Ağaç dallarından oluşan Tahtta oturan Raiden ve karşısında Garon dünyasındaki gizemli bir şehirde formasyon oluşturan 5 kişi bulunuyordu.
Jina imkansız dese de, Raiden reddetmiş ve 5 ejderhanın da dilini kullanarak 4 kuş ve 1 kirpi oluşturmuştu. Bu canlı gibi görünüp ve hareket eden varlıklar aslında Raiden'in kuklasından başka birşey değildi. Tek farkı onları kontrol eden kimse yoktu ama gerekli enerjiyi Raiden'den alıyorlardı.
Raiden hem ateş kuşuna hem de ağaçtan oluşan kuşa bakmış
"Bir de bunların açıkları vardı değil mi? Orman Ejderhası, Ateş Ejderhasını nasıl yener? İkiniz birbirinize herşeyinizle saldırının." demesiyle ağaç kuş ve ateş kuşu birbirlerine girmişlerdi.
Ağaç kuşu, ateş kuşundan aldığı her basit darbede yanıyordu. Açık arayla Ateş kuşu üstün gibiydi ama ağaç kuşu aldığı her darbeden sonra kendini yeniliyordu etrafta da ağaçlar olduğu sürece bu bir döngü olacaktı.
Raiden ağaç kuşunun formasyonuyla oynayıp ateş kuşuna üstünlük kurabilecek bir formasyon dizisi yazmıştı. Eğer kuş yaşayan bir canlı olsaydı zaten bunu düşünebilecekti ama canlı olmadığı yönlendirilmesi gerekiyordu.
Ağaç kuşu anında ateş kuşuna doğru atılarak Ateş kuşunun sırtına çıkarak, Ateş kuşunun dengesini kaybetmesine ve düşmesine sebep olmuştu ama bu olurken bile ağaç kuşu doğal olarak yanıyordu. Ama sürekli kendini yenilemeye devam ediyordu.
Ateş kuşu çırpınarak ve ısısını arttırarak ondan kurtulmaya çalışsa da başaramıyordu. Sonuçta düşman kendini sürekli yeniliyordu. Ağaç kuşu, kanatlarını toprağa saplamış ve altında sıkıştırdığı ateş kuşunun etrafını topraktan büyüyen dallarla çevrelemiş ve ateş kuşunu sarmalamaya başlamıştı. Dallar yanıyor olsa da sütekli yenileniyordu. Ateş kuşu artık kıpırdayamıyordu. Zaman geçtikçe ateş kuşunun ateşi sönmeye başlamıştı, her saldırısında her yanan dalın kendini yenilemesinde Ateş kuşunun ateşi sönme noktasına gelmiş sadece sıçak bir taş görüntüsü kalmıştı.
Raiden
"İşte bu orman ejderhasının enerji çalma yeteneği. Bu bitkilerin doğasında var ama onu algılamak ve saldırı olarak kullanabilmek bambaşka bir konu. Ateş Kuşu böylece Orman Kuşuna kaybetmiş oluyor. Ama ben ateş kuşuna bazı gerçek bilgileri vermedim eğer verseydim buradaki bütün ormanı yok ederek Orman Kuşunu gerçek manada öldürebilirdi. Tabi bu durumda orman olmadığı için bu şehrin güvenliği de ortadan kalkmış olacaktı."
Raiden'in tam karşısında duran 5 şaşkın göz tek bir kelime bile etmeden heyecanla 2 kuşun dövüşünü izlemişlerdi. Böyle bir sonuç beklemedikleri yüzlerinden belliydi ama asıl şaşkınlık uyandıracak şey Raiden'in söyledikleriydi çünkü Ateş kuşuna gerekli bilgileri verseydim bu orman yok olurdu demesiydi.
Raiden sıkılmış ifadeyle kuşlara ve yerdeki kirpiye bakarak
"Bu kadar eğlence yeter geldiğiniz yere geri dönün." demesiyle buz kuşu eriyerek gaz olmuş ve havaya dağılmıştı. Sönmüş Ateş kuşunun bedeni toprağa karışmış ve bir ısı yükselerek havada dağılmıştı. Gök Kuşu zaten buluttan oluşuyordu en hızlı dağılan o ve topraktan kirpi olmuştu. Ağaç kuşu ufak tahta parçası şekline dönüp yere düşmüştü.
Raiden oturduğu tahttan kaktığı anda taht tekrar toprak altına girmişti.
"Ben o kadar şey yaptım ama şehrin sahibi daha gelmedi."
Jina yaşadığı şoktan kurtulup Raiden'in söylediklerini algılaması baya uzun sürmüştü.
"Şehrin Yöneticisi benim ve bunlar da yardımcılarım. Daha önce söylemem gerekirdi ama sizin kim olduğunuzu bilmediğimden kaynaklıydı. Ama şimdi açıkça Formasyonda Siyah Usta seviyesindesiniz."
Raiden içinden
"Siyah Ustaymış yesinler onları, Jina mor cübbe giyindi diye beni kendinden bir tık yukarıda olan Siyah Ustalarla bir tuttu bu açıkça bana bir hakaret, hangi siyah usta 4 ejderhanın da dilini biliyor ki? Neyse söz etmeye bile değmez siyah ustalarla kendimi kıyaslamaktan vaz geçmem gerek. Sanırım bu boyutta da bana pek rakip görünmüyor. Yine de mümkün olduğunca F rütbede kalmaya devam etmeliyim. Parmağımdaki yüzük olmasa çoktan F seviyesinin üstündeydim."
Raiden Jinaya bakarak
"Jina bana seviyeni söyleyebilir misin?"
Jina teredüt etse de karşısındaki kişi kendisinden güçlüydü en azından formasyon konusunda ama diğer konuda emin değildi sonuçta karşısındaki kişiden hiçbir enerji kırıntısı veya baskı hissetmiyordu. Eğer kendisinden güçlü olsaydı Raiden'in seviyesi F olarak kalmazdı. Sırf bu yüzden seviyesini söylemekten sakınca görmüyordu sonuçta karşısındaki yabancıdan üstün olduğunu gösterebilecek bir sebep bulmuştu.
"Ben B+ seviyesindeyim." demiş ama Raiden hiçbir değişik tepki göstermemişti, şaşırmasını veya hiç olmazsa heyecan yapması gerekmez miydi? Sonuçta yıllarına formasyon üzerine harcayan kaç kişi B+ seviyesine ulaşabiliyor ki?
Raiden içinden
"Üflesem ölecek kişiler geçmiş karşıma B+ seviyesindeyim diyor. Bu boyutun neredeyse yarı seviyesi bu haldeyse bunun 2-3 katı bile bana rakip olamaz ki. Acaba 36 milyar ruhun gücünü almak çok mu fazla oldu. Gücümün sınırını anlayamıyorum. Gelişmek istiyorum, güçlenip her şeyimle dövüşmek istiyorum. Hmm gerçi bu durum bu boyutta gerçekleşirse yarısı kesin yok olur. S seviye birini bulmam gerek. Belki gücüm S seviyeye denktir. Eğer gücüm onu da geçerse boyut 4 yolculuğu görünecek. Acaba 36 milyar ruh öldürmek yerine birkaç Milyar öldürüp dirilmeyi mi seçseydim?"
daha sonra Jinaya bakarak
"Jina kusura bakma ama bu civarlarda S seviye ve üstü canavar veya bir İnsan var mı?"
Jina şok olmuştu F seviye olan biri kendisini küçük görmekle kaşmamış kendisini ne hakla S seviyelerle bir görüyordu? O seviyelere ulaşmak imkansız değildi ama ulaşan kişi sayısı da bir elin parmak sayısını geçtiği de söylenemezdi. Bu duruma öfkelenmeyip de ne yapacaktı ama ondan önce uzunca bir süredir tuttuğu kırmızı kıyafetli adam dayanamayıp birden fırlamış ve Raiden'e doğru bir saldırı gerçekleştirme isteğindeydi. Yumruğunu sıkıca sıkmış ve Raiden'in yüzüne doğru hedeflemişti.
Tabi onun için hızlı olan bu süreç Raiden için salyangozun yürümesinden bile daha yavaştı.
Raiden içinden
"Bana doğru mu geliyor o? Sanırım. Kesinlikle bana doğru geliyor. Hmm sıkı bir yumruk, geliyor, evet. Ohoooo o yumruk bana gelene kadaaaar. Bir çay kahve felan mı içsem? Uykumu getirdin be kardeşim bir yumruk atacaksın bana bu ne yavaşlık, saf beden gücümde bu kadar yavaşsın, kara yıldırımı kullansam sıçtık bana yumruk atması bir ömür felan sürer heralde. Az kaldı 20 cm felan bana uzaklığı. Hala çok uzak bu sürede ne yapsam ki acaba. Hmm bu adam uçan yumruk atıyor. Ayaklarının bile yere teması yok bana nasıl sağlam bir yumruk atabilir veya benden gelecek ani bir harekete nasıl savunma gösterebilir ki? Tamamen acemice. Ayakkabılarını alayım bari aradaki güç farkını az da olsa görür. 15 santim kaldı uzaklık. O zamana kadar adamı soğana bile çeviririm ama neyse bazen merhamet etmek gerek. Sonra bana zayıfa zorbalık yapıyorsun demesinler." derken adamla arasında 13 santimlik bir mesafe vardı. Raiden ayağını yere sürtmüş ve yürümüş eğilmiş ve adamın ayakkabılarını çıkartmış ve tekrar yerine yürüyerek işaretlediği yere geçmişti.
"Bu süre zafında sadece 3cm mi ilerlemiş. Salyangoz bile bana çoktan yumruk atmıştı." derken ileride yürümekte olan bir salyangoz görmüştü
"Duruyor mu o? Hayır arkada bıraktığı sıvıya bakarsak yürüyor hmm neyse salyangozdan hızlıymışsın. İki adım sağa kayarsak bu adam yanımdan geçip gidecek. Bana vurduğunda ona bir şey olursa yanlışlıkla seviye atlamayayım." derken işaretlediği çizgi doğrultusunda iki adım sağa doğru kaymıştı.
