B28

411 56 13
                                    

Ejder Krallığı Raiden'in ölümünden 1 hafta sonra kurulmuş ve Nadia Krallıkta tuttuğu Emily Hunterdan büyülü kıyafetlerin nasıl yapıldığını öğrenmişti. Ejderhaların bazılarına da bunu öğretmişti. Geriye kalan tek şey kıyafet modellerinin bulunduğu kitapların kopyalanmasıydı. Bunun için de bütün ejderler toplanmış ve her biri bir alıp kopyalıyordu. Sadece 1 hafta gibi kısa bir sürede bütün Krallıktaki elbise modeli içeren kitapların tamamı kopyalanmış ve kopyalanan kitaplar Emily Hunter'a hediye edilmiş ve onun da Krallığı terketmesi istenmişti.

Nadia, Raiden'in yüzüğünü takmış ama sahiplenmemişti. Bildikleriyle yüzüğün içindeki eşyalara erişmesi mümkündü. O da öyle yapmıştı ve gördükleri karşısında şok oldu.
"5 milyon siyah altın. 3 katlı bina büyüklüğünde elmas. Ölümsüz seviye kılıç ve zırh takımı. Büyüler hakkındaki kitaplar 1 değil binlerce. Irklar hakkındaki bilgiler kitabı. Elementler ve teknikleri. Zırhlar, silahlar demircilikle ilgili her şey.

Bekle başka bir şey daha var bir küre bu nedir? Bu şey Yapı Küresi. Gerekli malzemelerle zırh, silah ve kıyafet üretebiliyorsun. Ama malzemeyi çok istiyor ve süreyi azaltmak için daha fazla malzeme istiyor. Orijinal süresi için 1 malzeme istiyor. Ama en azından başarısızlık oranı sürekli sıfır bu iyi. Başka ne var?

Büyük Junketsu Tarihi adlı bir kitap da var. Boyutlar arası geçiş kartı bile burada ama ikisi burada. 1 tane daha olması gerekmiyor muydu? Neyse ilk önce şu kırılmaz kıyafetleri çözelim."

***

Kara Ejder Krallığı'nın kurulmasından bu yana 1 ay gibi bir süre geçmiş ve Kara Ejder Krallığı dünyanın en çok korktuğu ve mümkün olduğunca uzak durduğu bir Krallık haline gelmişti. Üstelik Canna İmparatorluğuna vergi vermeyen tek Krallıktı ve bu duruma rağmen Canna İmparatorluğu onları karşısına almayacak kadar tedbirliydi. Çünkü her ne kadar Kara Ejder Krallığından güçlü olsa da söz konusu yüzbinlerce ejderha olunca iki tarafın da kaybı çok büyük olacaktı. Kim kaybın büyük olacağı bir savaşa girerdi ki kazansa bile anlamı olmayacaktı.

***

Zaman geçer de ana karakter gerçekten de ölmüş müdür?
Aslında evet gerçekten de ölmüştür.

***

Uzayın boşluğunda milyonlarca ruh bekliyordu. Tahmin ettiğiniz gibi bu ruhlar cennete mi yoksa cehenneme mi gidecekler onu öğrenmek için beklemiyorlardı.

Onlar reankarnasyon döngüsüne girmeyi bekliyorlardı.

Gökten bir ses yankılandı
"Birbinize saldıracaksınız buradan sadece 1 kişi sağ çıkacak. Rakibini öldüren kişi onun ruh gücünü alacak. Gerekli ruh gücüne ulaşınca yeniden doğabileceksiniz. Diğerleri gerçekten öleceksiniz. Şimdi başlayın."

1 milyon ruh birbiriyle çarpışmaya başladı sayılar gittikçe azalıyordu. Kimisi 1 ruhu öldürmek için çabalarken kimisi çoktan ilk ruhunu öldürmüş ve 2 ve 3 için çarpışıyordu. Siyahlara bürünmüş bir ruh durmadan öldürüyordu, arkadan saldırıyor, boyun kırıyor, bir ruhu başka bir ruha fırlatıyor ve fırlattığı ruhun güçlenmesini sağlayıp sonra öldürüyordu. Hızla ilerliyordu durmuyor yorulmuyor ve bıkmıyordu. Çünkü geri dönmesi gerekiyordu. Saldırılarına devam ediyordu. Milyonlarca ruhtan binlerce ruh kalmıştı. Savaş devam ediyordu herkes açıktaydı sinsi saldırıları bile rahatlıkla yapılmak çok zordu. Çünkü saldıracağı zamanda başka bir yerden darbe yiyip ölebiliyordu. Sadece tek bir kişiye değil mümkün olduğunca tüm yaşayan ruhlara odaklanması gerekiyordu. Bunu başarıyla yapansa sadece siyah ruhtu. Çok geçmeden sayı yüzlere düştü. Savaş daha da zor bir hal alıyordu herkes temkinli ve rakibini doğru seçme çabasına girmişti. Bu şekilde sayı 10 ruha kadar inmişti. Kalanlar eşit güçteydi kim birini öldürürse kalan 8 kişiden güçlü olacaktı eğer hızlı davranıp zincirleme bir şekilde 2 ruh öldürebilirse birinci olabilirdi. Diğer ruhların planını bozan beklenmeyen bir şey oldu. Siyah ruh önceden yaptığı gibi bir ruhu başka bir ruha fırlatmış ve fırlattığı ruhun arkasından koşmaya başlamıştı. Başka bir ruh kendisine doğru uçan ruhtan kaçmak için yana doğru çekildiğinde siyah ruh tarafından öldürülmüş ve siyah ruh havada giden ruhu tutup yere vurarak öldürmüştü. Hızlı bir şekilde duraksamadan kendisine en yakın ruha yönelmiş ve 3 ruhu zincirleme olarak öldürmüştü. Bir ruh ikinci ruhunu zincirleme olarak öldürüp başka ruhu aradığı sırada simsiyah bir yumruğun tam burnunun dibinde olduğunu gördü. Kaşla göz arasında 6 kişi ölmüştü. Geriye 2 ruh kalmıştı biri saldırı bile yapamamış biri de başka bir ruhu öldürmüştü. Şimdi ne yaparlarsa yapsınlar siyah ruhu yenemezlerdi. Siyah ruh ikisini de öldürüp birinci olmuştu.

Başını yukarı kaldırdı ve sonra duraksadı
"Geri dönsem ne değişecek ki? Beni bekleyen kim var ki ardımda? Bir tek evcil hayvanım var ve onunla da bir bağım kalmadı." derken bu kısa duraksama onun ölümüne neden olmuştu.

"Kim? Benden başka kim vardı?..."

Simsiyah bir ruh daha ama başında tacıyla, kızıl gözleriyle ölen kişiye bakıyordu ve ayrıca bir zırha sahipti.

Ondan çıkan bir ses
"Artık bir kılıca ve bir pelerine de sahibim. Bununla birlikte gücüm 35 milyar 1 milyon ruh oldu sanırım."

Başka bir yerden sanki gök konuşurcasına gelen bir ses
"Dön artık şu lanet olası dünyaya. Çoktan reankarne olmak için standartları karşılıyorsun."

Kızıl Gözlü siyah ruh
"Karşılamak biraz az sanki? Ben reankarne olmak için gereken tüm şartları fazlasıyla aşıyorum. Buraya gelen kişiler 25inci seviyenin üstüne çıkan kişilerdi değil mi? Ne yazık ki 1 milyondan 1 kişi geri dönebilecek."

Ses
"Doğru tahminlerin bazen beni bile şaşırtıyor. Peki ne zaman döneceksin şu lanet dünayaya."

Kızıl Gözlü ruh
"Biraz daha kalmayı plan...."

Ses
"LANET VARLIK... ZATEN 100 YILDIR BURADASIN VE 100 YILDIR SENİN YÜZÜNDEN GERİ DÖNEN KİMSE OLMADI DÖN ARTIK ŞU DÜNYAYA."

Kızıl Gözlü ruh
"Peki peki... Dönüyorum ama bana uygun bir beden var mıdır?"

Ses
"Onu da mı biz halledelim? Son öldürdüğün ruhun bedeni sana gerçekten uyuyor. Seni o bedene gönderiyorum sonunda gidiyorsun ve gidince büyük bir şok ve yalnızlık seni bekliyor olacak. UNUTMA REANKARNE OLMAK İÇİN 1 MİLYON RUH ALACAĞIM SENDEN. 36 MİLYARLIK RUH GÜCÜ HALA SENDE KALACAK BU RESMEN ÇILGINLIK..."

Kızıl gözlü
"Tamam, tamam fazla konuşma da gönder beni. Reankarne olmak istiyorum." dediği anda ruh kaybolmuştu.

***

Kızıl gözlü ruh gözlerini yeni bedeninde açmıştı ama ağır bir koku mevcuttu içinden
"Belli ki bu bedenin ölümünden bu yana 1 ay geçmiş açıkça çürümüş bir bedendeyim. Neyse halledilmeyecek bir mesele değil. Önce beni yiyen şu böceklerden kurtulalım." demiş ve ruh enerjisiyle hepsinden kurtulmuştu.

"Bedenin onarımı tamamlanınca kimin bedeninde olduğumu öğrenirim eğer bir intikamı varsa alırım. Şimdi meditasyon vakti."

Raiden 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin