen görebileceksin denmişti.
Edmond ormanlık alanda ilerlemeye başlamıştı kendisi AA seviye olduğundan kaynaklı AA+ seviye bir canavar bulmalıydı ki kendisini geliştirebilsin. Zaten çok geçmeden AA+ bir panter çıkmıştı ortaya.
Panter hız ve çeviklik bakımından üstün bir hayvandı yumuşak görünümlü kalın derisi aslında oldukça sert ve dayanıklıydı. Onun saldırılatından kaçınabilmek bile zorken hasar vermek daha zordu.
Edmond içinden küfürler savuruyor olsa da bu gelişimi için oldukça etkili bir canavar olacaktı.
Edmond kılıcını çıkarmıştı Panter süzmüş etrafında dolanmış açıklık aryordu ve ufak bir açıklık bulduğu anda birden bulunduğu noktadan kaybolmuştu Edmond ne olduğunu bile anlamadan kendisini yerde bulmuş ve yanından geçen panterin sadece kuyruğunu görebilmişti. Bu güne kadar aldığı eğitimlerin etkisi nedeniyle refleksleri saldırıya karşılık vermişti.
"Açığımı buldu ve saldırdı. Reflekslerim olmasaydı çoktan ölmüş olabilirdim. Bu 1 seviye fark olamaz." derken gözlerini Panterden ayırmıyordu onun hızına gözlerini alıştırması gerekecekti.
Panter sürekli hareket halindeydi nereye giderse Edmond onu takip ediyordu en sonunda Panter hızını kullanarak hareket etmeye başladı bir görünüyor bir kayboluyor ve arada saldırılar yapıyor, Edmond hem onu görmeye çalışıyor hem de saldırılardan refleksleriyle kaçınıyordu.
Saatler geçmişti artık Panteri net bir şekilde görebiliyordu ama Panter görüldüğünü anlayınca saldırı şeklini değiştirmişti ormanı avantaj olarak kullanmaya başlamıştı saldırıyor çalıya giriyor başka bir yerden saldırıp ağaca giriyordu. Yerden saldıracak diye düşündüğünde aşağıdan saldırıyor aşağıdan saldıracak dediğinde yukarıdan saldırıyordu.
İşler daha zor hale gelmişti.
Ustasının sözlerini hatırladı daha doğrusu Sebas'ın ustası ağzından konuşmasını
"Eğer işler zorlaşırsa ve teksen geri çekilmek için bir yol aç. Eğer geri çekilemiyor düşman etrafını sarmışsa elbet bir düzen içerisinde saldıracaklardır sen o düzeni bozmaya çalış eğer yapabilirsen kısa süreliğine açıklık yaratmış olacaksın."Edmond Panteri çalıdan çıktığı anda görüyordu ama çok hızlıydı saldırıdan kaçındığı anda başka bir çalıya veya ağaca çoktan girmiş oluyordu.
Edmond ek olarak bir bıçakta çıkarmıştı ve karanlık elementini kullanmaya karar verdi ve koşarak ağaçların arasına girdi ve kayboldu. Panter her yerde onu arıyordu ama göremiyordu.
Ama Edmond gölgeler arasında hareket ederek Panteri net bir şekilde görüyordu. Hızla Pantere doğru atılmış bıçakla bir çizik atıp başka bir gölgeye girmişti. Panter aldığı küçük yara karşısında şaşırmıştı. Yine de hiçbir etki yaratmayacaktı derken bir başka çizik daha yemişti. Panter yer değiştirse de hızla koşsa da sürekli küçük küçük çizikler almaya devam ediyordu. En sonunda gerçek hızının yalnızca yarısında olduğunu farketmesi uzun sürmemiş ve sırtını ışık gören bir ağaca vermişti.
Bir hayvanın bu denli zeki olması oldukça şaşırtıcı bir durumdu. Yine de Panter sürekli kan kaybetmeye devam ediyordu. O küçük yaralardan çıkan kan durmak bilmiyordu.
Yaraları o kadar küçüktü ki normalde 30 saniye sonra durması gereken kan durmuyor sürekli akıyordu şu anda neredeyse her yerinde bu çiziklerden vardı.
Edmond hızla Pantere atılmış ve Panter birden saldırmış ama Edmond saldırdığı noktada yoktu ve yerden çıkan bir bıçak Panterin karnına derin bir yara açmış ve Edmond yer değiştirmişti. Panter kan kaybından ölecekti.