Elisa yüzünde kocaman bir morlukla odasına girdi. Muhtemelen karnında da morluklar vardı. Kolundaki çizikler de kızarmış hafif hafif kan akıtıyordu. Elisa kıyafetlerini değiştirdi ve dadının yardımıyla ağrıyan yerlerine Prensin doktorunun hazırladığı bitkisel karışımı sürdüler. Elisa ağrılarından ve yorgunluğundan dolayı erken yatmıştı. Fakat hemen uyuduğu da söylenemezdi.
Olivia ise odasına sinirle girdi. Hızlıca kıyafetlerini değiştirdi ve saçını topladı. Kıza çok öfkeliydi. Yüzünde bir çizik vardı. Hem de yanağında ve uzun bir çizik. Yaptıkları yetmezmiş gibi yanağını çizmişti. Aynaya daha fazla bakmamak için yatağına girdi ve onu unutmak ardından rahat bir uyku çekmek istedi. Günün yorgunluğuna rağmen uyumakta zorlanıyordu. Gözünde bir damla uyku belirtisi yoktu. Saatlerce yatakta yuvarlanmasına rağmen uyuyamamıştı. Ama öfkesi az da olsa inmişti. Daha iyi hissediyordu ama ona olan öfkesi hiç bitmeyecek gibiydi. Çünkü kız prensesliğe giden yoldaki bir engeldi.
Olivia bunları düşünürken aniden kapı açıldı. Birinin onun uyku saatinde odada ne işi vardı? Dadısı mıydı? Ama o kapıyı çalmadan içeri girmezdi. Yoksa bu Elisa mıydı?
İçeri giren kişi yavaşça Oliviaya yaklaştı ve elindeki bıçakla kıza saldırdı. Kız son anda kendini yere atmasıyla kurtulmuştu. Ancak maske takmış gizemli kişi kıza saldırmaya devam etti. Genellikle bıçağı boynunu hedef alıyor ama kız babasından öğrendiği kendini savunma dersleriyle bu girişimlerden ustalıkla kurtuldu. Karşısındaki kişi bu sefer kızın yüzünün tam ortasına doğru bıçağını doğrulttu ama Olivia karşısındaki kişinin bıçağı tutan elini yakaladı ve karnına tekme attı. Olivia tekmeden dolayı sersemleyen kişinin yanına gitti ve eline bıçağı aldı ve o kişinin boynuna tuttu. Maskeyi çekti. Bu kişi dadısıydı.
"Tebrik ederim hanımefendi. Beyefendinin oyunundan geçtiniz..." dedi ve kızın elinden hızlıca bıçağı alarak odadan çıktı. Kız adrenalinin verdiği etkiyle soluk soluğa kaldı. Sonra yorgunluktan uyuyakaldı.
Elisa ise saldırıya uykusunda yakalandı. Ama uykusu hafifti. Kapı gıcırtısına hemen uyanmıştı. Dikkatlice etrafı dinledi. Birinin yatağa yaklaştığını fark ettiğinde hemen o kişinin yüzüne tekme attı ve koşarak bıçağı kişinin elinden alıp pencereden fırlattı. Sonra tekrar tekme atmaya hazırlanırken karşısındaki kişi konuştu.
"Durun! Ben dadıyım... beyefendinin emriyle size saldırdım. Tebrikler oyunu başarıyla tamamladınız!" Dedi. Kız duyduklarına inanamamıştı. Artık uykusunda bile rahat olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncakçı
HorrorElisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi bir balodan diğerine gitmek yerine kitap okumayı ya da yeğeniyle vakit geçirmeyi tercih eder. Bir a...