Düğünün ertesi günü herkes kahvaltıya toplanmıştı. Kral baş köşede, sağ tarafında kraliçe ve diğer yerlerde prens ve prensesler oturuyordu. Krala en uzak kişiler Theo ve Elisaydı.
Yemeklerini yerken Kral yeni gelen oğluna bir görev vermesi gerektiğini biliyordu. Ama önce oğlunun fikrini almak istedi.
Kral:"Prens Theo, artık saraya yerleştiğine göre sana bir görev verebilirim. İstediğin herhangi bir mevki var mı?"
Theo:"Evet Kralım, izniniz olursa ben ülke içi askeriyeye bakmak istiyorum. Ülke içinse düzeni sağlamak istiyorum. Biliyorum askerler elinden geleni yapıyor ama yeterli değil. Kendi görüşlerim ve eşimin tecrübeleriyle ülke içindeki düzeni sağlamlaştırma ümidindeyim." Dedi. Kan görmeyi çok seven bu psikopat Prensin amacı suçlular üzerinde işkencelerini uygulamak. Bu yüzden saray dışı yaşamını ve eşini bahane etmişti.
Theodor:"Ama askeriyeye ben bakıyorum. Ve yanımda çalışmasını istemiyorum..."
Kral:"ülke dolu konularda sen, ülke içinde de prens Theo ilgilenir... Tamam Prens Theo ülke içi askeriye sana ait." Dedi. Prens Theodor her ne kadar itiraz etmek istese de yapamadı. En büyük olmasına rağmen soylu olmayan birine aşık olup Kraliçenin itirazlarına rağmen evlendiği için kral veliaht seçimini ertelemişti. Prens Theo yarı kraliyet soylu olmasına rağmen bir asille evlendiği için eşit sayılırlardı. Bu yüzden karşı çıkamamıştı.
Kraliçe:"Prens Theo ve eşine hizmetçi almamız gerekiyor. Bununla siz mi ilgileneceksiniz Prenses yoksa ben mi ilgileneyim?" Dedi. Elisa düşündü. Eğer hepsini kendi seçerse hiçbirine kraliçe güvenmezdi. Ya da bazılarını bir şekilde attırıp kendi adamlarını getirebilirdi. Elisa eski evlerinin orada yaşayan kızları çağırmayı düşündü. Böylece bir iki kız hizmetinde kullanabilirdi.
Elisa:"Siz seçin kraliçem" dedi. Kraliçe bir an şaşırsana kızın saf olduğunu ve kızı kolaylıkla saraydan atabileceğini düşündü.
Kraliçe:" Tamam, benim de birkaç hizmetçi almam gerekiyordu zaten. En iyilerini seçeceğimden kuşkun olmasın."
Elisa:"Hiç olmamıştı zaten..." dedi ve kahvaltılarını bitirmeye koyuldular. Elisa ilk defa prensleri yakından izleme fırsatı buldu. Hangi prense tahta çıkması için yardım edeceğini bilmiyordu. Prens Theodor? Prens Theo'ya şu an gıcık olmuşken yardımını kesinlikle reddederdi. Prens Louis? Eğlenceyi seven bir tip gibiydi. Kral olmaya uygun biri gibi değildi. Prens Mark? Henüz evlenmemiş olması bir eksi. Ama bir asille evlenirse tahta uygun bir aday olabilir. Prens Viktor? Düğün gününde yaptıkları konuşma sonrası Elisa ona yardım etmemeyi seçti. Muhtemelen ya prens Louis'e ya da prens Mark'a yardım edecekti. Aldığı karardan memnun olan Elisa bi an önce yemeğin bitirmeye koyuldu.
Herkes işlerini başına giderken Theodor Theoyu durdurdu.
"Bugün aldığın iş sana düğün hediyem. Ama dikkat et her an elinden geri alabilirim." Dedi. Theo klasik gülüşünü kardeşine de gösterdi.
"Neler yapabileceğini bilmediğin bir kişiye karşı bu kadar emin olma kardeşim..." dedi ve gülerek gitti. Arkasında kalan Theodor da onun gülüşü gibi psikopatça değil kötülük dolu bir şekilde gülümseyerek fısıldadı.
"Görüşeceğiz kardeşim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncakçı
HororElisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi bir balodan diğerine gitmek yerine kitap okumayı ya da yeğeniyle vakit geçirmeyi tercih eder. Bir a...