~9 | 1~

1.3K 107 6
                                    

Elisa kendini artık iyi hissediyordu. Son oyunun üzerinden iki gün geçmişti. Ve bugün oyun günleriydi. Yani tahmini bu yöndeydi. Hemen dadısı onu hazırladı.

"Bugün oyun mu var dadı?"

"Evet, hanımefendi"

"Tamam..." dedi ve yavaşça yerinden kalktı. "Hadi gidelim, zaten eninde sonunda gideceğiz" dedi ve çıktılar. Tekrar balo salonuna geldiler. Kız bu odada olanları hatırlayınca birden başı döndü ama hızlıca kendini toparladı. Başını eliyle ovaladı ve balo salonuna girdi. Kimse yoktu. İlk o gelmişti. Ve ortada sadece yarım ay şeklinde dizili sandalyeler ve taht vardı. 'İlk günkü gibi...' diye mırıldandı Elisa. Etrafı incelemeye başlayan Elisa arkasından birinin geldiğini hissetti ve hızlıca arkasını dönüp elini yumruk yaptı. Sonra karşısındakinin Olivia olduğunu görünce rahatladı.

"Hey! Sakin ol. Benim Olivia"

"Sessiz sessiz gelince korktum"

"Tahmin edebiliyorum... Üzgünüm. Sadece nereye baktığını merak ettim ama seni rahatsız etmekte istemedim."

"Seni anlıyorum." Dedi sadece. Çok konuşkan biri değildi zaten Elisa. Balolara bile gitmek istemezdi. Evde kitap okurdu. Ya da yeğeniyle oyunlar oynarlardı. Bu yüzden pek sosyal bir insan değildi.

"Pek konuşmuyorsun" dedi Olivia kısık denilebilecek bir sesle.

"Sadece oyunun ne olduğunu çözmeye çalışıyorum..." dedi ve dadıların onları çağırmasıyla yerlerine geçtiler. Merak ve korku karışımı bir duygu kaplamıştı herkesi. Ayakları titriyordu. Bazıları gerginlikten tırnaklarını yiyordu. Çünkü bu oyunda be olacağını kestiremiyorlardı. Meraklarını giderecek kişi kapıda belirmişti. İlk günü aratmayan tavırlarıyla ve boyalı suratıyla içeri girdi.

"Hepinize tekrar selam! Neden burada toplandık giye düşünüyor olabilirsiniz! Hemen nedenini söyleyeyim. Çünkü bu oyun hareket gerektirmiyor, sadece konuşma o kadar. Evet sadece kimin ölmesi gerektiğini konuşacaksınız o kadar!" Dedi ve elini şıklattı. Hemen dadılar üstünde sayı yazan kağıtları kızlara verdi. Bu numaralar oyuna giren kaçıncı kız olduklarını gösteren numaralardı. Kızların korkudan elleri titriyor ve kağıtlar sallanıp duruyordu. Bu durumdan rahatsız olan Oyuncakçı kızdı.

"Ses çıkarmayı ve titremeyi kesin açık oylama başlamıştır!" Dedi ve herkes etrafına bakmakla yetiniyordu. Oyuncakçı bu sefer kızmadı çünkü kızların düşündüğü belli oluyordu. Bir süre beklemeye karar verdi.

Elisa duyduğu şeyle şok oldu. Bu oylama da neyin nesiydi? Kendi elese vicdanlarımızı rahat bıraksa olmaz mıydı? Diye geçirdi içinden. Sonra tüm kızlara baktı. Onlardan birini yazabilir miydi ki? Belki de hayatı için bunu yapmalıydı? Ama vicdanı buna dayanabilecek miydi?

OyuncakçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin