B30

415 54 2
                                    

Her yer beton olan ve demir parmaklıklar ardında beyaz saçlı üstünde sadece kırmızı bir etek olan bir adam uyuyordu. Evet sanki altında en lüks yatak varmış gibi o denli rahat ve mutlu bir yüz ifadesiyle uyuyordu ki bu anlatılamazdı. Derken yüzünü somurtarak gözlerini açmış

"Hey muhafızlar siz bana bakarken ben rahat rahat yatamıyorum ki? Yıllardır ayaktayım oturmaya bile fırsat bulamadım bir uyku yüzü göreyim. Hem siz de varsınız burada güvende sayılırım."

Muhafızlardan biri belinde kılıcı vardı.
"Kes sesini dilenci. Hem bir kıza zorbalık yap bir de burda rahat uyku çek öyle mi? Kim bilir hangi kızlara sapıklık yaparken yıllarca ayakta kaldın. Uyku felan yok sana." demiş ve kılıcın kabzasını demir parmaklıklara sürterek takır takır sesler çıkartıyordu.

Raiden içinden
"Beni gerçekten uyutmayacaklar. Ne işler açtın benim başıma küçük kız. Şimdi şehirde adım sapığa çıktı."

Mızraklı muhafız
"Benim kafam şişti dursan artık. Şunun haline bak otururken bile uyuyor. Bu ne rahatlık arkadaş."

Raiden gözlerini açmadan
"Ölümsüzlük yolunda her şey gelir geçer. Ölür veya doğar. Gelir veya gider. Sever veya nefret eder. Öfkelenir veya Sakin olur. Üzülür veya sevinir. Her şeyin bir sınırı, zamanı ve döngüsü vardır."

Kılıçlı Muhafız
"Ne saçmalıyorsun sen?"

Mızraklı muhafız
"Boşver onu sapık bir dilenci işte..."

Raiden
"İyi geceler size biraz sessiz olun da yatayım."

Mızraklı muhafız
"Çıldırtacak beni bu herif!! Evinde gibi rahat ya."

Kılıçlı muhafız
"Ne oldu? Bana sakin ol diyordun. Hıhıhı."

Raiden içinden
"Ahh gençlik ahh... Benim yaşımda olsalardı acaba bu kadar mutlu olabilirler miydi? Biribirlerinin ölümlerini görseydiler, sevdiklerinin bir bir dünyadan gittiğini görseydiler acaba benim gibi mi olurlardı. Benim biriciğim kar tanesi gibi bembeyaz olan Lailam gitti bu dünyadan. Hayvanım, kadeşim dediğim yoldaşım bile gitti. Bir oğlum varmış büyümüş ve bir evlat sahibi olmuş. O bile gitti, şimdi torunum gitti ve onun bedeninde Junketsu ailesinin tarihi yeniden hayat buldu. En kötüsüyse, Eşimin, Oğlumun ve Torunumun benim ellerimde can vermiş olması eğer ben 100 yıl orada olmasaydım belki onlar yeniden doğacaklardı. Ben buna bile üzülemiyorum." derken uykuya dalmıştı muhafızlar ne yapsa da onu uyandıramamıştı.

***

Sabah erken saatler, karakol komutanı içeri girmişti. 500 asker içerideydi. Birazdan bu 500 asker sadece belli bir bölgenin korunmasından sorumlu askerler olarak devriye gezeceklerdi. Onlar görev yerlerine gidince gececi olanlar evlerine geçiş yapacaktı.

Bir karakol muhafızı öne çıkmış saygıyla durarak.
"Hoş geldiniz Karakol Komutanı Dan."

Dan ona bakmış
"Saol muhafız. Bir gelişme oldu mu?"

Muhafız
"Oldu efendim. Devriye gezen askerler dün gece etekli bir sapık yakalamışlar."

Dan
"Demek etekli bir sapık. Suçu ne köle satmak, zorbalık, işkence say say bitmez hangisi?"

Muhafız
"Bir kızı kovalıyordu."

Dan
"Başka bir şey yok mu?"

Muhafız
"Başka bir şey yok."

Dan
"Nasıl yok. Kızı incelemediniz mi? Ona göz ucuyla bile bakmadınız mı? Yırtılan bir kıyafet, vücudunda morluk, yara yok muydu? Belki koşarken aksayan bir bacağı felan da mı yoktu? Belki kızı dövdüğü için kız ondan kaçıyordur ondan soruyorum bu soruları."

Muhafız
"Hiç bir sıkıntı yoktu devriyecilere göre. Kız gayet iyiydi?"

Dan
"Peki adamın bu kıza zorbalık yaptığını bana ispatlayabilir misin?"

Muhafız
"İspatlayamam komutanım ama etek giyiniyor ve çıplak bu yine de onu bir sapık yapmaz mı?"

Dan
"Bu durumda onu kıza zorbalık yaptığı için değil, şehirde çıplak dolaştığı için içeride tutuyorsun doğru mu?"

Muhafız
"Tam çıplak değil eteği...." sözü Dan tarafından kesilmişti.

Dan
"Bak adam çıplak da gezmiyor. Bu durumda suçsuz adamı ne diye hala orada tutuyorsun? Neyse gidip bir bakayım şu adama. Ona da bir özür borçluyuz." derken merdivenlerden aşağı inmeye başladığında birinin sesi geliyordu

"Hey siz ikinizden biri bir bardak çay vereydiniz bari. Uykudan sonra güzel geliyor. Uzun zamandır böyle rahat bir uyku çekmemiştim."

Dan merdivenlerden inmeye devam ederken duyduğu bu sesi şaşkınlıkla dinlemişti.
"Rahat bir uyku mu? Burası senin için rahat mıydı?" derken merdivenden inmiş suçlunun bulunduğu zindana gidiyordu.

Oradaki 2 zindan muhafızı birden saygı duruşuna geçmiş
"Hoş geldiniz" demişlerdi

Raiden kendisiyle konuşanın kim olduğunu bilmiyordu. Ama bu ikisi saygıyla durduğuna göre önemli veya yüksek mevkide biri olmalıydı. Raiden de düşünüyordu acaba neden zindan kapısından sonrasını hissedemiyordu? İçinden
"Hmm kızı ağacın arkasında hissetmiştim. Oradaki alan buradan daha genişti. Yani bu beden güçsüz değil. Acaba büyü mü koydular? Neyse onunla uğraşamayacak kadar tembelim." derken uzandığı yerde tekrar gözlerini kapamıştı.

Dan zindanın önüne gelmiş gerçekten de etekli bir adamla karşılaşmıştı. Ama gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
"Ben bu karakolun komutanı Dan. Burayı sevdiysen istediğin kadar kalabilirsin. Buradan gitmek istersen de ben de dahil seni durdurabileceğimizi sanmıyorum."

Raiden birden konuşan adama dönmüş
"Haha, ben de Raiden Kaage. Ne yazık ki üstümde düzgün bir şeyler yok sizi düzgün karşılamak isterdim."

Dan
"Sanırım orayı çoktan evin gibi bellemişsin. Düzgün karşılamaktan bahsettiğine göre. Kıyafet işini eğer isterseniz biz halledelim, masum olduğunuzdan ve buraya getirilmenizden ötürü bir özür niteliği taşır."

Raiden
"Bana kıyafet bulduğun an beni burada bulamazsın ama."

Dan gülümseyerek
"Ona şüphe yok sayın Raiden. Bu hangi rengi sevdiğinizi ve beden numaranızı söyler misiniz?"

Raiden
"Tam emin değilim göz kararı bir beden uydur ve kıyafetler mümkümse siyah olsun."

Dan muhafızın birine bir bakış atmış ve gülümsemişti
"Aynı boyda ve kiloda görünüyorsunuz. Sen benimle geliyorsun." demişti kılıçlı muhafıza bakarak.

Raiden 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin